Dijital çağın çocukları teknolojiyle büyüyor; kodlama, yapay zekâ ve akıllı tahtalar artık eğitimin parçası. Ancak uzmanlara göre yeni nesil, algoritmalara hâkim olsa da duygularla bağ kurmakta zorlanıyor.
Akademisyen ve Psikolog Mehmet Büyükçorak, empati eksikliğinin çocuklarda yalnızlık hissini ve toplumsal kopukluğu artırdığını belirtiyor:
“Empati sadece duygusal bir refleks değil, bilişsel bir süreçtir. Çocuk ‘O nasıl hissediyor?’ sorusunu öğrenebilir; bu beceri zamanla geliştirilebilir.”
Araştırmalara göre, insan mutluluğunu belirleyen en güçlü faktörden birtanesi maddi başarı değil, güçlü sosyal bağlar. Pozitif psikolojinin PERMA modeli de bunu destekliyor: pozitif duygular, etkileşim, ilişkiler, anlam ve başarı. Büyükçorak’a göre bu modeldeki “ilişkiler” boyutu doğrudan empatiyle bağlantılı.
Dijital dünyada ise durum tam tersi. Sosyal medya etkileşimleri sayıca fazla ama duygusal derinliği az. Beğeni butonuna basmak, karşımızdakinin duygusunu hissetmek anlamına gelmiyor. Uzmanlara göre empati eğitimi, çocukların dayanıklılığını, stresle başa çıkma gücünü ve sosyal uyumunu artırıyor.
Okullarda bu eğitimin küçük modüllerle uygulanabileceğini belirten Büyükçorak, “Haftada bir saat duygusal paylaşım saati yapılabilir; rol değiştirme oyunları, hikâye anlatımı ve dinleme oturumları çocuklarda duygusal farkındalığı güçlendirir.” diyor.
Teknolojiyle büyüyen bir nesil için mesaj net: Geleceğin en değerli becerisi, duyguları anlamak ve hissetmek olacak.