Hicr Sûresi adını 80. ayette geçen “hicr” kelimesinden almaktadır. Hicr, kayalık arazi anlamına gelmektedir ve Medine ile Şam arasında, Tebük’e yakın bir yerdir. Semûd kavminin yaşadığı bölge olduğu rivayet edilmektedir.
Mekke döneminde inmiştir.
Sûre, mukataa harflerinin ardından Kur’an’a vurgu yaparak başlar. Ve hemen ardından inanmayanların pişman olacaklarına dair uyarıyla devam eder.
“Elif, Lâm, Râ. Bu (okuna)nlar, Kitab’ın ve (her şeyi) açıklayan (ve açık olan) Kur’an’ın âyetleridir.”
“Kâfirler (kıyamette), zaman zaman temenni ederler ki (keşke vaktiyle kendileri de) müslüman olsalardı (da bu azabı görmeselerdi)"
Hicr Sûresinde; Kur’an’ın korunmuşluğu, burçların şeytanlardan korunmuş olması, tabiat olaylarının Allah tarafından sevk ve idare edildiği, insanın balçıktan yaratıldığı, İblis’in Âdem’e (as.) secdeden geri durması, Allah’ın şeytana mühlet vermesi, şeytanın ihlâslı kulları aldatamayacağı, geçmiş ümmetlerin kıssaları, Lût, Eyke, Medyen ve Hicr kavimlerinin cezalandırılması, Allah’ın kullarına hediyesi Kur’an, kâfirlerden çekinmemek, kullukta sebat etmek anlatılmaktadır.
Son üç ayet, göğsü daralan Peygamber Efendimiz’e ve bizlere hamd, tesbih, ölünceye kadar Rabbimiz’e ibadet ve itaat tavsiyesiyle biter:
“Andolsun ki onların söyledikleri şeylerle göğsünün cidden daraldığını biz biliyoruz.
Hemen Rabbini hamd ile tesbih et (“Sübhânallâhi ve bihamdih” de) ve secde edenlerden ol.
Sana (gelmesi) kesin olan (ölüm) gelinceye kadar da Rabbine ibadet (ve bütün emirlerine itaat) et.“
Hicr Sûresi okuyuş örnekleri:
Maher Al Muaiqly
Mishary Rashid al Afasy