İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Akşam19:32 Yatsı20:54 İmsak05:17 Güneş06:44 İşrak07:23 Öğle13:14 İkindi16:45
Hava - Hava durumuAçık 19°C Nem %60
Türkçe
19 Ramazan 1445 29 Mart 2024 Cuma
19 Ramazan 1445
İkindi
16:45
Akşam
19:32
Yatsı
20:54
İmsak
05:17
Güneş
06:44
İşrak
07:23
Öğle
13:14
Giriş Yap

Hicri takvimin tarihsel süreci ve önemi

Özel Haber
Özel Haber
14.07.2023    |

Takvim; zamanı gün, ay, yıl gibi boyutlara bölme metodudur. İnsanlar asırlardır zamanı ölçerken, ölçü aracı olarak gök cisimlerinin düzenli ve periyodik hareketlerini esas almış, genellikle güneşi ve ayı kullanmışlardır.

Her toplum kendi takvimini oluştururken, kendileri için önemli saydıkları bir günü başlangıç olarak almışlardır.

Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de göklerin tefekkür konusu edilip araştırılmasına teşvik vardır.  Zaman bilincinin doğması ve gelişmesi için gerekli verileri içeren ilahi mesajlarda zamana dikkat çeken tabirler; gün, ay, gece ve gündüz gibi zaman boyutları; güneş, ay ve yıldızlar gibi gök cisimleri sıkça yer alır.

 “Sabahı (gecenin karanlığından) yarıp ağartan O’dur. O, geceyi dinlenme (zamanı), güneşi ve ayı da (vakitleri) hesaplama (ölçüsü olmaları) için yaratmıştır. Bu, mutlak galip (her şeyi) hakkıyla bilen (Allah’)ın takdiridir.”(6/96)

“Güneşi bir ışık, ayı da (aydınlık) bir nur yapan; yılların sayısını ve hesabını bilmeniz için aya menziller düzenleyip koyan O’dur. Allah bunları (tesadüfen değil) ancak gerçek (bir ölçü) ile (faydası için) yaratmıştır. (9/5)

İnancımızda ibadetlerin ritmini bugüne kadar belirleyen asıl takvim kamerî takvimdir.

Cenâb-ı Hak Kur'ân-ı Kerim’de: “(Resûlüm!) Sana hilâl halindeki (yeni doğan) ayları sorarlar. De ki: “Onlar, insanlar ve (özellikle) hac için vakit ölçüleridir...” (2:189) buyurmaktadır.

 Hz. Peygamber (SAS) hayatının tamamını kamerî takvim esasına dayanarak geçirmiştir. Yeni ayın hilâlini gördüğünde tekbir getirmiş ve “Allah’ım! Şu yeni hilâli bize iman, İslâm, güvenlik, bereket ve esenlik içinde mübarek eyle. Ey hayır ve rüşd hilâli! Senin de bizim de rabbimiz Allah’tır, bize hayır ve bereket getir” diye dua etmiş, kamerî ayların 13, 14, 15. günleri olan “Eyyâm-ı biyz” dolunay günlerinde oruç tutmuş ve bu günlerde oruç tutmayı tavsiye etmiş, “Ramazan orucundan sonra en fazîletli oruç, Allah'ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur”  buyurarak oruç tutmuştur.

Hz. Peygamber (SAS) “Şüphesiz gökleri ve yeri yarattığı günden beri Allah katında ayların sayısı, Allah’ın kitabında on iki aydır” (9/36) ayetini okuyarak kamerî takvimin aslının korunmasını vurgulamıştır.

Kamerî takvim esasen Hz. İbrâhim (AS) ve Hz. İsmâil (AS) zamanından beri Arap toplumunda kullanılmıştır. Ancak o dönemde toplumda her bir bölgenin tarih başlangıcı olarak benimsediği kendine has önemli olaylar söz konusudur. Mesela Fil Sûresi’nde işlenen Fil olayının yaşandığı yıla “Fil Yılı”, mühim vefatların yaşandığı yıla “Hüzün Yılı”, Hz. Peygamber (SAS)’e hicret izninin çıktığı yıla “İzin Yılı”, Veda Haccı’nın ifa edildiği yıla “Veda Yılı” denilmiştir. Olaylar, yılların sayısına göre değil meşhur bir olayın ismine izâfî olarak “Veda yılından iki sene evvel Şaban ayında, Emir yılından 1 sene sonra Rebiülevvel ayında” şeklinde kaydedilmiştir. Yine günler net olarak belirlenmediği için eski belgelerde gün sayısı yerine söz konusu edilen ayın “evâilinde” (başlarında), “evâsıtında” (ortalarında) ve “evâhirinde” (sonlarında) şeklinde tarih verilmiştir.

Peygamber Efendimiz (SAS)’in vefatından sonra önemli bir olay gerçekleşmediği için bir süre yıllara isim verilmemiş fakat resmi belgelerin tarihlerinde karışıklıklar çıkmaya başlamıştır.

Peygamber Efendimiz (SAS)’in vefatından 6 yıl ve hicretinden 17 yıl sonra Hz. Ömer (RA)’in halifeliği zamanında resmi yazışmalarda tarihsel bazı sorunlar yaşanmış ve bir takvim belirlenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Hz. Ömer (RA) bir nevi dev­let şurası hükmünde olan sahabelerin ileri gelenlerinden bir meclis toplamış, takvim meselesini onlarla istişare etmiştir. İstişare neticesinde, Hz. Ali (RA)’ın önerisi üzerine takvimin başlangıç yılı olarak Hicret kabul edilmiş; Hz. İbrahim (AS) zamanından beri ihtilafsız kamerî takvimin ilk ayı olan Muharrem ayı da Hicri yılın ilk ayı olarak kullanılmaya devam etmiştir.

Hicri 17. yılın 15 Rebiülevvel tarihinde alınan bu karardan itibaren, ibadetlerde olduğu gibi resmi belgelerde de hep hicrî-kamerî takvim esas alınmıştır. O günden itibaren Müslümanlar Çin’den İspanya’ya kadar uzanan coğrafyada hem günlük hem idarî işlerinde hicri - kamerî takvimi kullanmışlardır.

Hicret ne anlam ifade ediyor?

Hicret; inanç ve değerlerin yaşatılabileceği bir imkân arayışı, İslam toplumunun inşasının başlangıç noktası, tebliğe hız kazandırma süreci, İslâmın izzet, kudret, kuvvet ve hâkimiyetinin bir dönüm noktasıdır.

Hz. Peygamber (SAS) ve Müslümanların Medine'ye hicretiyle dünya tarihinde yeni bir sayfa açılmış, tarihin akışını değiştirecek olan İslâm hicretle kendine bir yurt bulmuştur. Hicretle Medine önemli bir yaşam merkezi haline gelmiş, tarihi olaylar hicretten sonra ağırlık kazanmıştır. İnancımız Medine’de yeni bir ivme kazanmış, İslami nizam Medine’de hayat bulmuştur. Yeni bir çevrede, yeni bir dostluk ve kardeşlik muhitinde yeni mü'minlerle kısa zamanda yayılma imkânına kavuşmuştur.

Yanına yalnızca inancını ve teslimiyetini alarak göç etmek anlamına gelen hicretin İslâm tarihinde yeri büyüktür. Hicret eden mü'minlere "Muhacirler" ismi verilmiş ve çeşitli faziletlerinden bahsedilmiştir. Herkes bu fazilete sahip olma arzusunu içinde taşımıştır. Peygamber Efendimiz (SAS) hicretin sadece Mekke'den Medine'ye göç eden mü'minlere bağlı bir fazilet olarak kalmadığını, tüm ümmeti muhatap alan önemli bir İslâmî kavram olduğunu açıklamıştır.

"Gerçek muhacir; Allah'ın yasakladığı şeylerden kaçınan, onları terk eden kimsedir."  

"Hicret, kötülüğü terk etmendir."

"Gerçek muhacir; hata ve günahları terk edendir."

Bir seferinde hicretin en faziletlisinin hangisi olduğu sorulduğunda, Resûlüllah (SAS)’in verdiği cevap şu olmuştur: "Rabbimin hoşlanmadığı şeyleri terk etmendir."

Hicret mü'minlerin hayatında sadece belli bir tarih olayından ziyade bir irşad kavramı olmuştur. Sahabiler doğal olarak tarih tespitinde Hicret üzerinde görüş birliği yapmışlardır. Müslümanlar o günden bu güne yılbaşını bu eşsiz olaya dayandırarak gelmişlerdir.

Kur’an-ı Kerim’in mesajları Hicrî-Kamerî takvime göre düzenlenmiştir. Müslümanlar için mânevi bahar mevsimi olan üç ayları, Ramazan orucunun ve Hacc’ın başlangıç vaktini, “Eyyamı biyz” oruçları ve kandiller gibi feyiz ve bereket açısından diğerlerinden üstün olan gün ve geceleri haber veren Hicrî takvim her zaman ve zeminde önemini korumaktadır.

Hayatımızda yer teşkil eden önemli tarihler Hicrî Takvim’e göre düzenlenir, dualar ve hediyeleşmeler bu günlerde artırılır. 

1445 Hicri Yıl Takvimi - Tıklayın İndirin

­

 

 

 

 

© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
İftar Sofrası
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
İftar Sofrası
İftar Sofrası Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close