Hayatımızdaki değişim dönemlerini en sağlıklı nasıl atlatırız? Kendimizi geliştirmek için zamanı nasıl daha verimli kullanabiliriz?
İnsan hayatındaki geçiş dönemleri zorludur. Dengede olduğunuz olumlu olumsuz taraflarına alıştığınız bir durumdan yepyeni bir duruma geçersiniz. Okuldan mezun oldunuz ilk işinize giriyorsunuz, bunaldığınız işinizden sizi heyecanlandıran yeni bir işe geçiyorsunuz ya da kariyerinizin ortasındasınız yeni bir yola girmek, hobinizi tam zamanlı işe çevirmek istediniz. Ya da ani bir şekilde işinizi kaybettiniz. Tüm bu geçiş dönemleri kendinizi keşfedeceğiniz, keşfettiğiniz yönlerinizle bir sonraki adımınızı planlayacağınız ilginç zamanlar.
Değişimin zorluklarına göğüs gereceğiniz ve heyecanına kapılacağınız anlar sizi olgunlaştıracak, kişisel ve profesyonel anlamda büyümenize katkıda bulunacak.
Kişisel dönüşüm kitapları reçete olur mu?
Çok başarılı bir iş insanının kariyerinin dönüm noktasına geldiğinde hayatın ne kadar anlamsız olduğunu düşünmesiyle her şeyini satıp ücra köşede bir yere kapanması ve ruhunu temizlemesinin öyküsünü anlatan; hayatını tamamen değiştirme arayışındaki yolculuğunu kaleme almış ve hikayesi basılır basılmaz çok satanlar listesine girmiş gibi kitabı bir solukta okumuşsunuzdur. Günlük hayatın amaçsızlaşması, çok para kazanmanın, kariyer hırsının belli bir noktadan sonra tatmin getirmemesi vs. konularda yazarla aynı fikri paylaştığınız noktalar olmakla beraber, bu dönüşüm öyküsü sizin geçiş dönemi anlayışınızla bağdaşmaz, gerçekçi değildir. Bizlerin dönem dönem yaşadığı ille de bu denli köklü değişiklikler getirmeyen geçişler konusunda bize ders vermez, yol göstermez. Yaşanan kafa karışıklıklarını, korkuları, tereddütleri, alınan kararları aktarmaz. Zorluklara fazla değinilmezken, dönüşümün getirileri abartılı bir şekilde anlatılır, okuyana okuduğu sürece motivasyon kaynağı sağlarken, kitap bitip ‘evet ben nereden başlıyorum’ dediğinizde size yol gösteren bir rehber oluşturmaz.
İşsiz kalanlara pratik öneriler
Pratik olun
İşsiz kaldınız, birikiminiz size ancak birkaç ay yetecek, hayatınızı idame etmek için hemen çalışmanız gerekecek. Fazla seçici olmadan, parasına, işyeri adresine veya kariyerinizde nasıl bir adım olacağına takılmadan işi almanız gerekebilir. İşe başlayın, bir yandan da iş aramayı sürdürün. İş işte bulunur. Evden çıkmak, yeni insanlar tanımak, yapabilirliklerinizi kendinizin görmesi ve başkalarına göstermeniz için gereklidir.
Yalnız değilsiniz
İşsiz kalınca kendinizi kocaman bir şehirde tek başına hissedersiniz. Her şeye tek başınıza katlanmanın yükünü birden omuzlarınızda hisseder, böyle bir durumda kimseden yardım istemeyi kendinize yediremezsiniz. Aileniz size destek olacaktır ancak onları üzmek en son istediğiniz şeydir. Hepsi iyi konumlarda arkadaşlarınıza gitseniz, kendinizi daha da kötü hissedeceğinizi bilirsiniz. Zaman içerisinde bir travmaya dönüşebilecek bu yenilgiyi tek başınıza atlatmak için diretmeyin. Kendinizi herkesten uzaklaştırmayın. Çevrenizdekilere yeni bir işe baktığınızı söyleyin ki onlar da sizin için aktif iş baksınlar, en azından kulaklarını açık tutsunlar.
İlişkilerinizi güçlendirin, yeni bağlantılar kurun
Sahip olduğumuz ve çoğu zaman sahip olduğumuzu unuttuğumuz en önemli kaynağımız zaman. Çalışmadığımızda zaman zenginiyiz. Zamanımızı yeni ilişkiler kurmakla ve diğer insanların yaşamlarına katkı sağlamakla geçirmekten daha değerli ne olabilir. Değer oluşturacağınız alanlar üretin. Özel ders verin, deneyimlerinizi paylaşın, blog yazın. Yeni yetiler edinin, serbest çalışın. Beklentilerinizi yükseltmeden kendinizi yararlı kılın. Farkında olmadan yeni kapılar çalacak, değer sağladıkça kendinize güveninizi yeniden kazanacaksınız.
‘İş’i yeniden tanımlayın
İş ille maaş aldığınız, sabah 8 akşam 5 gidip geldiğiniz bir çalışma şekli olmak zorunda mıdır? Daha geniş ve soyut anlamda baktığınızda, değer kattığınız her şey iş olmaz mı? Bir podcast sunmak, bir blog yazmak, çocuğunuzun okulu için etkinlikler düzenlemek. Zamanınızı boşa harcamadığınız ve değer ürettiğiniz sürece, ay sonu maaş alsanız da, almasanız da iş iştir.
Her gün kendinizi dört alanda geliştirin
Ne yaparsanız yapın, çalışsanız da, bir süre işsiz olsanız da, her günü şu basit fikirle geçirin: kendinizi dört farklı alanda geliştirin - fiziksel, duygusal, zihinsel ve spiritüel.
Fiziksel - formda olun
Her gün fiziksel en az yarım saat egzersiz yapın. Her gün erken kalkıyorsanız, erken yatın. 8 saat uyuyun. Yatmadan en az 3 saat önce yemeğinizi bitirin. Uyurken mideniz de dinlensin.
Duygusal sağlığınız için olumlu insanları yanınıza çekin, olumsuzları hayatınızın dışında tutun. Sizi aşağı çeken kimseyle zamanınızı harcamayın. Bu ailenize veya arkadaşlarınıza zor zamanlarında destek olmayacağınız anlamına gelmez ancak önce kendi duygu durumunuzu dikkate alın. Olumsuzlukların içinde kaybolmayın.
Zihinsel gelişim
Her gün fikirlerinizi not edin. Aklınıza üşüşen iyi-kötü, saçma- akıllıca, üretici-sıkıcı, ne gibi fikirler gelirse, yazın. Altucher bir gün üniversiteye devam etmese lise mezunlarının yapabilecekleri 100 alternatifin listesini yazmak için kalemi kağıdı eline almış ve sadece 8 madde yazabilmiş… Bir sonraki gün 40 tane daha yazmış. Zihninize jimnastik olacak her türlü kelime, sayı oyununa zaman ayırın. Evde başlatabileceğiniz 10 iş fikri düşünün. Otobiyografinizi yazacak olsanız, bölüm başlıklarınız ne olurdu, yazın. Elinizi korkak alıştırmayın 30 bölüm başlığı bulmaya çalışın. Fikir adalelerinizi çalıştırıyor olduğunuz için beyniniz tazelenecek, daha hızlı çalışacaktır.
Dua edin. Şükredin. Affedici olun. Maneviyatını artıracak kitapları okuyun.