Allah’a teslimiyetiyle övülen Hz. İbrahim (As.), Hz. İsmail (As.) ve Hz. Hacer’den bugüne değin Müslümanların kana kana içtiği mucizevi bir su, Zemzem.
Zemzemin önemi ve mahiyeti nedir? Beslendiği kaynaklar nelerdir? Zemzem neden kıymetlidir? Ayrıntılar haberimizde.
Dinlemek İçin:
Zemzem ne anlama geliyor?
Kaynaklara göre suya bu isim “bol ve akıcı olma, Cebrâil’in konuşma sesi, akarken çıkardığı ses, şimşek sesi” anlamlarındaki zemzem ile arasında bir ilişki kurularak verilmiştir. Hz. İsmâil’in annesi Hâcer’in, uzun arayışlardan sonra İsmâil’i (As.) bıraktığı yerde suyun kaynağından fışkırarak aktığını görünce, “Yavaş yavaş ak, dur!” demesi veya etrafa yayılmaması için çevresini kumla çevirmesinden dolayı bu adı aldığı da belirtilir. Zemzeme “su sesi” mânası da verilmiştir.
Zemzem suyu nasıl ortaya çıktı?
Kuyunun ilk defa Cebrâil (As.) tarafından Hz. Âdem için açılıp tûfandan sonra kaybolduğu, Kâbe’nin inşasından itibaren ortaya çıktığı veya Âd kavmi zamanına kadar uzanan bir geçmişinin bulunduğu yolunda rivayetler varsa da genel kanaat Hz. Hâcer ile oğlu Hz. İsmâil’in Mekke’ye götürülmesinin ardından açılmış olduğu şeklinde.
Hz. İbrahim, eşi ve evladını Safa ile Merve Dağı arasında bıraktığı vakit, çöl ortasında kalan Hz. Hacer’in, yüreğinden kopup gelen sözler; “Öyleyse, Rabbim bizi zayi etmez…” olmuştu. Aynı anda, canlarını Rabbine teslim eden Hz. İbrahim’in dilinden ise şu dua yükselmiştir:
“Ey Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını, senin mukaddes evin (olan Beytullah’ın) yanında, ekinsiz (çorak) bir vadiye yerleştirdim. Ey Rabbimiz! Namazı ikâme etsinler (orada diye böyle yaptım). Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve onları (çeşitli) meyveler ile rızıklandır ki sana şükretsinler.” (İbrahim: 37)
Hz. Hacer ilahi emrin teslimiyetiyle Cenab-ı Hak'kın kendisini ve evladını zayi etmeyeceğini bilerek Safa ve Merve Dağı arasında koşuyordu. O gün anne ve evladına, sonsuz teslimiyetlerinin ikramı olarak sunulan zemzem, toprağın altından fışkırıp aşkla yeryüzüne kavuşurken; Hz. Hacer’de zorluğun ardından kolaylığa, feraha ve şükre kavuştu.
Bu arayışta gidiş gelişlerinin sayısı yediye ulaştığında Merve tepesinde iken oğlunu bıraktığı yerden bir ses işiterek Cebrâil(As.) tarafından kazılan topraktan su kaynadığını farketmişti. Çıkan su ile İsmâil’in oynadığını görmüş ve suyun önünü keserek bir gölcük oluşturmaya çalışmıştı. Kur’an’da “ekin bitmeyen bir vadi” olarak nitelenen (İbrâhîm 14/37) çorak Mekke vadisinde kendilerine su ihsan ettiği için Allah’a şükreden Hâcer, avucu ile suyu kabına doldururken aynı zamanda etrafını çevirmeye uğraşıyordu. Bir taraftan zemzem suyundan içen bir taraftan da çocuğunu emziren Hâcer’e Cebrâil’in, “Bu suyun yok olacağından, kaybolup çekileceğinden korkma. Burası Allah’ın evidir, Allah dostlarını korur. Bu Allah’ın misafirlerinin içeceği bir sudur” dediği rivayet edilir (Buhârî, Enbiyâ). Zemzemin İsmâil’in topuklarını birçok defa yere vurması esnasında çıktığı da nakledilir.
Hz. Hacer’in oğlu İsmail’e (As.) su bulmak için Safa ile Merve arasında yedi defa gidip gelmesi Hacc ve Umre ibadetindeki Sa’yin temelini teşkil eder.
Zemzem toprak üstünde akan tek gözeli bir kaynak iken Hz. İbrâhim tarafından kuyu haline getirilmiştir.
Eski bir Zemzem kuyusu
Zemzem hangi kaynaklardan besleniyor?
Zemzem kuyularında bilimsel araştırmalar yapan Prof. Dr. Zekai Şen, zemzem kuyusunun Hz. Hacer’in koştuğu Safa Tepesi, Merve Tepesi ve Hacer-ül Esved yönündeki çatlaklardan beslendiğini belirtiyor. Bu çatlaklardan yer altı suları ve zemzem kuyusu besleniyor.
Üç ana hattan zemzem kuyusuna su geldiğini tahmin ettiklerini; ama tam olarak kaynağının neresi olduğunu bilemediklerini açıklayan Şen, suyun kaynağı hakkında yaptıkları araştırmada yüksekliği iki bin metreyi bulan Taif’e kadar gittiklerini, bu dağın yağmur aldığını ve kuyunun kaynaklarından birisinin burası olabileceğini tahmin ettiklerini söylüyor.
Dünyanın en kurak bölgelerinden birisi olan Arap Yarımadası’nın da en kurak vadisinde bu kalitede ve bollukta bir suyun 1,5 metre çapındaki bir kuyudan çıkmasının mucizevi bir olay olduğunu dile getiren Şen, zaman zaman içindeki mineral oranları değişse ve debisi kısmen azalsa da zemzem kuyusunun yüzyıllardır su vermeye devam ettiğini belirtiyor. Beslendiği bu üç kaynak sebebiyle zemzemin tadı yıldan yıla farklılık gösterebiliyor.
“Zemzem kadar dünyaya yayılan başka bir su yok”
Hz. İbrâhim ve İsmâil’in uyguladığı gelenek üzere Hz. Peygamber( SAS.) ashabına bol bol zemzem içmelerini ve memleketlerine götürmelerini tavsiye etmiş, bizzat kendisi de Mekke’den Medine’ye sık sık zemzem getirtmiştir (Tirmizî, “Ḥac). Bazı Mekkeliler şehir dışına giderken beraberlerinde zemzem götürürlerdi.
Dünyada sadece içme suyu amacıyla kullanılan tek suyun zemzem olduğunu dile getiren Prof. Şen, bu sebeple zemzemin içmekle tükenemeyeceğini ayrıca zemzemden başka dünya geneline yayılan başka bir su olmadığını belirtiyor.
Zemzem suyunun özellikleri
Yeryüzündeki tüm suların çeşitli kaynaklardan beslendiğini, yer altı sularının jeolojik ortamlardan geçerek çeşitli mineralleri çözerek belli bir tada ulaştığını belirten Şen, zemzemin de kendine has bir terkibi olduğunu, Dünyanın en eski jeolojik kayaçlarından oluşan Hicaz ve Harem-i Şerif bölgesinin de zemzeme ayrı tat kattığını belirtiyor.
Safa ve Merve Tepeleri ile Hacer-ül Esved olarak 3 ayrı kaynaktan zemzem kuyusunda özel bir terkip oluştuğunu bunlardan birinin ayrılması durumunda zemzem olamayacağını vurguluyor.