Ramazan-ı Şerif ayının son on günü yapılan bir ibadet olan itikâf, Kadir Gecesine denk gelip ibadete yoğunlaşmak ve bu mübarek günlerin feyzinden istifade etmek için güzel bir vesile olarak addediliyor.
Ayrıca şu günlerde salgın tedbirleri çerçevesindeki mecburi kapanma süreci, İtikâf ile değerlendirilebilir ve Ramazan-ı Şerif ayının son günlerini daha güzel geçirmek için bir fırsat olarak görülebilir.
İtikâfın amacı; dünyayla ilişkileri asgarî düzeye indirerek kişinin kendisiyle baş başa kalması, daha fazla ibadet yaparak, dua ederek günahlarının bağışlanmasını umması ve Allah’a daha çok yaklaşmasıdır.
İtikâf nedir?
itikaf.org adresinde yer alan bilgilere göre, İslâmî literatürde itikâf, “bir mescidde Allah’ın rızasını kazanma niyetiyle ve belirli kurallara uyarak inzivaya çekilmek” demektir. Hadis kaynakları Hz. Peygamber’in Medine’ye hicretten sonra her yıl Ramazan’ın son on gününde itikâfa çekildiğini, hanımlarının da genelde Resûl-i Ekrem’le birlikte itikâf yaptığını nakleder (Müslim, “İtikâf”, 3; Tirmizî, “Savm”, 80).
Hz. Âişe (r.anha)’nın bildirdiğine göre Resûlullah (SAS.) Ramazan’da son on gün girince geceleri ihyâ eder, ailesini ibadet için uyandırır, ibadete daha çok önem verir, diğer vakitlere nisbetle daha çok ibadet eder ve Müslümanlara da bunu tavsiye ederdi. (Müslim, “İtikâf”, 7)
Bir ibadet çeşidi olarak itikâf, Hz. İbrahim (a.s) zamanından beri bilinmektedir (2/Bakara, 125). Kur’an tarafından da onaylanan (2/Bakara, 87)bu ibadet, Hz. Peygamber’in hayatında önemli bir yer tutmaktadır. Resûlullah (s.a.s)’in Medine’de sadece bir sene hariç her yıl itikâf yaptığı bilinmektedir (Tirmizi, “Savm”, 79).
İslâm öncesi Mekke toplumunca da bilinen itikâf, Hz. Peygamber’in uygulamalarıyla sünnet vasfı kazanmıştır. O, zaman zaman ve çoğunlukla da Ramazan ayının son on gününde Mescid-i Nebevî’de itikâfa girer, yani günün bütün saatlerini orada geçirirdi. Kendisine bu maksatla mescid içinde bir çadır kurulduğu, zorunlu ihtiyaçları dışında mescidden çıkmadığı bilinmektedir. (Müslim, ‘’İtikâf”, 79; Tirmizî, “Savm” , 1-6; Ebû Dâvud, “Savm”, 77-78)
İtikâfa girmek nefsi yasaklardan korumada daha etkili bir yöntem olduğu gibi Ramazan’ın son on gününde olması tahmin edilen Kadir Gecesine rastlama imkânı ve umudunu da artırır. Kadir Gecesi mü’minlerin en değerli, en bereketli, en mutlu gecesidir. Çünkü Yüce Yaratıcı’nın, rahmet kapılarını sonuna kadar açtığı, mânevî ziyafetin davetlilerine her türlü ihsanda bulunulduğu bin aydan daha hayırlı bir gecedir.
Ebû Hüreyre (r.a)’ten rivayet edilen bir hadise göre Hz. Peygamber, Kadir Gecesi hakkında şöyle buyurmuştur. “Kim ki inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ibadetle geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.” Resûlullah (SAS.) özellikle Kadir Gecesini Ramazan’ın son on gününün tek gecelerinde aramamızı tavsiye etmiştir. (Müslim, “Sıyam”, 216)
Ümmetine nebevî bir hatıra bırakan Hz. Peygamber, itikâfı teşvik ve tavsiye ederek “Kadir Gecesinden mahrum olan bütün hayırdan mahrum olur.” buyurmuştur. (Müsned, II, 230, 285)
Dolayısıyla itikâf, modern hayatta yaşanan yoğunluk sebebiyle kendisine zaman ayıramayan Müslüman için bulunmaz bir fırsattır. Geride bıraktığı yılın muhasebesini yapmak, geleceği daha verimli bir şekilde planlayabilmek, Ramazan ayının mânevî ikliminden daha fazla yararlanmak ve “bin aydan daha hayırlı olan o kadri yüce olan Kadir Gecesini” (97/Kadr, 1-5) tam olarak ihyâ edebilmiş olmanın yoludur.
İtikâf’ın İslâm’daki delilleri nedir?
İtikâf meşru bir ibadettir. Meşruiyeti Kitap ve Sünnetle sabittir.
Kur’ân-ı Kerim’de; “Mescidlerde itikafa çekildiğiniz zaman kadınlarınıza yaklaşmayın.” buyurulur. [2/Bakara, 187.]
Peygamber (SAS.) Efendimiz Medine’de hicretin ikinci yılında Ramazan orucunun farz kılınmasından itibaren ömrünün sonuna kadar her Ramazan ayının son on gününde itikâfa girmiştir. Nitekim Hz. Aişe validemiz Peygamber (SAS.) Efendimiz’in itikâfa girmesiyle ilgili şöyle demiştir: “Hz. Peygamber vefat edinceye kadar itikâfa girer ve derdi ki; ‘Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde arayın.’” Hz. Peygamber’den sonra zevceleri de itikafa girdi. [Müslim, İtikâf, 5.]
Peygamber (SAS.) Efendimiz’e Medine hayatı boyunca on sene müddetle hizmet etme şerefine nâil olan ve Peygamber (sav) Efendimiz’den en çok hadis rivayet edenlerden biri olan Enes b. Mâlik ile ashâbın en güzel Kur’an okuyanlarından biri olan Übey b. Ka’b ise Peygamber (SAS.) Efendimiz’in itikâfları ile ilgili şöyle demişlerdir:“Resûlullah (sav) Ramazan’ın son on gününde itikâfa girerdi. Fakat bir sene (seferde olduğu için) itikâfa giremedi. Ertesi sene 20 gün itikâfa girdi.” [Ebû Dâvûd, Savm, 77; Tirmizî, Savm, 79.]