Osmanlı ve Ramazan geleneklerinden biri olan mahyalar, birçok caminin minaresini süslüyor. Camilerin güzelliğine güzellik katan mahyalar, Osmanlı döneminde birçok dini mesajın yanında toplumsal olaylara da ışık tutuyordu.
Mahyaların tarihsel sürecinden bahseden Prof. Dr. Ali Şükrü Çoluk, “Ramazan’ın ilk 15 günü yazılı, son 15 günü resimli mahyalar asılıyordu” dedi.
Cami minareleri arasına mahya asmanın sadece Türklere mahsus bir gelenek olduğunu ifade eden Çoluk, “İstanbul’da ilk mahyaların 2. Selim döneminden itibaren cami minarelerine asıldığını biliyoruz. İlk mahyalarda resim ve yazı yoktu, sadece ışıklandırma mevcuttu. İlerleyen zamanlarda, özellikle lale devriyle beraber resimli mahyalar boy göstermeye başladı. Ardından yazılı mahyalar kullanılmaya başlandı” dedi.
Ramazanın ilk 15 günü yazılı, son 15 günü resimli mahya asmak adetti. İlk günlerde “Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan”, “Merhaba” gibi yazılı mahyalar asılırdı. Son 15 gününde ise "Elveda Ya Şehr-i Ramazan” yazısı ile birlikte resimli mahyalar asılırdı. Genellikle gemi, gül, köprü, cam, gibi resimler Osmanlıya özgü figürler asılırdı.