İstanbul’da bir Pazar günü birkaç saatinizi ayırıp mana yüklü tarihi bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Tarihi Yarımada içinde yer alan Süleymaniye Camii ve çevresinde pek çok ziyâret mekanı bulunuyor.
İstanbul’da sakin ve keyifli ziyaretler yapmanın püf noktası, pazar gününü seçmek ve geziye sabah namazının edasıyla başlamak. Öyleyse haydi buyrun Saba makamında okunan, kulakların pasını silip kalbe kuvvet veren sabah ezanı eşliğinde Süleymaniye Camii’ne!
Süleymaniye Camii
Klasik Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri Süleymaniye Camii'dir. 1551-1557 yılları arasında devrin padişahı Kânûnî Sultan Süleyman adına inşa edilen cami, geçen asırlara ve depremlere karşı dimdik ayakta. Mimar Sinan'ın kalfalık eseri olarak nitelendirilen Süleymaniye Camii, medreseler, kütüphane, hastane, sıbyan mektebi, hamam, imaret, hazîre ve dükkânlardan oluşan Süleymaniye Külliyesi'nin bir parçası.
Cami içinde dört büyük granit sütun bulunuyor. Farklı yerlerden getirilmiş her biri 9 metre yüksekliğinde bu dört sütun, Dört Halife’ye yani; Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra)’a işaret ediyor. Caminin içinde ve dışındaki hüsnü hat eserleri devrin hattatı Ahmed Karahisari’ye ait. Bunlardan biri büyük kubbedeki “Allah göklerin ve yerin nurudur..” (Nûr 24/35) ayeti kerimesi.
Mimari ve mühendislik harikası caminin bir özelliği elektriğin bulunmadığı devirlerde aydınlatma için kullanılan kandillerden biriken isleri temizleyecek hava akımına uygun inşa edilmiş olması. Camiden çıkan bu isler ana giriş kapısının üzerindeki odada toplanıyor ve mürekkep yapımında kullanılıyormuş. 28 revakın çevrelediği cami avlusunun ortasında dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunuyor. Caminin 4 minaresi, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişahı; bu dört minaredeki on şerefe ise Osmanlı devrinin onuncu padişahı olduğuna işaret ediyor.
Süleymaniye Külliyesi
Süleymaniye Külliyesi Osmanlı devrinin ikinci büyük külliyesi ve en büyük vakfı olma özelliğini taşıyor. Tarihi Yarımada’nın ortadaki en yüksek tepesinde, avlusundan Haliç, Boğaz ve Galata’ya hâkim bir manzara temaşa edilebiliyor. Cami, Kanuni ve Hürrem Sultan’ın türbeleri, sıbyan mektebi, dört medrese ve darü’l-hadis medresesi, tıp medresesi ve darüşşifa, daruzziyafe, imaret ve tabhane, çeşme, hamam ve vakıf dükkânlardan oluşuyor. Bu birimler arasındaki sokak dokusu özgünlüğünü koruyor. Tiryakiler Çarşısı adını taşıyan ince uzun meydanı, küçük kubbeli iç odaları bulunan ve ana kubbesinin kemerine “kemeri kübra” denilen iki medrese çevreliyor.Arkasındaki yolda iki küçük ev bulunuyor.
Süleymaniye Külliyesi bünyesindeki Tıp medresesi ve Darüşşifa günümüzde üniversiteye bağlı idari birimler, derslikler ve hastane olarak kullanılmaya devam ediyor. 1918 yılından beri Süleymaniye Külliyesi'nin birinci medresesi İstanbul’dan ve Anadolu’dan gelen değerli yazma ve basma vakıf kütüphanesi eserlerinden oluşan Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi’ne ev sahipliği yapıyor. Külliyenin Mülâzimler Medresesi, Dâru’l-Hadis, Dâru’l-Kurra, Medrese-i Sâlis ve İmaret kısımları ise 2018 yılından beri bir vakıf üniversitesini bünyesinde barındırıyor. Çeşitli hediyelik eşya dükkanları ve ikram mekanları da külliyenin tarihi dokusu korunmuş haliyle bir kültürel miras olan bu alanda yerini alıyor.
Süleymaniye Camii Bahçesi
Süleymaniye Camii bahçesi yaklaşık 6 bin metrekarelik bir alana sahip. Çimlere örtü sererek evden getirdiğiniz atıştırmalıklarla kahvaltı yapabileceğiniz huzurlu bir mekan.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.