SALİH (AS) - SEMUD KAVMİ - SEMUD KAVMİ HELAK
Neml 45
Andolsun ki biz, Semûd (kavmin)e de “Allah’a kulluk edin.” (desin) diye kardeşleri Salih’i gönderdik. Bir de gördü ki onlar (inanan ve inanmayan olarak) birbirleriyle çekişen iki grup (olmuşlar).
Hud 61.
…. (Salih) dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Çünkü sizin O’ndan başka hiçbir ilâhınız yoktur. O sizi (önce) topraktan meydana getirmiş ve size orada ömür sürüp imar etmeyi istemiştir. O halde O’ndan mağfiret dileyin, sonra O’na tevbe edin (O’na yönelin). Şüphesiz ki Rabbim (size) çok yakındır. O, (duaları) kabul edendir.”
Şuara 142
Kardeşleri Salih, onlara demişti ki: “Hâlâ, (Allah’ın azabından) sakınmaz mısınız?”
Şuara 143
“Hiç şüphesiz ben sizin için (gönderilmiş) güvenilir bir peygamberim.”
Şuara 144
“Artık, Allah’ın azabından sakınıp emirlerine uyun ve bana da itaat edin.”
Şuara 145
“Buna karşı sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek âlemlerin Rabbi olan (Allah’)dan başkasına ait değildir.”
Şuara 146-147-148
“Siz burada bahçelerin ve kaynak sularının, ekinlerin ve tomurcukları dolgun yumuşak hurmalıkların içinde emin olarak bırakılacak mısınız (öyle mi sanıyorsunuz)?”
Şuara 149.
“Dağlardan da zevkle/şımararak (gösterişli) birtakım evler yontup oyuyorsunuz.”
Şuara 150.
“Artık, (kendinize gelip) Allah’ın azabından sakınıp emirlerine uyun ve bana itaat edin.”
Şuara 151-152.
“Yeryüzünde (ilâhî emirleri dinlemeyip) karışıklık çıkaran ve (ortalığı) düzeltmeyip aşırı giden (beyinsiz)lerin emrine uymayın.”
Şuara 153.
Dediler ki: “Sen iyice büyülenmişlerdensin.”
Hud 63.
(Salih, onlara) dedi ki: “Ey kavmim! Söyleyin bana, ya ben Rabbimden açık bir delil (ve mucize) üzerinde isem ve O bana kendisinden bir rahmet (peygamberlik) vermişse, ben de O’na âsî olursam, Allah’(ın azabın)a karşı bana kim yardım eder? Sizin de bana zararımı artırmaktan başka bir katkınız olmaz.”
Kamer 23-24-25.
Semûd (kavmi) de uyarıcıları (peygamberlerini) yalanladı: “Bizden bir insana mı uyacağız? O takdirde biz, bir sapıklık ve bir delilik etmiş oluruz. Zikir (vahiy) aramızdan ona mı bırakıldı? Doğrusu o şımarık ve aşırı yalancıdır.” dediler.
Neml 46.
(Salih) dedi ki: “Ey kavmim! Niçin iyilikten önce kötülük işleme konusunda aceleci davranıyorsunuz? Allah’tan mağfiret dilemelisiniz ki bu sayede merhamet olunasınız.”
Kamer 26.
… “Yarın onlar şımarık ve aşırı yalancı kimmiş, bilecekler.”
Fussilet 17
Semûd (kavmin)e gelince: Biz onlara (da) doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü, doğru yolu görmeye tercih ettiler. Neticede, kazanmakta oldukları (günahlar) yüzünden kepaze (ve perişan) edici azap yıldırımı onları alıverdi.
Zariyat 45.
(O zaman) ayakta durmaya güç yetiremediler ve hiç yardım edenleri de olmadı.
Kamer 30
Ama benim azabım ve uyarılarım(ın sonu onlara) ne biçim oldu (düşünün!)
Kamer 31
Nitekim üzerlerine bir tek korkunç bir ses gönderdik (onlar) da, ağıl sahibinin (biçtiği) kuru ot gibi oluver(ip yere seril)diler.
Hicr 84
Kazandıkları (ve yaptıkları) şeyler, kendilerine fayda sağlamadı.
Neml 48.
O şehirde dokuz (çete başı) adam vardı ki o yerde (Allah’a itaate karşı diretip) bozgunculuk çıkarırlar, düzeltmeye uğraşmaz (ve iyiliğe yanaşmaz)lardı.
Neml 49.
(Onlar bir arada) Allah’a and içerek: “Biz mutlaka ona (Salih’e) ve ailesine, bir gece baskını yapalım (ve onları öldürelim). Sonra da (hakkını arayan) velîsine, (Salih) ailesinin öldürüldüğünde hazır değildik (görmedik) ve biz kesinlikle doğru (söyleyen) kimseleriz.’ diyelim.” dediler.
Neml 50
(Böyle) bir tuzak kurdular. Biz de onlar hiç farkında değillerken (kendilerini helak eden) bir tuzak hazırladık.
Neml 51
İşte bak, tuzaklarının sonucu nasıl oldu, (nasıl) onları ve kavimlerini topyekün yok ettik!
Fussilet 18.
İman eden ve Allah’ın emrine uygun yaşayan/aykırı davranmaktan sakınanları ise kurtardık.