Semerkand, nâm-ı diğer zengin kent; mânâ büyüklerinin, ilim adamlarının, tüccarların buluşma noktası. İlim ve kültür merkezi olan bu diyârda ikinci günümüz!
Bugün öncelikle devrin en gelişmiş imkânlarıyla bina edilen eserleri ve yapılan teknolojik buluşları ve gözlemleri incelemeye, ardından Semerkand’ın ilk yerleşim yeri olan Afrasiyob tepesindeki ziyaret mekânlarına davetlisiniz..
Gezimizin bu ikinci gününde güzergâhımız üzerinde âlim ve hâkim Uluğbey’in rasathânesi bulunuyor.
Uluğbey Rasathânesi (Gözlemevi)
Şehrin mîmârı kabul edilen Timur’un torunu ve Timur İmparatorluğu’nun hükümdârlarından olan Uluğbey’in 1420’lerde kurduğu rasathâne Semerkand’da yer alıyor. Emir ve âlim Uluğbey, Ali Kuşçu, Bursalı Kadızade-i Rûmî ve Gıyasüddin Cemşîd’le birlikte bu merkezde gözlemlerde bulunmuş. Birlikte kaleme aldıkları “Zîc-i Kürekânî/ Zîc-i Sultanî/ Zîc-i Uluğbey” adı verilen meşhûr astronomi eseri burada yapılan gözlemleri içeriyor. Bu eser sonraki yıllarda doğulu ve batılı pek çok astronoma kaynak teşkil etmiş. O yıllardan bugüne 3 katlı rasathânenin sadece yılın uzunluğunu belirlemede kullanılan yer altındaki kısmı bizlere miras kalmış. Yıllardır metrûk bekleyen bu kısımlar 20. asrın başında Sovyet arkeologlar tarafından ortaya çıkartılmış. Rasathânede Uluğbey’in yıldızların hareketini izlemek için kurduğu sistem, yer altına kazılmış bir sûrette görülmeyi bekliyor.
Rasathaneden sonra yirmi dakikalık bir yürüyüşle Afrasiyob tepesine varmak mümkün.
Semerkand Afrasiyop Müzesi
Burası rasathanenin hemen karşısında, Uluğbey’in astronomi çalışmalarında kullandığı araçların sergilendiği bir müze. Bir minyatür eserinde o dönemden bir görüntünün resmedildiğini görmek mümkün. O dönemde resimler, Allah’ın yarattıklarını taklîd etmemek amacıyla perspektifsiz çizilmekteydi ki bu eserlerde minyatür sanatını oluşturmakta. Müze şehrin ilk yerleşim yeri olan Afrosiyob/ Afrasiad /Eftasiyab tepesinde yer alıyor. Müzede ilk yerleşim tarihî olan MÖ 8. asırdan eserler görmek mümkün.
Aynı tepede Şâh-ı Zinde Külliyesi de bulunuyor.
Şâh-ı Zinde Külliyesi ve Sahabi Kusem b Abbas Türbesi
Semerkand’ın tarihî hikâyesini ortaya koyan bir başka güzîde eser de Shakhi Zinda (Şâh-ı Zinde) “yaşayan şah” nâmıyla meşhur 14-15. asırda yapılmış bir külliye. Afrasiad bölgesinin yakınında bir tepe üzerinde kurulu külliyede çok değerli şahsiyetlerin mezarları yer alıyor. Peygamber Efendimiz (SAS)’in yeğeni Kusem ibn Abbas, Emir Timur’un komutanlarından Tuğluk Tekin ve annesi, Emir Timur’un kız kardeşi Şirinbike Ağa, ablası Türkan Ağa ve onun kızı Şâdmülk Ağa… Yaptırdığı mescit ve kabriyle Emir Timur’un hanımı Tuman Ağa ve Uluğbey’in hocası Kadızade-i Rûmî de burada medfûn. Şâh-ı Zinde Külliyesi ve Sahabi Kusem b Abbas Türbesi, burada medfûn olanların ruhâniyetleri hakkında tefekküre daldıran, mîmârî özelliklerine de hayran bırakan bir türbe.
Buraya kadar gelip de bölgenin en eski camîni ziyaret etmemek hiç olur mu?
Hızır Mescidi
Hızır mescidi bölgenin en eski camîi. Şâh-ı Zinde külliyesinin hemen güneyinde, Bibi Hanım Camii'ni, türbesini ve Registan meydanını panoramik gören Eftasiyab tepesinin üzerinde yer alıyor. 8. Asrın başında Moğol istilasında yıkılan cami 19.asırda Buhârâ Emiri’nin emriyle şehir esnafları tarafından eski temelleri üzerine tekrar inşâ edilmiş. Semerkand’daki pek çok yer gibi Dünya Mirasında yer alan bu alan koruma altında. Bağımsız Özbekistan’ın ilk Cumhurbaşkanı da bu camîin avlusuna defnedilmiş. Bugün görselliğiyle ziyaretçilerin göz zevkine de hitap eden camîye merdivenle çıkılıyor.
Bibi Hanım Camî’nin hemen yanında ünlü Açık Pazar bulunuyor. Taze sebze, meyve, kuru meyve ve bakliyatın satıldığı bu pazarı görmek, şehrin sakinleri ve kültürü hakkında fikir verebilir. Semerkand sokaklarında herkes birbirine selam veriyor. Takım halinde geleneksel ikili bol uzun elbise ve pantolon giyen samîmi sakinlerin yüzünde tebessüm eksik olmuyor. Özbek Türkçesine biraz aşinalık kazanınca çoğu konuşmayı anlayabilmek mümkün. Ayrıca bu şehirde Tâcikler de çok fazla nüfûsa sahip.
Şimdiyse Siyab mahallesini şereflendiren büyük âlim İmam Matûrîdî (hz) türbesindeyiz.
İmam Mâturîdî Türbesi
İnancımızın esaslarını tüm inceliğiyle ortaya koyan, İmâm-ı Âzam Ebû Hânîfe’nin fikirlerini eserlerine yansıtan, “Kitâbut Tevhîd” isimli eserin müellîfi, esasları ismine nisbetle Mâturîdîyye diye anılan İmam Mâturîdî (ks) da Semerkand’ın Siyab mahallesinde medfûn. Asıl ismi Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâturîdî es-Semerkandî olan âlim, 863 yılında Semerkand’ın Mâturîd kasabasında doğmuş, 944 yılında yine bu şehirde Siyab mahallesinde vefat etmiş. Kabrinin bulunduğu mezarlık Özbekistan’ın Sovyetler Birliği’nin parçası olduğu senelerde iskâna açılınca mezarlık olan alanın tamamına beton dökülmüş.
İmam Mâturîdî’nin kabri bir evin bahçesinde kalmış. Daha sonraları İmam Mâturîdî’nin mezarının üzerine bir türbe, etrafına da fıkıh eğitimi veren bir külliye inşa edilmiş. İmam Mâturîdî Türbesi yeşillikler arasında oldukça etkileyici.
Semerkand'a Yahşi Ziyaret - 3. Bölüm
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.