İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Öğle12:55 İkindi15:57 Akşam18:30 Yatsı19:49 İmsak05:46 Güneş07:11 İşrak07:49
Hava - Hava durumuParçalı Bulutlu 21°C Nem %63
Türkçe
13 Rebi'ül-ahir 1446 16 Ekim 2024 Çarşamba
13 Rebi'ül-ahir 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
05:46 07:11 07:49 12:55 15:57 18:30 19:49
Giriş Yap

Dijital detoksa davet

09.10.2024    |

Ekranlarda bizi avlamayı bekleyen dikkat tacirleri var. Her daim bağlantıda olmamızı isteyen bir çağın içindeyiz. Dijital obeziteye yakalandığımız bu çağda tüm abur cubur bilgileri ruhumuza yediriyoruz. Ekrandan uzak kaldığımızda yoksunluk belirtileri gösteriyor, sürekli bir şeyleri kaçırdığımızı, hayatın bizim dışımızda akıp gittiği hissine kapılıyoruz. Tüm dikkatimiz internette akan dünyanın üzerinde.

Dijital çağın etkileri günden güne katlanarak hayatımızı çepeçevre sarmış durumda. Toplumsal etkileri bir yana psikolojik ve fizyolojik olarak insanlara yaptığı etkiler son derece sessiz sedasız, sinsice yerleşiyor. Ekranların oluşturduğu hastalıklar ve bağımlılıklarla mücadele ediyoruz artık. Dijital çağın en önemli hastalığı ise ekran bağımlılığı… Tiryakiler gibi sürekli telefon ekranını kontrol ediyoruz ve ekrandan uzaklaştığımızda nefessiz kalıyormuş gibi hissediyoruz. Şarjımızın azalmasına tahammülümüz yok.


Ekrandan uzak kaldığımızda yoksunluk belirtileri gösteriyor, sürekli bir şeyleri kaçırdığımızı, hayatın bizim dışımızda akıp gittiği hissine kapılıyoruz. Sosyal medyanın zaman tünelinde her an yeni akışlar var ve bunu kaçırmamak isteyenler bir süre sonra akış bağımlısı haline geliyor. Gelişmeleri Kaçırma Korkusu (FOMO) kavramı, internetin ve özellikle akıllı telefonların yaşamımıza girmesiyle birlikte, “kişilerin sosyal ağlarda gelişmeleri kaçırma ve gelişmelerden haberdar olamama korkusu yaşamaları nedeniyle sosyal ağlarda oldukça uzun süreler geçirmelerine neden olan yeni bir bağımlılık türü…" Tüm dikkatimiz internette akan dünyanın üzerinde.

Dikkat tacirleri
Cal Newport, bununla ilgili olarak “Dijital Minimalizm” adlı kitabında “dikkat ekonomisi” kavramını ortaya atıyor ve ekranlarda bizi avlamayı bekleyen dikkat tacirleri olduğunu söylüyor. Her daim bağlantıda olmamızı isteyen bir çağın içinde olduğumuza işaret eden yazar, dijital obeziteye yakalandığımızı vurgulayarak, tüm abur cubur bilgileri ruhumuza yedirdiğimizi belirtiyor. Kendisi ile baş başa kalmaya tahammülü olmayan ekran bağımlıları dikkatlerini kontrol edemiyor.

Okurlarına 30 günlük bir dijital minimalizm programı öneren yazar, bu durumun bir irade savaşı olduğunu açıklıyor. İnsanları bir nevi ekran orucuna davet ediyor. Bir teknoloji karşıtlığı propagandası yapmak yerine işe yarar teknolojileri sonuna kadar kullanmayı savunan Newport, 30 gün boyunca teknolojiden uzak bir yaşam sürmeyi ve 30 gün sonra geri dönüldüğünde zorunlu olmayan teknolojik ürünleri hayata geri almamayı tavsiye ediyor. Teknolojik ürünlerin amaçlarını sorgulamamız gerektiği ve işe yaramayan aksine zaman çalan ürünlerin hayatımızdan tamamen çıkarılması gerektiğini kitapta sıklıkla belirtiyor.



Çağımızın hastalığı: Ekran Bağımlılığı
Ekran bağımlılığı küçük yaşlardan itibaren başlayabiliyor. Çocuklarda ebeveyn tarafından çocuğu oyalamak, yemek yedirmek veya sakin durmasını sağlayabilmek gibi sebeplerle çocuğun ekran karşısına oturtulması ile başlayan; televizyon, bilgisayar, telefon ya da tablet gibi her türlü ekrana olan bağımlılığı ifade eden ekran bağımlılığından yine ebeveynler şikâyet ediyor. Her üç anne babadan biri bu durumdan şikayetçi…

Çocuklar arkadaşlarıyla birlikteyken bile ebeveynlerinden bir ekran açmasını talep ediyor. Evde ekran olduğu için evden dışarı çıkmak istemiyorlar, ekrandan uzak kaldıklarında huzursuz ve hırçın oluyorlar. Bir habere göre, Dr. Warburton, Kovid-19 kapanmaları sonrası çocuklar ve gençler üzerinde yaptıkları araştırma sonucunda, “ekran bağımlısı” olan ergenlerdeki agresif ve şiddet içeren davranışların sebebinin, beyinlerindeki prefrontal korteks bölgesinde meydana gelen değişimden kaynaklandığını belirtiyor.

Warburton, “ekran bağımlısı” olarak tanımladığı çocukların ve ergenlerin yüzde 10’unun tehlikeli düzeyde “oyun bağımlısı”, bunların yüzde 3’ünün de daha ciddi düzeyde “oyun hastası” olduğunu tespit etmiş. Ergenlerde davranış bozuklukların, aşırı video oyunları oynama sonucu beyinde meydana gelen değişimden kaynaklandığını düşündüklerini belirten Warburton, “Prefrontal kortekste meydana gelen bu değişimler, ergenlerin duygularını kontrol etmelerini, yaptıkları işlere odaklanmalarını ve çevrim dışı dünyada işlevselliklerini engelliyor” diyor. Warburton, ailesi tarafından zorla ekrandan uzaklaştırılan çocuklarda şiddet içeren davranışların daha sık ortaya çıktığını, çok depresif, endişeli ve bazen intihara meyilli çocuklar gördüğünü söylüyor. Çocuklarda olduğu kadar yetişkinlerde de görülen bu bağımlılığın tedavisi için özel danışmanlık merkezleri kuruluyor. 



Bildirim mutluluğu
Ekran bağımlılığı sadece ruhlarımızı hapsetmekle kalmıyor. Çok küçük yaşlardan itibaren çocuklarda ve yetişkinlerde omurga hastalıklarının en büyük sebebi ekrana bakmak… 10 yaşındaki çocuklar boyun fıtığı, sırt ağrısı şikayetleri ile doktor kapısını çalıyor. Hareketsizlikten kas yapıları zayıflıyor ve obezite ile mücadele ediyorlar. Çoğumuz yatağa telefonla giriyor, telefonlarımızı baş ucumuza koyuyoruz. Uyandığımızda ilk işimiz telefonumuzu kontrol etmek. Telefonun yaydığı elektromanyetik dalgalar nedeniyle baş ağrısı ile uyanıyoruz, kulağımızda sürekli bir kulaklık var ve kulaklarımız sağlığını kaybediyor. Artık evdeki tüm elektrikli eşyalar “akıllı”... Hepsi internete bağlanıyor, uzaktan kontrol edilebiliyor. Biz onları uzaktan kontrol ettiğimizi düşünürken evdeki eşyaları kullanma alışkanlıklarımız, ne yapıp ettiğimiz de elbette birileri tarafından kontrol ediliyor. Her yapıp ettiğimiz dijital veriye dönüşüyor.

No-Mobile-Phone ifadesinin kısaltılarak geliştirildiği cep telefonundan uzak kalma korkusu -ekran bağımlılığı- Nomofobi olarak karşımıza çıkıyor. Birçok akıllı telefon kullanıcısının aslında fark etmeden yakalandığı bu hastalık tanısı hemen herkeste bulunuyor. Nomofobi akıllı telefonlardan uzak kalındığı takdirde stres veya panik olma, çevredeki olayları algılamama, devamlı mobil cihazı kontrol etme hissine kapılma durumlarında gerçekleşiyorsa hasta birinci evrede kabul ediliyor. Akıllı mobil cihazlar kullanımı arttıkça beyne mutluluk hissini salgılanıyor. Kişiye mutluluk hissi veren hormonlar kişinin cihazına bildirim geldikçe salgılanıyorsa bu durum bağımlılık evresinin arttığını gösteriyor.

Sokaklar mı tehlikeli, ekranlar mı?
Tüm bunların yanı sıra diğer dijital ruhsal ve fiziksel hastalıklardan bahsedecek olursak; WhatsAppitis (Klavye Hastalığı) bilgisayarlardaki fare ile klavyeyi ve akıllı telefonları kullananlarda sık görülen ve aynı hareketlerin sürekli tekrarlanması sonucu el ve kollardaki sinir, tendon, kas ve diğer yumuşak dokuların zedelenmesiyle oluşan, kan akışında bozulma ve ağrıya duyarlılıkla ilgili problemlerle karşımıza çıkıyor. ErsiVolkitis (Tekrarlayıcı Gerilme Yaralanması) terimi birçok farklı durumu içeriyor. Karpal Tünel Sendromu, Kübital Tünel Sendromu, Guyon Kanalı Sendromu, Lateral Epikondilit ve Bilek Tendiniti veya El Tendoniti gibi birçok klinik durum da bu tanımlama içerisinde yer alıyor. 

Japoncada “toplumdan elini ayağını çekmek” anlamına gelen “Hikikomori” ise kişilerin birden eve kapanmasına, en yakın çevresi ve ailesiyle bile iletişimi koparmasına neden oluyor. Teknolojik gelişmenin beraberinde getirdiği bir hastalık olarak görülen Hikikomori, kişinin sanal âlemde iletişim bağımlılığı geliştirip, kendini sosyal çevreye kapatması anlamına geliyor. Hastalığın esas nedeni olarak sokağı tehlikeli gören yeni kuşak ebeveynlerin çocuklarına son model dijital cihazları alarak evde büyümesini teşvik etmesi gösteriliyor.



Ego sörfü
Wikipedializm zamanının büyük çoğunluğunu Wikipedia, internet sözlükleri veya benzeri bilgi paylaşım ağlarında çeşitli bilgileri düzenleme, yeni bilgiler paylaşma ve var olan bilgileri kronolojik düzenlere koyma üzerine obsesif belirtilerle karşımıza çıkan bir dürtü kontrol bozukluğu... Crackberry ise adını daha çok kurumsal iletişimde kullanılan, e-posta alıp gönderilebilen, internette sörf yapılabilen avuç içi bilgisayar türü telefonlardan alan bir hastalık. Daha çok üst düzey yöneticilerin sürekli olarak maillerini kontrol etmesi ile tanımlanmış bir dijital rahatsızlık olarak karşımıza çıkıyor. Kişinin sürekli olarak başta arama motorları olmak üzere diğer sosyal medya ağlarında kendi adını araması ve hakkında ne gibi bilgilere ulaşabildiğini, neler yazıldığını ve paylaşıldığını takıntılı olarak takip etmesi durumuna ego sörfü deniliyor. Hastalık tanısı konulan kişilerin sayısının hızla artışı günümüzde birçok psikolojik bozukluğun başlangıcı olarak ele alınıyor. 


Günde altı doz selfie

Selfitis; kişinin kendi fotoğrafını çok fazla çekip bunları sosyal medyada yayınlaması ile karakterize olan obsesif kompulsif bozukluk olarak adlandırılıyor. Bu durum temel olarak kişinin toplumda hissettiği kabul edilirliğini derecesini arttırmak ve diğer kişilerle daha iyi iletişim kurma çabasından ortaya çıkar. Selfitis; mahremiyet problemlerinin oluşması, kişide bağımlılığa neden olması, bireyler arası ilişkilere zarar vermesi, kişilerin görünümlerine aşırı önem verme çabalarını doğurması nedeniyle hastalık olarak kabul edilir. Selfitis üç ayrı şekilde tanımlanıyor: Borderline Selfitis, günde en az üç kez selfie fotoğraf çekmek, sosyal medyada yayınlamak; Akut Selfitis, günde üç ila altı arası selfie fotoğraf çekmek ve sosyal medyada yayınlamak; Kronik Selfitis, kontrol edilemeyen bir dürtü şeklinde selfie fotoğraf çekmek ve sosyal medyada günde en az altı kez yayımlamak anlamına geliyor.

­YENİ ŞAFAK

 

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close