İlk ve ortaöğretim kurumlarındaki yaklaşık 20 milyon öğrenci için ders zili 9 Eylül’de çalacak. Okulöncesi ve ilkokul 1. sınıflar ise 2 Eylül’de uyum programına başladı.
Tatilde günlerinin çoğunu tablet ve telefonla geçiren öğrenciler, okula dönüşte oldukça zorlanacaklar. Çünkü düzenlemeyle sınıf içinde cep telefonu başta olmak üzere bilişim araçları bulundurmak artık yasak. Aslında sadece Türkiye’de değil pek çok ülkede okullarda cep telefonu yasağı uygulanıyor.
Klinik Psikolog Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk “Okulda cep telefonu kullanılması hem çocuğun dikkatini derse odaklayabilmesi hem de arkadaş ilişkileri bakımından mahsurlu. Psikoloji araştırmalarının sonuçları, okulda telefon yasaklandığı zaman hem akademik hem psikolojik bakımdan hem dikkati yönetmek hem de sosyal ilişkiler bakımından çok daha olumlu bir sonuç alındığını gösteriyor. Okullarda telefonun yasaklanması doğru bir karar fakat bu, eğitimde dijital teknolojiden yararlanmayacağız anlamına gelmiyor. Bilakis mutlaka yararlanmak ve dijital okuryazarlık konusuna eğitim sistemi içerisinde kuvvetli bir şekilde yer vermek gerekiyor.”
1,5 yaşa dikkat!
Teknoloji kullanımı çok küçük yaşlara kadar indi. Artık bebeklerin bile elinde telefon görüyoruz. Onlar için adeta yeni nesil bakıcı olmuş durumda. Selçuk, beyin gelişimi bakımından ilk 1,5 yıl çocuğun kesinlikle ekrana maruz kalmaması gerektiğini kaydederek sonrasında yaşına uygun, çok yavaş hızda, uzman kurulların denetiminden geçen dijital içeriklere izin verilmesini öneriyor.
Aileler nasıl yaklaşmalı?
Sürenin uzun tutulmaması konusunda da uyarılarda bulunan Selçuk, şunları söylüyor:
“Ayrıca çocuk ekranla baş başa bırakılmamalı. Bir yetişkin çocuğa eşlik etmeli. Aktif oynama ya da aktif izleme diyoruz buna. Eş zamanlı değilse de oyun ya da çizgi film bittikten sonra anne veya baba çocukla onun hakkında konuşabilir. Mesela ‘Burada ne oldu?’ gibi çok didaktik olmadan sizin de ilgilendiğinizi göstererek ortak bir ilgi alanı açmak gerekiyor. Çocuk dijital zekâ ve dijital okuryazarlık bakımından daha yetkin hale geldikçe, anne baba bu eşlikçilik rolünü azaltabilir ama hiçbir zaman çocuk gözetimsiz bırakılmamalı.”
Milliyet