Dr. Erol Kesici, '2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü' nedeniyle, Türkiye'nin en fazla göl ve sulak alanının bulunduğu Burdur, Isparta, Antalya, Denizli, Afyonkarahisar ve Konya il sınırlarındaki Göller Yöresi'nde son duruma ilişkin detaylı analiz raporu hazırladı.
Bir zamanlar dünyanın en fazla sulak alanına sahip olan bu coğrafyadaki göllerin hızla tükendiğine işaret eden Kesici, 50 yıl önce bölgede 70'in üzerinde göl vardı." dedi.
Sivrisinek alanı, sazlık, kurbağa yatağı, bataklık diye önemsenmeyip kurutulan sulak alanların, aslında zenginlikler sunan ve ekolojik dengenin sürdürülebilirliğinde öneme sahip olduklarını dile getiren Kesici, "Gerçek güzellikler sulak alanlarda, doğadadır. Bu nedenle sulak alanlarımız doğal zenginlik müzelerimizdir. Sulak alanlar hayatı şekillendiren suyun kaynağıdır, depolanma alanlarıdır, yer altı sularını onlar besler" dedi.
Çoğu tektonik çağlardan bugüne gelen Göller Yöresi'nin 36 bin 672 kilometrekare alana sahip olduğuna işaret eden Kesici, "1960'lı yıllarda yöredeki göl, dere, çay, bataklık, su birikintisi gibi irili ufaklı sulak alan toplam miktarı, mevsimlere bağlı değişimle birlikte 15-17 bin kilometrekare arasındaydı. Bunun bin 700 kilometrekaresini doğal göller oluşturuyordu. Ancak son yıllarda, bölgedeki sulak alan miktarı yaz aylarında 5 bin kilometrekarenin altına düşüyor.
Doğal göllerin kapladığı alan bin 700 kilometrekarelik de bugün 600 kilometrekareye kadar geriledi. Son 50 yılda tarımda aşırı su kullanımı, kirlilik gibi insani sebeplerle 10 bin kilometrekarenin üzerinde sulak alan yok oldu" dedi.