Türkiye ve Özbekistan, iki ülke arasındaki dinî, kültürel ve tarihî yakınlıktan beslenerek, güçlü bir ittifakın temellerini attı. Anadolu’yu mayalayan Orta Asya coğrafyasının bereketi, çok yönlü olarak hissediliyor.
Yaklaşık 35 milyonluk nüfusuyla Orta Asya’nın en kalabalık ülkesi olan Özbekistan, son yıllarda gittikçe artan bir biçimde Türkiye ile yakınlaşıyor. İki ülke yönetimlerinin ortak iradesiyle atılan çok sayıda önemli adımın halklarda da karşılık bulmasıyla, ortak tarih, kültür ve geleneklerden beslenen Türkiye ve Özbekistan, birlikte kurulacak güçlü bir geleceğe doğru yürüyor.
Özbekistan’la Türkiye arasındaki yakınlık, uluslararası platformlarda sürdürülen işbirliklerini beraberinde getiriyor.
Özbekistan'ın manevi mirası
Özbekistan toprakları, Türkiye’de dinî ve manevî anlamda büyük hürmet ve sevgiyle takip edilen önemli bazı şahsiyetleri bünyesinde barındırıyor. Söz konusu şahsiyetlerin varlığı, ibadet usullerinden günlük yaşayışa Türk ve Özbek halklarındaki yakınlığı artıran unsurlardan birini oluşturuyor.
İmam Buharî
Kabri Özbekistan’ın Semerkand kenti yakınlarında bulunan Muhammed bin İsmail el Buharî (810-870), “Kur’an’dan sonra en güvenilir kitap” olarak benimsenen hadis mecmuası “Sahih-i Buharî”nin müellifi.
Mekke, Bağdat ve Basra gibi ilim merkezlerinde bulunan İmam Buharî, ömrünün son yıllarını bugünkü Özbekistan’ın farklı bölgelerine seyahat ederek geçirdi. Semerkand yakınlarındaki Hartenk köyündeki akrabalarını ziyaret sırasında orada vefat eden İmam Buharî’nin 1998’de inşa ettirilen türbesi, her yıl yüzbinlerce Müslümanı ağırlıyor.
İmam Maturîdî
Türkiye’de çoğunluğu oluşturan Hanefî mezhebi mensuplarının itikatta tabi oldukları imam Ebû Mansur el Maturîdî, 853’te Semerkand’ın kuzeybatısındaki Maturid köyünde doğdu. Kendisinin görüşleri, diğer ekollere göre daha akılcı olmasıyla dikkat çeker. “Kitâbu’t-Tevhîd” ve “Te’vilâtu’l-Kur’ân” adında iki temel eseri bulunan İmam Maturîdî’nin görüşlerini sistemleştiren ve günümüze aktaran kişi Ebu’l-Muîn en-Nesefî’dir.
Semerkand’ın Çâkerdîze semtinde bulunan ve dünyanın her yerinden Müslümanlarca ziyaret edilen İmam Maturîdî türbesi, 2000 yılında yaptırıldı.
Şâh-ı Nakşibend’den günümüze…
Müslüman dünyada milyonlarca insanın intisap ettiği Nakşibendî ekolünün kurucu ismi Bahâeddin Nakşibend (v. 1389), Buhara’nın Kasr-ı Hinduvan köyünde dünyaya geldi. Abdulhâlik Gucdüvâni’ye intisabının ardından, kendisinden önceki mutasavvıfların yolunu sistemleştirdi. İki kez hacca gitti, onun dışında hep Buhara’da yaşadı ve halkı irşadla meşgul oldu. Yetiştirdiği talebeler yoluyla İslâm dünyasına yayılan Nakşibendîlik yolu, bugün pek çok ülkede farklı kollara ayrılmış durumdadır.
Y. Şafak