Yetiştirilmesi kolay ama hasadı zahmetli olan susamda üretimin büyük bir kısmı ihraç edilirken ihtiyacın karşılanması için de ithalat yapılıyor.
Simidin olmazsa olmazı, tahinin hammaddesi susam, çiftçiye ek gelir getiriyor. Dünyanın en kaliteli susamını Türkiye üretiyor ancak bu üretimin tamamını Japonlar ilaç ve kozmetik sanayisi için alıyor. Yurt içindeki talebin yüzde 90’ı Afrika’dan karşılanıyor.
Tüketicinin tahine olan ilgisi arttıkça, üretici de susam konusunda harekete geçiyor. İhtiyacın yüzde 90’ına yakın kısmı ithal edilen susamdaki yerli atak; üreticiye ek gelir kapısını araladığı gibi, üretilen tahinde/simitte daha fazla yerli susam kullanımını sağlıyor. Akdeniz’den İç Anadolu’ya geniş bir coğrafyada ilk sürüm hasadı tamamlanan susamda ikinci sürümde de hasat yapılıyor.
Buna göre üreticide Adana’da 16 liradan, Konya’da 17 liradan satışı yapılan susam, tahin olarak satıldığında en az 35 liradan başlayan fiyatlar oluşuyor.
Milliyet'teki habere göre, Manisa, Antalya, Adana, Muğla gibi başlıca üretim bölgesi olan susam, önemli bir gelişim bölgesi olan Güneydoğu Anadolu’da ise azalan üretim payıyla dikkat çekiyor. İthalat ise özellikle Afrika ülkelerinden yapılıyor. Büyük bir kısmı ise Nijerya’dan karşılanıyor. Tahmini 15-18 bin ton arasında yurt içi üretimin yanı sıra, ihtiyaç olan 150-160 bin tonun tamamlanması için ithalat kullanılıyor.
Çok az su ihtiyacı olan susam, kıraç arazilerin değerlendirilmesini de sağlıyor. Bu yöntem özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tercih ediliyor. Akdeniz ve Ege’de ise susam, ikincil ürün olarak değerlendirilebiliyor. Yani buğday, mısır, pamuk gibi ürünleri ekenler tarlanın boş zamanında susam ekip hasat edebiliyor. Bu özellikleriyle çiftçi için ek bir gelir kapısı haline gelen susamın üretici tarafından daha az tercih edilmesinin nedeni ise, işçiliğinin fazla olması.