Türkiye’nin cari açığında en önemli kalemlerden birisini oluşturan ithal altına ve madene büyük ölçekli yerli alternatif ortaya çıktı.
Maden sektörü temsilcilerinden Ali Emiroğlu, Türkiye’nin tüm yeraltı kaynaklarının piyasa değerinin 3.5 trilyon doların üzerinde olduğunu belirterek, “İsviçre’den Hindistan’a uzanan ve özellikle altın, gümüş, bakır, çinko, kobalt, nikel bakımından zengin olan Tetis Metalojonik Kuşağı’nın tam ortasında bulunuyoruz. Türkiye coğrafyasının birçok bölgesinde altın var” dedi.
"Türkiye, çok büyük bir yeraltı servetine sahip."
Türkiye’de şu anda tespit edilmiş, üretilebilir 1500 tonluk altın rezervi olduğunu vurgulayan Emiroğlu, “4500 ton da yeraltında keşfedilmeyi bekleyen potansiyel altın rezervine sahibiz. Türkiye, bir fay coğrafyasında. İsviçre’den Hindistan’a uzanan ve özellikle altın, gümüş, bakır, çinko, kobalt, nikel bakımından zengin olan Tetis Metalojonik Kuşağı’nın tam ortasında bulunuyoruz. Bundan dolayı Türkiye coğrafyasının birçok bölgesinde altın var” dedi.
NTE'lerin önemi artıyor
Türkiye’nin son dönemlerde atağa geçtiği nadir toprak elementlerinin (NTE), dünya ekonomisindeki en stratejik madenler haline geldiğini getiren Emiroğlu, şöyle konuştu:
“NTE’lerin az miktarda kullanımı dahi ürünün kalitesini önemli ölçüde artırıyor. Yüksek teknoloji ürünlerinde kullanım miktarı az, performansa etkisi çok büyük. Bir cep telefonunda sekiz adet nadir toprak element kullanılıyor. Dünyadaki üretiminin ve kontrolünün yüzde 70’i Çin’de.
NTE’ler bütün dünyada herkesin peşinden koştuğu mineraller. Sivrihisar’daki maden sahası, NTE’lerle ilgili zengin bir saha olarak geçiyor. Bulunması ve işletilmesi, ülkemizin geleceği için de çok önemli.”
Milliyet