Yılın ikinci ve son Güneş tutulması bugün gerçekleşti. Ay'ın Güneş ve Dünya arasına girmesiyle oluşan parçalı Güneş tutulması, Türkiye'den de izlendi.
Güneş tutulması; fotoğraf makinesi filmleri, röntgen filmleri ve siyah cam gibi farklı ve ilginç materyallerle merakla izlendi.

2022’nin ikinci Güneş tutulması bugün gerçekleşti. Güneş tutulması, İzlanda, Avrupa, Kuzey-doğu Afrika, Ortadoğu, Batı Asya, Hindistan, Batı Çin`den gözlendi.
Tutulmanın Rusya`dan görüldüğü maksimum noktada, Güneş`in tam olarak yüzde 82`si Ay tarafından tutuldu. Avrupa’da ise yüzde 15-30 oranında kısmı göründü.

Türkiye saati ile 12.40 ile 15.05 arasında yaşanan tutulmada, Güneş`in yaklaşık yüzde 50`si Ay tarafından örtüldü.

Parçalı Güneş tutulması Türkiye`nin birçok şehrinden görüldü. Yaklaşık 3 saat süren tutulma en fazla yüzde 52 ile Erzurum ve Hakkari`den izlendi.
Dünyanın birçok noktasından gözlemlenen Güneş tutulması nedeniyle Irak ve Kuveyt’te okullar tatil edildi.
Camilerde güneş tutulması (Küsuf) namazı kıldırıldı. Suudi Arabistan’da da 13.45’te Kabe’de küsuf namazı kıldırıldı. (AA)

Güneş Tutulması Namazı
Peygamber Efendimiz'in oğlu vefat ettiği zaman bu durumu güneş tutulmasına bağlayanlar olunca;
Peygamber SAS Efendimiz, 'Ay ve Güneş Allah'ın varlığını birliğini gösteren yaratıklardır. Bunlar bir kimsenin ölümüyle, doğumuyla ilgili olarak tutulmazlar. Bu güneş tutulmasının, benim oğlumun vefatıyla ilgisi yoktur; bir gök olayıdır.' buyurmuşladır.
Râmûzü'l-ehâdîs isimli eserde şöyle nakledilmiştir; Peygamber SAS Efendimiz, 'Eğer siz husuf, küsuf gibi güneş ve ay tutulması gibi hadise görürseniz, Allahu Tealâ'nın zikrine koşun.' buyurmuşlardır.
Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz, Mahmud Es'ad Coşan, Peygamber Eefendimiz'in bu hadislerini naklettikten sonra Güneş Tutulmasıyla ilgili kılınan namazı ve bu namazın niyetiyle ardından yapılacak duayı şöyle aktarıyor:
'Husuf namazı var, küsûf namazı var: Allahu ekber deyip huzuruna durursunuz; 'Yâ Rabbi! Sen bu gökleri bunca sonsuzluğuyla, bu yıldızları, ayları, güneşleri bunca intizamıyla yaratmışsın. Senin kudretin azametin ne kadar büyük!' diye oradan O'nun kudretine, azametine intikal ederek huşû ve huzûr ile namazını kılarsın, duanı ve istiğfarını edersin. Bunların böyle bir araya gelmek suretiyle dünyayı kararttığı gibi birgün gelip senin de bu hayatının sona ereceğini, bu dünya nizamının da bir gün kalkacağını, insanların O'nun huzuruna gideceğini düşünürsün. Hatalarını kusurlarını edersin; 'Yâ Rabbi! Ben şimdiye kadar ömrümü böyle geçirdim, bu hadise bana ömrümüm bir zaman gelip sona ereceğini hatırlattı. Tevbe yârabbi, estağfirullah el-azîm.' diye istiğfar ve dua ile meşgul olursun.'