Son yıllarda elektrikli scooterların kullanımı dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de hızlı bir şekilde arttı.
Saatte 25 km hıza ulaşabilen, fren yapabilen, motorlu, iki tekerli bu sessiz ulaşım araçlarının kullanımı özellikle genel araç trafiğini azaltmak ve kısa mesafelere daha hızlı ulaşım sağlamak amacıyla teşvik edilmekte. Ancak, güvenli sürüş açısından nispeten dengesiz ve riskli olan bu araçların insan ve araç trafiği içerisinde, bu araçlara özgün tahsisi olmayan sürüş alanlarında ve güvenlik kurallarına uyulmadan kullanılması ciddi kazaları da beraberinde getirebiliyor.
Elektrikli scooter yönetmeliğinde işletmecilerin uyacağı kurallar, denetimler ve cezalar belirlenmişken kullanıcılar için yeterli olmayan, fazla ayrıntı içermeyen çok az sayıda güvenlik kuralı tarif edilmiş görünüyor.
Sağlık ve Yaşam Derneği (SAYADER), kullanımı gittikçe yaygınlaşan elektrikli scooterların eğitim alınmadan dikkatsiz ve bilinçsiz kullanımı sebebiyle kazaların arttığına, buna bağlı olarak sakatlanmaların ve yaralanmaların yaşanmaya başladığına dikkat çekiyor.
Kazalar ne tür yaralanmalara sebep oluyor?
Güncel bilimsel verilere göre elektrikli bisiklet veya scooterlarda, ayak pedalı ile çevrilen bisikletlere göre 3 kat daha fazla kaza riski mevcut ve yaralanma tipi ve şiddeti de özellikle yaşlılarda ciddi şekilde artmakta. Elektrikli ve güçlü motora sahip olan bu araçlarla oluşan kazalar yüksek enerjili kazalar sınıfına giriyor.
En sık karşılaşılan yaralanma şekli kafa travması, ayrıca basit yumuşak doku yaralanması, yüz ve kafa kemiklerinde kırıklar, hafıza kaybı, beyin ödemi, beyin kanaması hatta ölümle sonuçlanabilmekte.
İkinci sıklıkta görülen yaralanmalar ise omuz ve kol kırıkları ile ayak bileğine yakın kemik kırıkları. Yine eklemlerde tekli veya çoklu bağ yaralanmaları, kıkırdak hasarı oluşabilmekte. Daha az sıklıkta olmak üzere omurga ve kaburga kırıkları, göğüs yaralanması ile karın içi organ yaralanmaları da görülebilmekte. Son birkaç yıl içerisinde sadece ülkemizde elektrikli scooterdan kaynaklı çok fazla sayıda yumuşak doku hasarı, eklemlerde çoklu bağ yaralanması, kemik kırığı, beyin hasarı hatta ölüm vakası görülmüş.
Hasta için ciddi zorluklar içeren tedavi sürecinin sonunda hastada uzun süren ve bazen kalıcı hale gelebilen fonksiyon kayıpları gelişebiliyor. Hastalar için önemli sakatlıklara sebep olan bu tür yaralanmalar uzun süreli rehabilitasyon tedavisi gerektirmesi dolayısı ile aynı zamanda birey ve toplum için ciddi iş gücü ve maddi kayıp anlamı da taşıyor.
Uygun sürüş alanları var mı?
Ülkemizde bisiklet kullanımında olduğu gibi, elektrikli scooter kullanımı için de gerekli alt yapı düzenlemesi yapılmış güzergâh veya sürüş alanları yok denecek kadar az. Bu yüzden günlük trafik akışı içinde scooter kullanıcıları, diğer taşıtlardan gelebilecek ve çok daha ölümcül olabilen kazalarla da karşı karşıya kalma riski taşıyor.
Diğer taraftan görme engelli yayalar da bu araçların rasgele parkedildiğini ve bu yüzden birçok kez takılıp düşme riski yaşadıklarını belirtiyor.
Kaza ve yaralanmalar nasıl azaltılabilir?
Alternatif taşıma aracı olarak düşünülmesi gereken elektrikli scooter kaynaklı kaza ve yaralanmaların azaltılabilmesi için;
* İşaretleme ve alt yapı düzenlemeleri yapılmış scooter sürüş güzergâhları oluşturulması
* Elektrikli scooter kullanımına bu güzergâhlarda izin verilmesi
* Sürüş sırasında kask kullanım zorunluluğu getirilmesi
* Kullanıcıda bulunması gereken temel gerekliliklerin net tarif edilmesi
* Yaş sınırlamasının getirilmesi
* Güvenli sürüş eğitimlerinin verilmesi
* Etkili bilgilendirme yapılarak barındırdığı tehlikeler hakkında toplumsal farkındalık oluşturulması
* Araç sürüş güvenliğini artırmak için daha dengeli olan (en az) üç tekerlekli türlerinin kullanımının teşvik edilmesi gerekmekte.
Gençler aktif sporlara yönlendirilmeli
SAYADER, her türlü spor etkinliğinin yapılabileceği tasarım ve alt yapıya sahip park, bahçe gibi açık spor alanlarında yerel yönetimlerce bu aletlerin her geçen gün sayıları artacak şekilde vatandaşın kullanımına sunulması gerektiğini şöyle vurguluyor: "Elektrikli scooterlar bu alanlarda aktif spor çağındaki gençler tarafından kullanılmakta. Bu yaş grubunun özellikle bu alanlarda aktif egzersiz yapacakları, motor beceri ve kapasitelerini geliştirecekleri bisiklet, yürüyüş, koşma, aletli spor gibi egzersizlere yönlendirilmeleri gerekir."
Daha sağlıklı bir yaşam için özellikle gençlerin hareketsiz değil fiziksel aktivite içeren etkinliklere yönlendirilmesi tavsiye ediliyor.