Çevrenin kirlenmesi fiziksel, kimyasal ya da biyolojik etkenlerle hava, su toprak gibi yaşamamız için vazgeçilmez olan faktörlerin olumsuz yönde etkilenmesidir.
Bu faktörlerin etkilenmesi yaşamımızı tehdit eden sonuçlarının yanı sıra sağlığımızı da olumsuz etkileyerek, yaşam kalitemizi bozacak şekilde uzun vadede bir takım kronik hastalıklara da yol açar.
Hava kirliliği: Soluduğumuz havanın zararlı gazlar, birtakım kimyasallar ve partiküllerin atmosferde birikip, solunum yoluyla bize zarar vermesi söz konusu. Bu yolla solunum yolları enfeksiyonları, astım, KOAH (Kronik tıkayıcı akciğer hastalıkları), akciğer kanseri gibi hastalıklar ortaya çıkabilir.
Su kirliliği: İçme suyu kaynaklarının kirlenmesiyle toksin ve mikroplar vücuda girerek, çeşitli mide ve bağırsak hastalıklarına, kirli suyun temizlik amacıyla kullanımı sonucunda çeşitli deri hastalıklarına, bu su ile sulanan gıda ürünlerinin tüketilmesiyle de toksinlerin vücuda girip, zarar vermesine sebep olabilir.
Toprak kirliliği: Toprağın fabrika atıklarıyla, kimyasal ürünlerle kirlenmesi tarım ürünlerine ve gıdamıza yansır. Uzun vadede kanser ve otoimmün hastalıkların oluşumuna zemin hazırlar.
Gürültü kirliliği: Stres, uyku bozuklukları, gürültüye bağlı doğrudan gelişen işitme kayıpları ile hem ruhsal hem de fiziksel sağlığımızı olumsuz yönde etkiler.
Hava kirliliği: Trafikte elektrikli araçlar hariç diğerleri azot dioksit (NO2), karbon monoksit (CO) ve birtakım uçucu organik bileşenleri salarak, havayı kirletir. Böylece astım, KOAH ve akciğer kanseri gibi solunum sistemi hastalıklarına neden olabilir.
Çevrenin korunması sağlığımızın da korunması anlamına gelir.