Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz Mahmud Es’ad Coşan'ın İslam Mecmuası’nda kaleme aldığı “En Mühim İşimiz: Berat Kandilimizin İhyası” başlıklı başyazısını, Berat Kandili vesilesiyle istifadenize sunuyoruz.
Mübarek “üç aylar”dan Şâbân-ı şerîf içindeyiz; Ramazan’a az kaldı. Hem on bir ayın sultanı ve mü’minlerin sebeb-i gufrânı Ramazan’ın heyecanı içimize düştü, hem de “Berat gecesi”nin telaşı gönlümüzü kapladı.
Şaban ayı, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hazretlerinin ayıdır; Efendimiz bu ayda; geceleri sabahlara kadar ibadet ederdi; çok oruç tutardı. Hz. Âişe validemiz (ra.) sebebini sorunca buyurmuş ki:
“Ya Âişe! Bu, melekü’l-mevte (Azrail) o sene içinde vefat edeceklerin isimlerinin yazdırıldığı aydır. Ben de ismimin ancak oruçlu iken kaydedilmesini seviyor ve istiyorum.”
Ashâb-ı kirâm ve geçmiş evliyâullah büyüklerimiz bu ayda çok oruç tutar, çok Kur’ân-ı Kerîm okurlar, Peygamber Efendimize çok salavat getirirler, af ve mağrifet olunmak için onu tevessül edinirlerdi; zenginler zekâtlarını bu ayda fakirlere verip, onların Ramazan orucu için kuvvetlenmelerini düşünürler, valiler durumu şer’an müsait mahkûmları hapisten azat ederler, tüccarlar borçlarını alacaklılarına öder, hesaplarını kapatırlar; çoğu Ramazan hilalini görünce de gusül abdestini alıp itikâfa girerlerdi.
Leyle-i Berâet, Berat gecesi, Şaban ayının en mühim gecesidir; yılın da en mübarek, en dikkat edilecek, ihya olunacak gecelerinden biridir, meleklerin bayramıdır; bu gece yeryüzüne çok rahmet, bereket ve hayır iner; çok mü’minler af ve mağfiret olunur; ancak şirke bulaşanlar, birbirlerine kin tutanlar, dostlar ve akraba ile ilgiyi kesenler, sihir yapanlar, kâhinler, ayyaşlar... hariç!
Berat gecesinde eceller, rızıklar, hacca gidecekler, senenin mühim olayları yazılır, tespit olunur, kesinleşir; kimi Allah’ın rahmetine erer, kimi mahrum kalır; kimi mükâfatlandırılır, kimi cezalanır.
Berat gecesi müthiş bir gecedir; Hasan-ı Basrî hazretleri bu gecede evinden çıkmıştı, yüzü sapsarı. Sebebini sordular bu korku, hüzün ve kederin, buyurdu ki:
“Vallahi gemisi parçalanmış bir kimse benden daha fena durumda değildir; çünkü işlediğim günahlarımı kesinlikle biliyorum ama iyiliklerimin kabul olduğundan şüphedeyim, acaba halim ne olacak diye telaştayım...”
Sevgili kardeşlerim, bu mühim gece için öncelerden hazırlanın, oruçlar tutun, zekâtlar, sadakalar verin, salât u selâmlar getirin, çok zikir yapın, tevbe edin,
Kur’an okuyun, nafile namaz kılın, sıla-i rahîm yapın, ağlayın, dua edin,
Mevlaya yalvarın da sizi, bizi mağfiret eylesin, adımızı “Dîvân-ı Süedâ”ya kayıt buyursun, bahtımızı güzel kılsın, rızkımızı bol versin, nusretiyle bizleri zaferlere erdirsin; fütûhât ve füyûzâta mazhar kılsın, başımızdan musibetleri, belaları, cezaları, kötülükleri uzaklaştırsın, bizleri iki cihanda aziz ve bahtiyar eylesin!
Yoksa bu âlemin hayhuyu bitecek gibi değil; dünya boş ve fâni; baki ve ebedî olan âhiret! Allah cümle ümmet-i Muhammed’i nevm-i gafletten ikaz buyursun, hakkı görüp ona uymayı, batılı sezip ondan korunmayı, âhirete iyi ve tam hazırlanmayı nasip ve müyesser eylesin!
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.