Karadeniz kıyılarında özellikle fırtınalı havalarda etkili olan ve çeken akıntı olarak bilinen rip akıntısı, sıkça yaşanan boğulma vakalarının en önemli nedeni olarak gösteriliyor.
Deniz dip yapısının topuk-dalyan-topuk (kum tepeciği-yarık-kum tepeciği) şeklinde olduğu bölgelerde görülen ve sığ sudan derin suya doğru kuvvetlice hareket eden rip akıntısı, rüzgarlı havalarda topuklarda kırılan dalgaların dalyan bölgelerinden geriye doğru hareketi sonucu oluşuyor. Böylece akıntıya kapılanları kıyıdan uzaklaştırıp açığa doğru taşıyor.
Boğulma olayları, açığa doğru çekildiğini fark eden insanların, korku ve panikle çırpınarak kıyıya dönmeye çabalamaları ve yorgun düşerek kendilerini su üzerinde tutamamaları neticesinde gerçekleşiyor.
Profesyonel yüzücüler bile karşı koymakta güçlük çekiyor
Profesyonel yüzücülerin bile karşı koyamayacağı güçteki rip akıntısına karşı vatandaşların dikkatli olmaları konusunda uyarılar yapılırken, akıntıya kapılma durumunda kıyıya doğru değil sahile paralel şekilde yüzülmesi gerekiyor.
Dip yapısı, kum taneciklerinin büyüklüğü ve dalga yükseklikleri nedeniyle Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında çeken akıntıya sıkça rastlandığını belirten Prof. Dr. Serdar Beji, "Oldukça tehlikeli bir akıntıdır. Bütün boğulma vakalarının ortalama yüzde 70'ine sebep olan bir olaydır." dedi.
Akıntıların dibe değil açığa doğru çektiğini belirten Beji, insanların panikleyip direndiğinde yorulduğu için yüzeyde kalamadıklarını, bu yüzden boğulma tehlikesi yaşadıklarını ve ölümlerin meydana geldiğini söyledi.
"Suyun bulanık olduğu bölgelerden denize girilmemeli"
Beji, çeken akıntının tespitine ilişkin, "Bunun en basit yolu, eğer sahilin bir bölgesinde nispeten suyun renginin değiştiğini, bulanıklaşıp mesela kum, çamur gibi denizin açığına doğru bir bölge görürseniz, o yüzde 90 çeken akıntıdır. Bu akıntı dipteki kumları, çamurları kaldırmış dışarıya doğru taşıyor. O nedenle de suyun rengi değişmiştir. " bilgisini verdi.
Bu bölgelerden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Beji, şu uyarılarda bulundu:
"O bulanık bölgeyi görüyorsanız, kesinlikle denize o civardan girmeyin, en azından uzağından girin. Fakat varsayalım ki bunu tespit edemediniz, bir şekilde girdiniz ve bu akıntıya kapıldınız. Bu çok hızlı bir akıntı, 1,5 ila 2 metre bölü saniye arasında bir akıntı hızı var burada. O kadar kuvvetli bir akıntı. Buna karşı direnmek anlamsız. 'Kapıldık, gidiyoruz, geri dönmeye çabalayalım.' dediğimiz anda bu imkansız. Bu direnmeyi yaptığımız zaman yoruluyoruz. Yorulursak da sonuçta su üzerinde duramaz hale geliyoruz ve boğulma meydana geliyor."
Akıntıya kapılırsak ne yapmalıyız?
"Burada yapılacak ilk iş direnme değil, akıntıyla beraber gitmek ve su üzerinde durmaya çalışmak. Akıntının kuvvetine göre sizi 40-50 hatta yüzlerce metre açığa atabilir. Zayıfladığı anda geri dönmüyoruz, sağa veya sola yüzüp başka bir yerden çıkacağız. Yapılması gereken bu."
AA