Otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocuk sayısındaki artışa dikkat çeken uzmanlar 0-3 yaş gurubuna ekran verilmemesi gerektiğini hatırlattı.
Çocuk Nörolojisi uzmanı Canan Kocaman, hastalıkta çocukların ekranla çok erken tanışmasının rolü olduğuna dikkat çekti.
Bu bozukluğu yaşayan çocuklarla daha sık karşılaşır duruma geldiğini anlatan Kocaman, şunları söyledi:
”0-3 yaş çocuk beyin gelişimi için kritik bir periyottur. Hayatımızın gizemi bu dönemde saklı. Çünkü beyin gelişiminin yüzde 80’i bu dönemde tamamlanıyor. Çocuk beyni yetişkinden farklı olarak plastisite (yeniden organize olabilme) yeteneğine ve daha fazla nöronlar arası bağlantıya sahiptir. Çocuk beyni oynayarak, taklit yolu ile bizimle zaman geçirerek öğreniyor ve gelişiyor, pasif bir şekilde ekran izleyerek değil. Hipnoz gibi bakıyorlar, hiçbir ayrıntıyı atlamıyorlar ve göremediğimiz arka fondaki hızlı kareler çocuk beynine ‘Gelişme dur!’ diyor. En sık duyduğumuz hikâye yemek yediremediğimiz için ekran izlettik oluyor ek gıda geçiş döneminde özellikle."
Otizmde "erken tanı"
Prof. Dr. Işık Görker ise otizmde erken tanının uygun tedavinin belirlenmesinde ve tedavinin başarılı olmasında önemli rol oynadığını kaydetti.
Görker, otizm tedavisinde erken tanının çocuğun geri kalan yaşamı açısından kritik öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Ne kadar erken yaşta tanı konursa, otizm rahatsızlığı ne kadar erken fark edilirse o kadar önlenebilir. Otizm tanısının erken konması tedavinin erken başlamasına, bu sayede tedavi sürecinde daha iyi cevaplar alınmasını sağlar. Erken tanı, çocuğa uygun tedavi yaklaşımının belirlenmesinde ve çocuğun gelişimine yönelik uygun önlemlerin alınması açısından önemlidir. Aynı zamanda ailenin çocukla ilgili beklentilerinin değerlendirilmesi açısından da oldukça öneme sahiptir."
AA