Renkli tuzağa kapılmayın!

Renklendirici içeren atıştırmalıklar çocukları ve yetişkinleri cezbediyor ancak bu ürünlerin içerisindeki maddeler sağlığı hatta davranışları etkileyebiliyor.

Gıda Mühendisliği Bölümü’nde yapılan bir yüksek lisans araştırması da toz içeceklerde, limit değeri sekiz kat aşan sentetik renklendirici kullanıldığını ortaya koydu.

Bazı ürünlerde yüksek oranda renklendirici kullanılması ve toz içeceklerde kullanım limitinin sekiz kat üzerinde sentetik renklendirici tespit edilmesini değerlendiren uzmanlar, renklendirici içeren paketli gıdaları sıklıkla tüketen çocukların, hormonal hastalık riskiyle karşı karşıya kalabileceğine dikkat çekiyor.

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, "Renkli şekerler, kahvaltılık gevrekler, meyve suları, gıda renklendiricilerin vücuda alınmasında en önemli kaynaklar. Bir porsiyonda bile 30 miligramdan fazla renklendirici kullanılan ürünler var. Bu renklendiriciler, konsantrasyon bozukluklarına, hiperaktiviteye, motor becerilerinde sorunlara, alerjilere, kansere ve özellikle beyinle ilgili hastalıklara neden olabiliyor. Aşırı tüketim hormonal bozukluklara da yol açıyor.

Özellikle bunların içerisinde tartrazin ve günbatımı sarısı var. Bunlar östrojen dediğimiz hormonu taklit eden bileşikler ve çocuklarda hormonal bozukluklara neden olabiliyor." dedi.

Hiperaktivite ve davranış bozukluklarına sebep oluyor

Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Dr. Alev Keser de işlenmiş gıdaların tüketimindeki artışa paralel olarak sentetik renklendiricilere maruziyetin arttığına vurgu yaparak, şunları kaydetti: “Bu durum atıştırmalık, renklendirici içeren içecek, şekerleme gibi işlenmiş gıda tüketimi fazla olan obez çocuklarda normal vücut ağırlığına sahip çocuklara kıyasla daha fazladır. Renklendiricilerin sağlık üzerine etkileri bilimsel çalışmalara dayalı olarak değerlendirildiğinde çelişkili verilerin elde edildiğini söylemek mümkün.

Ancak son yıllarda, çocuklarda dürtüsel dikkatsiz davranma ve aşırı aktifliğe neden olan hiperaktivite ve dikkat eksikliğine, bazı davranış bozukluklarına neden olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle mümkün olduğunca evde hazırlanmış öğünlerin tüketilmesine özen gösterilmelidir.”

Milliyet