Çok seçkin misafirlerimiz,
Allah’ın rahmeti, bereketi ve selamı siz güzel kulları üzerine olsun.
Âlemlerin yaratıcısı olan yüce Rabb’ime sonsuz hamd, övgü ve teşekkür ederim ki, bizleri nimetlerin en büyüğü olan İslam üzere yarattı. Sonra kusurlu kullarına kusursuz güzellikler, akıl, ağız tadı, göz nuru nasip etti. Yiyeceklerin en lezzetlisini, giyeceklerin, yaşanacak mahallerin,ulaşım vasıtalarının ve hatta toplanma mekanlarının en rahatını, iyisini, güzelini verdi.
Ey Allah’ım! Nimetini üzerimizden eksik etme! Nefislerimizi azdırma! Yolundan ayırma! Tembellikten koru! Sevdiklerini sevdir. Sevmediklerini nefsimize hoş gösterme! Nimetini salih kullarına vâd ettiklerinle tamamla
Ve,
Salât, selam peygamberlerin en sonuncusu olan sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa’yadır.
Hoş geldiniz. Şeref verdiniz. Samimiyet ve dostluğunuzdan çok sevinçli (oldukça heyecanlı), mutlu ve gururluyum.
Her birinizi Allah için çok seviyorum. Genciniz, yaşlınız, anne ya da baba olanınız, pırıl pırıl, ışıl ışıl gözlerle çocuk olanlarınız. Allah da sizleri sevsin.
Bu gece çok muhterem bir Allah dostunu hayırla yâd etmek üzere toplandık. Sevgili liderim, lideriniz Mahmud Esad Coşan rahimehullah iki yıl önce 4 Şubat 2001 Pazar günü müphem bir çarpışma neticesi damadı Ali Yücel Uyarel’le birlikte şehid olmuştu. Ben de bu anma gecesi vesilesiyle kendilerine bahşedilen şehitlik mertebesiyle alakalı birkaç ayeti celileyi hatırlatmak, dostlarıma müjdelemek istiyorum.
Ali-İmran 169 -170
“Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü zannetme! Bilakis onlar Rab’leri katında diridirler. (Cennet nimetleriyle) rızıklanırlar. (Hem de) Allah’ın kendilerine lütfettiği (şehitlik rütbesi)ne kavuşmaları sebebiyle sevinç içerisindedirler. Arkalarından henüz kendilerine (şehid olarak) katılmamış olanlara da, hiçbir korku ve üzüntü olmayacağını müjdelemek isterler.”
En-Nisa 69
“Kim Allah’a ve Rasûl’e (can-ı gönülden) itaat ederse işte onlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği nebiler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olacaklardır. Onlar ne güzel arkadaştırlar.”
El-Hac 58
"Allah yolunda göç edip de sonra öldürülen veya ölenlere gelince, muhakkak ki Allah, onları en güzel rızıkla(rla) besleyecektir. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en iyisidir.”
Ona ve makamına duyduğumuz özlem ve hasret, sevgimizle yoğrulup, ilke ve hayat anlayışıyla birlikte yaşam mücadelemizde hayat pınarı olmuştur. Firdevs Cenneti ve Cemalullah kendisine ve sevenlerimizle beraber bizlere de nasip olsun.
Birlikteliğimize, aranızda bulunma ve kaynaşmamıza vesile olan bu veya benzeri toplantıların maliyetleri ve ecel zamanımızla ilgili vaktin gizlenmiş olmasından ötürü doğabilecek aktarma, ulaştırma, uyarma vazifemizi layıkıyla yapamama gibi riskleri en aza indirmek ve mesajlarımın sizlerle paylaşılması sonrası yönlenip, seferber olup, gayret edip bir an önce yol alabilmeniz ve bu faydaları başkalarına aktarabilmeniz için planladığım yaklaşım ve yorumlardan çok yeni, çarpıcı, etkili ve faydalı olacak bazılarını siz güzide insanlarla paylaşmak istiyorum.
Fedakar ve has dostlarım,
Bunlardan ilki, hediye olarak verdiğimiz, Allah’ın siz kullarına, peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) vasıtasıyla gönderdiği mesajının, yani Kur’an-ı Kerim’in nefis bir hat ile yazılmış Arapça metni ve ender rastlanacak nitelikte mükemmel bir mealidir.
Şimdi merak edip de soracaksınız. Bunun neresi çok yeni ve çarpıcı diye! Hemen izah edeyim;
Belki de 1400 yıllık bu mübarek kitabı ilk defa ben “İnsan Kullanım El Kitabı”, “Kullanım Kılavuzu” tarifiyle tanıtıyorum.
İçinde, ademoğluna, yaradılış gayesine en uygun nasıl yaşayarak ulaşacağını tarif eden en mükemmel “Kullanım Kılavuzu”, “Kullanım El Kitabı”, ingilizce anlatımıyla “User Manual” Kurân-ı Kerim’dir.
Nasıl bugünkü teknolojinin en son ürünleri olan, dijital ve elektronik cihazların ambalajları içerisinde o ürünün, en verimli kullanımını tüm detaylarıyla tarif etmek için, kullanım kitapçıkları bulunuyorsa, biz de tüm insanlara, Amerikalı'ya, Çinli’ye, Japon’a, Afrikalı’ya, Rus’a, İngiliz’e, Türk’e, önceki kullanım kılavuzlarını tahrif ederek kendi nesillerine ihanet edenlere, kılavuzları getiren elçilere kasd edip öldürenlerin torunlarına, kendisini arayan kaybolmuşlara, Allah’ın hidayet dilediklerine, bu “İnsan Kullanım El Kitabı’nı” edinmelerini ve okumalarını sağlamalıyız.
Kısaca ifade edecek olursak, Kurân-ı Kerim tüm insanlara ve sonraki nesillerine ulaştırmamız gereken en yeni orijinal tarifimizle “İnsan Kullanım El Kitabı’dır.”
İkinci yeni, etkili, faydalı yaklaşım, Sağduyu Partisinin kuruluşudur. Bilen dostlarım vardı. Şimdi de bu girişimi sizlerle paylaşıyorum. Sağduyu Partisi, hakkı söylemek ve savunmak amacıyla kurulmuş, tüm insanlara fayda hedefleyen siyasi bir girişimdir.
Bu girişimin niçin gerekli olduğunu şu aşamada tam manasıyla kavramayabilirsiniz. Fakat az sonra paylaşacağım bazı tesbitler konuya bir açılım, izah getirebilir. Düşünüp anlamanızı sağlayabilir.
Biz, bazı toplum liderlerinin ve politikalarının her zaman paralelinde olmayabiliriz. Mesela biz, Kıbrıs meselesinin Kıbrıs halkları tarafından çözülmesindeki eşitsizliğe, oldu bitti (savaş) senaryolar(ın)daki tek yanlılığa, çifte standarda, küstahlığa itiraz ediyor, farklı yorumlar getiriyoruz.
Çünkü biz, Doğu Türkistan’da insani özgürlüklerden payını alamayan kardeşlerimiz için üzülüyoruz. Onlara haksızlık yapılmasın istiyoruz. Çünkü biz, domuzun, sütünün de haram olduğunu biliyoruz. Çünkü biz, yaranmanın ve taviz vermenin inancımız değişmedikçe netice getirmeyeceğini biliyoruz. Çünkü biz, mutlak fayda ve gerçek adaletin yanlızca inancımızda olduğunu biliyoruz.
Çünkü biz, insanların sağduyuya ihtiyaç duyduğunu görüyoruz.
Arkadaşlar, dostlar, Sağduyu Partimiz hayırlı olsun!
Üçüncü olarak, benimle ilgili tüm tarifleri, algılamaları ve beklentileri yeniden yorumluyor ve açıklıyorum.
Ben, sadece ve sadece, sevenlerim için takip edilmesi gereken doğal, hakiki bir liderim. Benim için öngörülen tüm diğer sıfatlar, ancak liderlik vasfım ışığında değerlendirilirse bir anlam ifade eder. Ve aynı zamanda ben, sizleri güzellik yarışmalarının en ideali, en adili olan Takva yarışına yönlendiren ve çağıran aciz bir kardeşinizim.
Sevgili misafirlerim, dikkatlerinizi çarpıcı bir tarife odaklamak istiyorum.
Sahte tanrılar.
Evet sahte tanrılar. Önce kendimi sonra da sizleri sahte tanrılarla istikrar ve ısrarla mücadele etmeye davet ediyorum. En tehlikeli sahte tanrı nefsimizdir. İçimizde barındırır, elimizle besler, büyütürüz. Tanrı gibi her dediğini, emrettiğini yaparız. Dost gibi, bizden gibi gözükür ama münafıktır ve şeytanla, kötülüklerle işbirlikçidir. Kontrol altında tutulmazsa, bize ihanet eder. Kaybı kesin ve ebedi olan dünya oyununda sahte yansıma, cazibe ve güzelliklerle aldatarak zamanımızı öldürür.
Dönüşü olmayan noktaya gelindiğinde, yani, ekranda “Game Over” yazdığında, “keşke toprak olsaydım.” der. Heyhat, artık dönüş yalnız hesap meydanınadır.
Onun için Sevgili Sağduyulular;
Zumer-55
“Siz farkında bile değilken ansızın size azap gelip çatmadan önce, Rabbinizden size indirilenin en güzeline (Kur’ân’a) uyun.”
Allah yolundan alıkoyan diğer tüm yapı ve otoriteler de sahte tanrılardandır. Allah bizlere makyajla saklanan sahte yüzleri, kamufle edilerek süslü kaplarda sunulan zehir içecekleri ayırt etme feraseti, yeteneği, kabiliyeti versin, idrakimizi güçlendirsin.
Biliyorum, durmak yok. Biliyorum, zaman yok. İçim içime sığmıyor. İşlerimizde çok başarılı olmak istiyorum. Hemen istiyorum, hayallerim, emellerim, niyetlerim yaşanır olsun. Ya Rabbi! Ayaklarımızı Senin yolunda sabitle! Hayırlı, sevdiğin neticelere hem dünyada tez, hem ahirette ulaştır.
Dostlarım,
Şimdi sizleri benzerini Brisbane, Avustralya’da sevgili babamın hatırasına inşa etmek için çizdirdiğimiz, kültür merkezi projemizden daha mükemmellerini çizmeye ve bina etmeye çağırıyorum. Sizleri, yaşadığımız ortamları yeniden gözden geçirip inancımıza uygun, doğaya dost yeni evler, işyerleri, camiiler, alışveriş merkezleri, benzin istasyonları tasarlamaya, projelerini çizmeye, bu konuda birbirinizi desteklemeye, yarışmaya davet ediyorum. Sizleri inancımıza uygun dünya standartlarını oluşturmaya, keşifler yapmaya, faydalı ilme, eğitime, hayırda sınırlarınızı ahiretiniz için hazırlık olsun diye zorlamaya, teşvik ediyorum. Birlikte güzeli, doğruyu, adili, faydalıyı örnek ve hakim kılmak istiyorum.
Günahlarla kararmış, katılaşmış kalpleri tevbe ettirerek, yanlış yollardan “U” dönüşü yaptırarak Hakk’a çağırıyorum.
Zumer-35
“Çünkü Allah, onların (geçmişte) yapmış olduklarının en kötüsünü bile örtecek ve kendilerine mükafatlarını, yapmış olduklarının en güzeliyle verecektir.”
Böylece netice olarak, sizleri ;
Allah’ı sevmeye davet ediyorum.
Ya Rabbi! Yolumuzu aç!
Dualarımızı aziz ve yüce İsmin hürmetine kabul et.
Bildiğimiz bilmediğimiz her türlü tehlike ve kötülüklerden koru.
Bildiğimiz bilmediğimiz her türlü güzellik ve iyiliklere eriştir.
Bizleri muvaffak ve muzaffer eyle.
Muharrem Nureddin COŞAN
04.02.2003