Yiyeceklerde sağlığa etkisi bakımından en önemli faktörün içerdiği tuz oranı olduğuna dikkat çekildi.
Dr. Sedat Üstündağ, turşuların içinde sağlığa yararlı birtakım bakterilerin bulunduğunu hatırlatarak "Tuz ile adeta kendimizi zehirliyoruz. Bizim böbreklerimiz günde en fazla 5 gram tuzu uzaklaştırabilir. Ama geleneksel bir diyetle biz günde 15-18 gram arası tuz tüketiyoruz. Eskiden gıdaların korunmasında zorluk yaşandığı dönemde, yazın üretilen ürünlerin kışa taşınması açısından önemliydi. Ama şimdi çok çeşitli koruma yöntemlerimiz var." dedi.
Üstündağ, doğal olarak üretilmiş ve fermantasyonu tamamlanmış turşuların tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.
Turşunun yapımında çok fazla tuz kullanıldığını anımsatan Üstündağ şunları kaydetti:
"Turşudaki sıkıntı da çok tuzlu üretilmiş ve içeriğinde çok miktarda tuz bulunan turşuların tüketilmesi. Toplumumuzun 18 yaş üstü bireylerinin yüzde 30'u hipertansiftir. Bu oran yaş aralıkları ilerledikçe artıyor. Bu insanların bir gram bile fazla tuz almaya tahammülleri yoktur. Aşırı tuz alımının kan basıncını tetiklemesi inme ve kalp krizine neden olabilir.
Doğal ve fermente turşu bakteri içeriği açısından birtakım olumluluklar taşıyabilir ama tuz da çok önemli. Doğal yollardan üretilmemiş ve fermente olmayan turşular kendini zehirlemek dışında bir işe yaramaz. Çoğu kez besin değeri de zaten ortadan kalkmış durumdadır."
Günlük tuz tüketiminin üzerine çıkılmayacak şekilde doğal turşuların tercih edilebileceğini belirten Üstündağ şöyle devam etti: Yiyeceklerle aşırı tuz alındığı bir gün bir de onun üzerine turşu tuzu eklenirse bu durum sağlığı olumsuz etkileyecektir. Miktara dikkat edildiğinde o gün alınan tuz miktarıyla dengelendiğinde, doğal yollarla üretilmiş turşular kararında tüketilebilir."
AA