Taşkent gezimizin ilk bölümünde Hazreti İmam Külliyesi’ni, bu külliyede yer alan Hz. Osman dönemine ait Mushâf-ı Şerîf’in sergilendiği kütüphaneyi, Barak Han Medresesi’ni, Kefeli Şaşi Türbesi, Tilya Şeyh Camîi’ni ve Kükeldaş Medresesi’ni ziyâret etmiştik.
Şehrin kültür ve sanat faaliyetlerini ve modern yüzünü görmeye başlamadan önce dilerseniz yolumuzun üzerindeki Târihî Taşkent Çarşısı’na uğrayalım, heybetli çinileriyle ve değişik mîmârîsiyle göz dolduran bu mekanda Özbek kültürünü ve geleneğini daha yakından tanımaya çalışalım.
Târihî Taşkent Çarşısı
Bir zamanların kervansarayı olan Kükeldaş medresesinin yanı başında bulunan Taşkent Çarşısı (Chorsu Bazaar), İpekyolu üzerinde bulunan 2 bin yıllık bir halk pazarı hüviyetinde. “Çarşı” kelimesi, Farsça “kavşak, dört yol, kesişim noktası” anlamlarında, dilimizde olduğu gibi Özbekçe’de de çarşı-pazar anlamında kullanılıyor. Gök mavisi desenlerle süslü bir kubbenin altında ilginç mimarisiyle yer alan bir kapalı çarşı burası, sıcak ve kuru Asya ikliminde sıcaktan ve nemden korunmak için böyle bir mîmârî tercih edilmiş.
Şehrin pek çok noktasında olduğu gibi pazarın girişinde de bağımsızlığın öneminden bahseden bir tabela bulunuyor. Bu pazarda halkın tüm gıda ihtiyacını karşılayan ürünler bulmak mümkün: Taze meyveler, çok çeşitli kurutulmuş meyveler, kuruyemişler, bin bir çeşit ve renkte baharatlar... Pazarın dışında yollarda canlı kuşlar, tavuklar da satılıyor. Bu pazarda Taşkent halkı ile yan yana alışveriş yapmak, onlarla sohbet etmek de mümkün oluyor. Ayrıca Taşkent’te el işi, hediyelik eşya, yöresel kıyafetler de bulunabiliyor.
Tarihî Taşkent Çarşısı’ndan çıkınca menzilimizde Emîr Timûr Meydanı bulunuyor, yaya yoluyla bir saatten fazla sürecek olan yol için Târihî Taşkent Metrosuyla raylı ulaşımı tercih ediyoruz.
Taşkent Metrosu
Orta Asya’nın ilk metrosu olan Taşkent Metrosu ulaşım amacının yanı sıra sanat galerisini andıran durakları ile de görülmeye değer. Hemen her istasyonda Özbekistan târihi ve kültürüne dair özgün bir dekorasyon yer alıyor. Mesela bir istasyonda Özbekistan’ın önemli ürünü, pamuk motifi işlenirken başka bir istasyonda Ali Şir Nevâî’nin şiirlerinde yer alan kahramanlar resmediliyor.
“Chorsu” metro istasyonundan “Beruniy-Dostlik” metrosuna biniyor, “Alisher Navoi” istasyonunda inerek birkaç dakika yürüyüp “Пахтакор (Pamukçu)” istasyonunda “Bekat-Buyuk Ipak Yo’li” metrosuna biniyor ve “Amir Temur Hiyeboni” durağında iniyoruz. Metro istasyonlarının isimleri bile târihî bir yolculuğa çıktığımızı fısıldıyor kulaklarımıza âdetâ. Böyle keyifli bir gezinin ardından varıyoruz Emîr Timûr Meydanına..
Emîr Timûr Meydanı ve Müzesi
Semerkand’da türbesi Gûr Timûr’u ziyâret ettiğimiz, Türk-İslam târihinin önemli hükümdarlarından Timur’un adını taşıyan bir meydan burası. Etrafında iki saat kulesi de yer alıyor. Taşkent’te çok sayıda üniversite bulunuyor ki bunlardan bir kısmı târihî ve estetik yapılarıyla Emîr Timûr (Amir Temur) Meydanı etrafında dikkat çekiyor.
Emîr Timûr Müzesi, Emîr Timûr meydanının kuzeydoğu köşesinde yer alan, ülkenin bağımsızlığını kazanmasından hemen sonra açılmış bir müze. Yuvarlak ve mavi kubbesi Timur’un mezarının olduğu Semerkand’daki “Gûr-i Emîr”e benzetilmiş, iki katlı, iç dekorasyonu Timur’a verilen önemin bir nişanesi olarak saray gibi inşa edilmiş. Bu müzeyi gezerken Özbek atasözü yeniden hatrımıza geliyor: “Ata yâdigârlarını korumak bir karz değil farzdır”. Müzede Timur’un portrelerinin kopyaları, minyatürler, silahlar, döneminde kullanılan mâdenî paralar, diplomatik mektuplar yer alıyor.
Emîr Timur meydanından sonra yeşil parkların ve modern binaların arasında on dakikalık bir yürüyüşün ardından İstiklal Meydânı’na ulaşıyoruz. İstiklâl Meydanı’ndan ayrılıp yürürken modern yapısı içinde Özbekistan Târih Müzesi’ni sağımızda bırakarak Ali Şir Nevâî Meydanı’na ulaşıyoruz.
Ali Şir Nevâî Tiyatrosu ve Meydanı
Köklü târihe ve kültürel geçmişe sahip Taşkent şehrinde günümüzde de hemen her gün yeni bir sanat faaliyeti gerçekleşiyor. Doğumunun 500. Yılı anısına 1940’da inşa edilen Ali Şir Nevâî Tiyatrosu (Alisher Nava'i Theater) günümüzde kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapan, mîmârîsi ve iç mekân süslemeleriyle dikkat çeken bir yapı. 1400 seyirci kapasiteli, 540 metrekare sahne büyüklüğüne sahip bu tiyatro, müze ve kütüphaneleriyle modern yapılara da sahip.
Ali Şir Nevâî Meydanı’ndan yemyeşil parkların ve modern müze binalarının olduğu 20 dakikalık bir yolu takip ederek geleneksel el sanatlarının sergilendiği özgün bir müzeyi ziyâret etmek de seçeneklerimiz arasında.
El Sanatları Müzesi
1927 yılında açılmış olan El Sanatları Müzesi’nde ahşap oymacılığı, seramik, kabartma, mücevher, altın dokuma, nakış gibi sanat harikası eserlerin yanı sıra yerel endüstride zanaat örnekleri de dahil olmak üzere 4.000'den fazla dekoratif eser sergileniyor.
Taşkent, coğrafi güzellikleri, kendine has mîmârîsi, yemyeşil parkları, düzenli metro ağıyla hem canlı şehir hayatını hem doğal ortamları gezip görmeye elverişli bir şehir. Özbekistan’ın güzide şehirleri Semerkand, Buhârâ ve Taşkent’i hangi mevsimde ziyâret etmeli derseniz...
Ne zaman gidilir?
Özbekistan'da karasal iklim hâkim. Dolayısıyla kış ayları oldukça soğuk, yaz ayları da epey sıcak geçiyor. Açık havada rahatlıkla yürüyüp gezi ve ziyâretler yapmaya daha elverişli olan ilkbahar ve sonbahar mevsimleri tercih edilebilir.
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.