Hacc, Kâbe’yi tavaf etme, Arafat’ta ve Müzdelife’de vakfe, Mina’da şeytan taşlama ve kurban kesme, Safâ ve Merve tepeleri arasında sa‘y gibi tarihî ve sembolik anlamları olan ve Mekke civarındaki farklı mekânlarda icra edilen birden fazla ibadeti içeriyor.
Hacc ibadetinin yapıldığı ve hacıların Mekke’de ziyaret ettiği mekanlar neresi?
Kâbe-i Muazzama
Mekke’de yer alan Kâbe, yeryüzünde yapılan ilk mâbed, Müslümanların kıblesi. Kur’an-ı Kerim’de, “Kâbe”, “Beyt”, “Beytullah” “Mescidü’l Haram” şeklinde anılmakta.
Mescid-i Harâm’ın ortasında bulunan Kâbe ilgili olarak Kur’ân-ı Kerîm’de şu ayetler bulunmaktadır:
“Şüphesiz insanlar(ın ibadet ve ziyareti) için kurulan çok mübarek ve âlemlere hidayet kaynağı olan ilk ev (ilk mâbed), Mekke’deki (Kâbe’)dir.” (Âl-i İmrân 3/96);
“Biz, Beyt’i (Kâbe’yi) insanlara sevap kazanma(ları ve birleşip bütünleşmeleri için toplantı) ve güven yeri yaptık. Siz de İbrahim’in makâmından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail’e de: “İbadet kastıyla Kâbe’yi tavaf edenler, i‘tikâfa çekilenler, rükû ve secde edenler için Evim’i tertemiz yapın.” diye emretmiştik.” (Bakara 2/125);
“Bir zaman Beyt(ullah)’ın yerini İbrahim’e belirlemiş (ve O’na şöyle vahyetmiş)tik: “Bana hiçbir şeyi eş tutma, tavaf edenler, (ibadet için) duranlar, rükû ve secde edenler için evimi temiz tut.” (el-Hac 22/26);
“(Resûlüm!) İnsanlar içinde haccı ilan et; gerek yaya, gerekse uzak yoldan (hızlı yol alan) zayıf/arık develer üzerinde sana gelsinler. Gelsinler de, böylece kendileri için (dünya ve âhirete ait) birtakım faydalara şâhit olsunlar ve o belirli günlerde de (Allah’ın) kendilerine rızık olarak verdiği (bilinen dört ayaklı) kurbanlık hayvanlar (boğazlanırken) üzerine Allah’ın ismini ansınlar. Onların etinden hem kendiniz yiyin hem de darlık içinde olan fakirlere yedirin. Sonra (maddî ve mânevî) kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler. Beyt-i Atîk’i (en eski ev olan Kâbe’yi) tavaf etsinler.” (Hac 22/27-29)
Kıblemiz Kâbe
Kâbe, yeryüzündeki ilk ibadet yeri olmasının yanı sıra özellikle namaz ve hacla ilgili belirli şartların yerine getirilmesi bakımından da ayrı bir öneme sahiptir. Kâbe’nin bulunduğu yöne yani kıbleye doğru yönelmek namazın şartları arasında yer alır.
Tavaf alanı
Hac ve umre ibadetinin rükünlerinden biri olan tavaf da Kâbe’nin etrafında yapılır. Kâbe sola alınmak suretiyle Hacerülesved’in bulunduğu köşeden ya da hizasından başlayarak Kâbe’nin etrafında dönüp aynı noktaya gelindiğinde bir şavt yapılmış olur. Bir tavaf ise yedi şavttan meydana gelir.
Makâm-ı İbrahim
Kâbe’nin inşası sırasında Hz. İbrâhim’in üzerine çıkıp duvar ördüğü ve üstünde insanları hacca davet ettiği kabul edilen taş veya onun bulunduğu yer.
Hacerülesved
Kâbe’nin güneydoğu köşesine tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirilen taştır. Arapça’da “siyah taş” anlamına gelir. Yerden 1,5 m. kadar yükseklikte bulunan, yaklaşık 30 cm. çapında ve yumurta biçimindeki bu taşın siyaha yakın koyu kırmızı renkte olması sebebiyle böyle adlandırıldığı anlaşılmaktadır. Kaynaklar, Hacerülesved’in Hz. İbrâhim tarafından Kâbe’nin inşası esnasında tavafın başlangıç noktasını belirlemek amacıyla yerleştirildiği konusunda ittifak etmekte.
Safâ ve Merve
Hac ve umre sırasında aralarında sa‘y yapılan iki tepe. Safâ, Mescid-i Harâm’ın kuzeydoğusunda Merve’den biraz daha yüksek olan tepedir. Merve ise Safâ’nın tam karşısında ve Harem-i şerif’in kuzeybatısında yer alır.
Kur’ân-ı Kerîm’de Safâ ile Merve’nin Allah tarafından konulmuş sembollerden ve hac ile umre ibadetinin yapıldığı yerlerden olduğu belirtilir (Bakara 2/158). Safâ ile Merve arasında gerçekleştirilen sa‘yin hac ve umre çerçevesinde yerine getirilen ibadetlerden (menâsik) biri olması, Hz. İbrâhim’in eşi Hâcer’in oğlu İsmâil ile Mekke vadisinde yalnız kaldıktan sonra Safâ ile Merve tepeleri arasında oğluna su araması hadisesine dayanmaktadır (Buhârî, “Enbiyâʾ”, 9).
Hz. İbrâhim, oğlu İsmâil ile Kâbe’nin yapımını tamamladığında, “Ey rabbimiz! Bize ibadet usullerimizi göster” diye dua edince (Bakara 2/128) Cebrâil diğer hac menâsiki yanında Safâ ile Merve arasındaki sa‘yi de onlara öğretmiş, ardından gelen peygamberler ve ümmetleri de Kâbe’yi ziyaret ettikten sonra Safâ ile Merve arasında sa‘y etmeyi sürdürmüştür.
Mescid-i Nemire
Arafat’ta vakfe öncesi öğle ve ikindi namazlarının cemedilerek kılındığı büyük mescid. Nemire, Arafat’ın batı tarafında küçük bir dağın adıdır. Vedâ haccı sırasında Hz. Peygamber için burada kıldan bir çadır kurulmuştu. Yine burada Harem sınırının bittiği yerde Urene vadisinde düz bir alanda Resûl-i Ekrem Vedâ hutbesini okumuş ve öğle ile ikindi namazını cem‘-i takdimle kılarak vakfe mahalline geçmişti.
Arafat
Mekke’nin doğusunda, haccın en önemli rüknü olan vakfenin yapıldığı yerdir. Hz. Âdem ile Hz. Havvâ’nın yeryüzüne indikten sonra burada buluşup tanışmaları veya Cebrâil’in Hz. İbrâhim’e haccın nasıl ve nerelerde yapılacağını öğretirken Arafat’a geldiklerinde ona, “Arefte?” (anladın mı, tanıdın mı?) diye sorması, onun da “Areftü” (anladım, tanıdım) demesinden dolayı buraya Arafat veya Arefe dendiği kaynaklarda zikredilmiştir. Dünyanın her tarafından gelen insanların bu yerde birbirleriyle görüşüp tanışmaları veya Allah’tan af dilemeleri, af dileyenlerin affedilmelerinden sonra günah kirlerinden temizlenip Allah katında güzel bir kokuya sahip olmaları sebebiyle bu adın verildiği de ileri sürülen görüşler arasındadır.
Arafat Mekke’nin 21 km. doğusunda, Tâif dağ yolu üzerinde ova görünüşünde düz bir alandır. Arafat vadisinin tamamında vakfe yapmak mümkün olduğu halde hacılar, Hz. Peygamber vakfesini Cebelirahme’de Nâbit tepesi üzerinde yaptığı için aynı yer ve çevresinde bulunmayı arzu ederler. Dolayısıyla bu bölge hacıların izdihamına en çok mâruz kalan bir yer olagelmiş, hacılara hizmet vermek üzere kurulan sosyal tesisler daha çok bu çevrede yoğunluk kazanmıştır.
“Hac Arafat’tır”
Hz. Peygamber’in (SAS.) “Hac Arafat’tır” (İbn Mâce, “Menâsik”, 57; Ebû Dâvûd, “Menâsik”, 68; Tirmizî, “Tefsîr”, 3) buyurması, İslâm’ın beş şartından biri olan hac ibadetinin yerine getirilmesinde Arafat’ın ne kadar önemli bir yeri olduğunu göstermeye kâfidir. Arafat’ta vakfe zamanı, arefe günü (9 Zilhicce) güneşin zevalinden sonra başlar, ertesi gün şafak vaktine kadar devam eder.
Müzdelife
Haccda Arafat vakfesinden sonra ikinci vakfenin yapıldığı yer. Hac mevsiminde Arafat’tan inen insanların toplanarak zikir, dua ve vakfe ile Allah’a yaklaşmaları yahut burasının insanları Allah’a yaklaştırmasından dolayı bu mekâna isim olmuştur.