LUT (AS) KAVİMİNİN HELAKI
En’am 86.
İsmail, Elyesa‘, Yunus ve Lût’a da (aynı şekilde hidayet ettik). Her birine âlemlerin üstünde (farklı) yüksek meziyetler verdik.
Şuara 160.
Lût’un kavmi de gönderilen (peygamber)leri yalanladı.
Şuara 161.
Kardeşleri Lût, onlara demişti ki: “Allah’ın azabından sakınmaz mısınız?”
Şuara 162.
“Şüphesiz ben sizin için (gönderilmiş) güvenilir (emin) bir peygamberim.”
Şuara 163.
“Artık, Allah’ın azabından sakınıp emrine uyun ve bana itaat edin.”
Şuara 164.
“Buna karşı sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek âlemlerin Rabbi olan (Allah’)dan başkasına ait değildir.”
Şuara 165-166.
“Rabbinizin sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da (bu kadar) insan içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz haddi aşan bir kavimsiniz.”
Şuara 167.
Dediler ki: “Ey Lût! Andolsun ki eğer (bu sözlerine) son vermezsen, kesinlikle (buradan) çıkarılanlardan olacaksın.”
Şuara 168.
(Lût) dedi ki: “Doğrusu ben sizin (bu çirkin) işinizden nefret edenlerdenim.”
Şuara 169.
“Ey Rabbim! Beni ve aile (fertleri)mi bunların yaptıklarından kurtar!”
Şuara 170-171.
Biz de geride kalanlardan ihtiyar bir kadın (olan karısı) dışında, onu, ailesini (ve inananları) topyekün kurtardık.
Kamer 34-35.
Biz de üzerlerine çakıl taşları yağdıran (bir fırtına) gönderdik (helak ettik). Yalnız Lût’un ailesi (iki kızı) hariçtir. Tarafımızdan bir nimet olarak, işte onları bir seher vakti kurtardık. (İman ve itaatle) şükredenleri böyle mükâfatlandırırız.
Kamer 36.
Andolsun ki (Lût) onları bizim (azapla) yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat (onlar), uyarmaları şüphe ile karşıla(yıp yalanla)dılar.
Kamer 37.
Andolsun ki onlar, onun (melek olarak gelen) misafirlerine sarkıntılık etmek istediler. Biz de gözlerini sil(me kör ed)iverdik: “İşte azabımı ve uyarmalarımı(n kötü âkıbetini) tadın!” (dedik.)
Kamer 38.
Andolsun ki onları bir sabah, (artık kurtulamayacakları) kararlı bir azap bastır(ıp kapla)mıştı.
Kamer 39.
“İşte, azabımı ve uyarılarımı(n âkıbetini) tadın!” (dedik.)"
Şuara 172.
Sonra (karısıyla) diğerlerini yok ettik.
Şuara 173.
Üzerlerine (helak eden) bir (taş) yağmur(u) yağdırdık. Uyarıl(ıp da yola gelmey)enlerin yağmuru ne kötü idi!
Şuara 174.
Şüphesiz bunda elbette bir ibret vardır. (Fakat) yine de çokları iman etmediler.
Şuara 175.
Şüphesiz Rabbin, elbette, mutlak galiptir, çok merhametlidir."
A’raf 83-84.
Biz de onu ve ehlini (aile ve taraftarlarını) karısı hariç kurtardık. Çünkü o, (gizli küfrü sebebiyle) geride kal(ıp helak ol)anlardan oldu. O sırada üzerlerine (felaket getiren) bir yağmur yağdırdık. İşte bak, günahkâr suçluların sonu nasıl oldu!"