Ticaret her geçen gün hızla dijital kanallara kayarken, işletmeler de iş yapış süreçlerini dijitale yönlendirmeye başladı. Global rekabette ayakta kalmak adına dijitalleşme, firmalar için bir seçenek değil, ayakta kalmak adına zorunluluk haline geldi.
Özellikle sınırlı sermaye ile varlıklarını sürdüren işletmeler, verimliliği artırmak için de dijitalleşmeye ihtiyaç duyuyor.
Yeni kurulan şirketler, dijital kanallarda izlediği doğru politikalarla birçok farklı pazara açılarak, kısa sürede büyüyebiliyor. Uzun süreli işletmeler de rekabetçi kalmak adına dijitalleşmeye mecbur kalıyor.
Markaların dijitalleşme yatırımları ve e-ticaretin her geçen gün artması, dijital ödemeler pazarında da hızlı bir büyüme getiriyor. Dünya çapında 87.8 milyar dolara ulaşan dijital ödemeler pazarının 2028 yılına kadar 204 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor. Bugün ödemeler pazarından yüzde 40 pay alan dijital ödemelerin payının 2026’da yüzde 65’e çıkması bekleniyor.
Türkiye’de de her geçen gün büyüyen e-ticaret ekosistemine katkı sağlayan yaklaşık 100 bin KOBİ, sürdürülebilir bir iş modeli için rotasını dijitalleşme yatırımlarına çevirdi. Her ne kadar Türkiye’de e-ticaret hacmi dünya ortalamasının gerisinde kalsa da 20 milyar dolarların üzerine çıkan e-ticaret hacmi, online ödeme pazarının önünün açık olduğunu gösteriyor.
Y. Şafak