İnsan türlü şeylerle imtihan edilir. Bu imtihan bazen bir hastalıkla olur.
Ebu Hureyre ve Ebu Said’in (Ra.) anlattıklarına göre, Peygamber Efendimiz (SAS.) şöyle buyurmuştur: "Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur." (Buhari, Marda 1; Müslim, Birr 52, (2573); Tirmizi, Cenaiz 1)
Müslüman hastalığa sabretmeli, sağlığına kavuşmak için gerekenleri yapmalıdır. Dua etmek de yapılacakların başında gelenlerdendir. Peygamber Efendimiz (SAS.) “Dua etmek ibadetin ta kendisidir. Rabbiniz buyurdu ki: Bana dua edin, (isteyin) size karşılık ver(ip duanızı kabul ed)eyim.” buyurmuşlardır. (İbn Mâce, “Duâ, Ahmed b. Hanbel, 40/Mü’min,60)
Şifa, sözlükte “bir hastalığı tedavi etmek, hastayı iyileştirmek” anlamında kullanılır. Kelime mecazen “cehalet hastalığını giderme” anlamına da gelir. Kelime, Kur’an-ı Kerim’de şu ayetlerde geçmektedir:
وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُؤْمِن۪ينَۙ
Mü’minler toplumunun gönüllerine de şifa (ferahlık) versin.
(9/Tevbe, 14)
وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ
Gönüllerde olan (kötü duygulara, batıl inançlara, dert ve sıkıntı)lara bir şifadır.
(10/Yunus, 57)
يَخْرُجُ مِنْ بُطُونِهَا شَرَابٌ مُخْتَلِفٌ اَلْوَانُهُ ف۪يهِ شِفَٓاءٌ لِلنَّاسِۜ
Onların (arıların) karınlarından rengârenk bir içecek (bal şerbeti) çıkar ki o, insanlar için bir şifa (kaynağı)dır.
(16/Nahl, 69)
وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ
Biz Kur’an’dan, inananlar için, şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz.
(17/İsra, 82)
وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ
Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur.
(26/Şuara, 80)
قُلْ هُوَ لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا هُدًى وَشِفَٓاءٌۜ
(Onlara) de ki: “O (Kur’an) inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır.
(41/Fussilet, 44)
Peygamber Efendimiz’in (SAS.) hadis-i şeriflerinde önerilen bazı dualar şu şekildedir:
أَسْأَلُ اللهَ الْعَظِيمَ رَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ أَنْ يَشْفِيَكَ
Abdullah İbni Abbas (Ra.) şöyle dedi; “Nebi (SAS): ‘Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında yedi kere: "Yüce arşın Rabbi olan Azamet sahibi Allah’tan sana şifa vermesini dilerim" derse mutlaka hasta şifa bulur."( Ebu Davud, Cenâiz, Bab 8, Hadis no: 3106; Tirmizi, Tıb, Bab 32, Hadis no: 2165; Nesei; Ahmed b. Hanbel, 1, 239, 375, 382, 414, 430)
اللَّهُمَّ ربَّ النَّاسِ ، أَذْهِب الْبَأسَ ، واشْفِ ، أَنْتَ الشَّافي لا شِفَاءَ إِلاَّ شِفَاؤُكَ ، شِفاءً لا يُغَادِرُ سقَماً
Yine Âişe (Rha.)’dan rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem, aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve şöyle dua buyururdu: “Bütün insanların rabbi olan Allahım! Bunun ıstırabını giderip, şifa ver. Şifayı veren ancak sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Buna, hiçbir hastalık izi bırakmayacak şekilde şifa ihsan et!”( Buhârî, Merdâ 20,38,40; Müslim, Selâm 46-49. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Tıb 18,19; Tirmizî, Daavât 111; İbni Mâce, Cenâiz 64, Tıb 36,39)
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.