İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İkindi16:56 Akşam20:04 Yatsı21:35 İmsak04:20 Güneş05:58 İşrak06:38 Öğle13:07
Hava - Hava durumuHafif Yağmurlu 16°C Nem %88
Türkçe
19 Şevval 1445 28 Nisan 2024 Pazar
19 Şevval 1445
Öğle
13:07
İkindi
16:56
Akşam
20:04
Yatsı
21:35
İmsak
04:20
Güneş
05:58
İşrak
06:38
Giriş Yap

Doğum sonrası anneye doğru yaklaşım nasıl olmalı?

22.01.2024    |

Annelik ile taçlanan doğum, bir kadının hayatında yeni ve önemli bir dönüm noktası. 

Yeni gelen bebekle beraber annenin sorumlulukları da artıyor. Bu dönemde anneye yeterli destek verilmezse anne kendini yalnız, desteksiz, üzgün ve yorgun hissedebiliyor.

Bu duygusal sıkıntıların yanında doğum sonrası sağlığıyla ilgili anneye bilgi vermek ve destek olmak gerekiyor.

 Op. Dr. Aylin Atakır, bu sürece ilişkin şu bilgileri paylaşıyor:

Duygusal destek

Yeni anne olan kadınların en sık hissettikleri duygu yetersizliktir.

 “ - Bebek ağlıyor bakamıyor musun?

 - Bu bebek aç mı?

 - Gazını mı çıkaramadın?

-  Sütün mü gelmiyor? “

Bu gibi sorular lohusayı derinden etkiler ve kendilerini yetersiz hissetmelerine sebep olur. Bu oluşan negatif duygu sonucunda lohusa daha da yetersizliğe girer ve sütü olsa bile azalır, annenin kaygısından etkilenen bebek daha çok ağlar. 

Halbuki yapılması gereken anneye olumlu cümlelerle yaklaşmaktır.

“- Senin için ne yapabilirim?

- Bebekle ben ilgileneyim sen biraz uyu.

- Aç mısın, hemen yiyecek bir şeyler getireyim.

- Bebeğini emzirdikçe sütün daha da artacak, her şey yolunda. “

Bu güzel ve olumlu cümleleri duyan lohusa desteklenmiş ve anlaşılmış hissedeceği için hem iyileşmesi hem de bebekle ilgilenmesi çok daha kolay ve sağlıklı olacaktır.

Doğum sonrası hüzün ve depresyon

Doğum sürecinden yeni çıkmış anne çok kırılgan ve kaygılı olabilir. Doğumdan sonraki ilk bir haftalık dönemde gözleri dolabilir, uzaklara boş bir şekilde bakabilir, ağlayabilir, bebeği ile ilgilenmek istemeyebilir. Bu dönemde vücudunda şiddetli hormonal değişimler olmaktadır. 

Yeni doğan bebek gibi lohusanın da bakım ve desteğe ihtiyacı vardır. Lohusa burada en çok eşinin sonra da annesinin desteğine ihtiyaç duyar. Bu yükü tek başına taşımakta çok zorlanacağını düşünür ve eşi ona gereken ilgi ve alakayı göstermezse kendini çok yalnız hisseder.

Lohusa, bebekle ilgilenirken kendi annesi ve çevresindeki diğer kişiler de iş bölümü yaparak lohusayla ve ev işleri ile ilgilenmelidir. Zaten bu hormonal değişimler, doğumdan kaynaklı ağrılar ve bebeğe alışma süreci bir hafta içinde düzelmeye ve normale gelmeye başlayacaktır.

Anne ve bebek birbirlerine alıştıkça işler kolaylaşacak ve kadın yapılması gerekenleri yapabilmek için gereken gücü kendisinde bulacaktır.

Eğer bu hüzünlü, ağlamaklı veya ilgisiz tavırlar, bebeğe yeterli gelmediği inancı, bebeğe veya kendine zarar vermekten korkma gibi duygular 6 haftadan daha uzun sürüyor veya ilk 6 hafta içinde düzelmek yerine gittikçe şiddetleniyorsa muhakkak doğum sonu depresyondan şüphelenilmeli ve bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Anneler doğrum sonrası nelere dikkat etmeli?

Dr. Aylin Atakır, doğum sonrası sağlık durumuna ilişkin şu bilgileri veriyor:

“Ülkemizde sezaryen oranları, yüzde 50 seviyelerini geçmiş durumda.  Normal doğum yapan annelerin çoğunda ise kesi bulunmakta. Bu yüzden çoğu lohusanın cerrahi bir yarası vardır.  Bu durumda olan lohusalar dikişlerinin üzerine oturmamalı biraz yan oturmalıdır. Eğer doktoru önerdiyse dikişleri için temizleyici solüsyon kullanabilir. Dikişler kendiliğinden düşen dikişler olduğu için çok özel bir açıklama yapılmadıysa dikiş aldırmaya gerek yoktur. Sezaryende ise kesi yeri çoğunlukla göbek katlantı bölgesine denk gelmektedir. Burada en çok dikkat edilecek şey bu bölgenin kuru tutulmasıdır. Nemli kaldığı zaman mantar enfeksiyonu eklenmekte, ciltte kızarıklıklar, kaşıntılar ve akıntılar olmaktadır. 

Diğer yandan doğum sonrası anneler yaklaşık 40 gün kadar özel bir kanama görebilirler. Genelde sezaryende normal doğuma göre daha az kanama görülür. Bu normal durum takip edilmeli anormal bir durumda doktora başvurulmalıdır.” 

Emzirme dönemi, anne-bebek iletişimi

“Anne olmanın en güzel yanlarından biri de emzirmektir. Anne ve bebek 9 ay boyunca bir beden içindeydiler, şimdi doğumda ayrılmış olsalar da emzirme ile tekrar birleşiyorlar. Zaten bebek doğduktan sonraki ilk üç ayında kendisini hala annesi ile bir bedende zannetmektedir. Emzirme sadece göründüğü kadarıyla bebeği fiziksel olarak beslemek değildir. Bebeğin psikolojik ihtiyaçları da giderilir emzirme sırasında. Bebek kendini güvende hisseder, hep duyduğu annesinin kalbine çok yakındır, annesinin sıcaklığı ve annesinin bakışları ile desteklenir. Hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak doyar. O yüzden anne bebeğini bebek her istediğinde emzirmelidir.

Bebek istediği kadar emmelidir.  Emdiği memenin sütünü tam olarak bitiremezse o zaman kalan süt muhakkak sağılmalı, süt bırakılmamalıdır. Bebeğimiz henüz küçükken sütün hepsini ememeyebilir, uykuya dalabilir. Böyle bir durumda süt sağılıp uygun şekilde depolanabilir. Süt poşetlerinin üzerindeki etiket kısmına tarih yazılarak oda ısısında 3 saat, buzdolabı rafında 3 gün, buzlukta 3 ay saklanabilir. Bu şekilde saklanan sütler daha sonra poşetle beraber ılık su içine koyarak eritilebilir ve bebeğe verilebilir.

Anneler gebeliğin son 1-2 ayında emzirme bölgesine E vitamini içeren bakım ürünleri tatbik edebilir. Ayrıca anne adayı doğum öncesinde doğru emzirmeyi öğrenmiş olursa daha rahat bir dönem geçirir. 

Sonuç olarak, doğum sonrası bebek ile annenin ilişki ve iletişiminin doğru, doğal ve sağlıklı olması için hem anne hem de bebeğe yönelik olumlu, destekleyici ve sağlıklı bir yaklaşım gerekmektedir. Böylece anne bu süreci kolay atlatarak bebeğine gereken ilgi ve bakımı da kolaylıkla yapabilecektir.”

 

­

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Peygamber Efendimizin Hayatı
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Peygamber Efendimizin Hayatı
Peygamber Efendimizin Hayatı Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close