MUSA (AS)’IN DOĞUMU, HZ.ŞUAYB’LE TANIŞMASI, PEYGAMBERLİK GELMESİ
Kasas 3
(Resûlüm!) İnanan kimseler için, Musa ve Firavun’un haberinden (bir kısmını) sana gerçek şekliyle okuyacağız.
Hûd 96-97.
Andolsun ki biz, Musa’yı âyetlerimizle (mucizelerimizle) ve apaçık bir delille Firavun’a ve ileri gelenlerine gönderdik…
Tâhâ 36.
(Allah) buyurdu: “Ey Musa! İstediğin sana verildi.”
Tâhâ 37.
“Andolsun ki biz, sana (önceleri) bir defa daha (şöyle) iyilikte bulunmuştuk:”
Tâhâ 38.
“Hani (sen doğduğunda) annene vahyedilecek şeyi (ilham ile) bildirmiştik.”
Kasas 7.
Musa’nın annesine: “Onu emzir, başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman, (bir sandık içinde) denize (Nil’e) bırak. Korkma ve (ayrılmana) üzülme! Çünkü biz, onu sana geri döndüreceğiz ve onu peygamberlerden yapacağız.” diye (ilham ile) bildirdik.
Kasas 8.
Nihayet (annesi Nil’e bırakınca) Firavun’un adamları onu (Nil’de) bulup aldı. Ama sonunda o, kendileri için bir düşman ve bir tasa (kaynağı) olacaktı.
Kasas 9.
Firavun’un karısı (sandıkta bir çocuk olduğunu görünce, Firavun’a): “Benim için de senin için de göz aydınlığı (olsun). Onu öldürmeyin, olur ki bize faydası dokunur veya onu evlat ediniriz.” dedi. Onlar (işin) farkında değillerdi.
Kasas 10.
Musa’nın annesi (bütün umudunu kaybedip) gönlü bomboş (içi yanarak) sabahladı. Eğer biz, (vaadimize) inananlardan olması için kalbini (sabırla) pekiştirmeseydik, neredeyse on(un kendi oğlu olduğun)u açıklayacaktı.
Kasas 11.
(Annesi, Musa’nın) kız kardeşine: “Onun izini takip et.” dedi. (O da) onlara fark ettirmeden onu uzaktan gözetledi.
Kasas 12.
(Musa’nın ablası onların telaşını gördü ve yanlarına geldi:) “Sizin için ona bakacak ve ona candan davran(ıp eğit)ecek bir aileyi göstereyim mi?” dedi.
Kasas 13.
İşte (bu şekilde) biz onu, gözünün aydın olması, üzülmemesi ve Allah’ın vaadinin gerçek olduğunu bilmesi için annesine geri verdik. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Kasas 14.
(Musa) ergenlik/yiğitlik çağına erişip de olgunlaşınca, biz ona hüküm (hikmet, peygamberlik) ve ilim verdik. Güzel hareket edenleri biz işte böyle mükâfatlandırırız.
Kasas 22.
(Musa) Medyen tarafına yönelince: “Umarım ki Rabbim bana doğru (düzgün) yolu gösterir (de giderim).” dedi.
Kasas 23.
Nihayet Medyen suyuna varınca, o (kuyu)nun başında (hayvanlarını) sulayan bir grup insan buldu. Onlardan başka, (bir de koyunlarının suya yaklaşmasını) engelleyen iki kadın gördü. (Onlara:) “(Bu) haliniz ne?” dedi. (Onlar da:) “Çobanlar (hayvanlarına) su içirip götürünceye kadar biz (içlerine sokulup da hayvanlarımızı) sulayamayız. Babamız da çok ihtiyardır (bu yüzden iş bize kalıyor).” dediler.
Kasas 24.
Bunun üzerine (Musa) onlarınkini sulayıverdi. Sonra gölgeye dönüp çekildi: “Ey Rabbim! Doğrusu bana indirdiğin (lütfundan indireceğin) her türlü hayra muhtacım.” dedi.
Kasas 25.
Derken o iki (kız)dan biri utana utana yürüyerek ona geldi: “Bizim için (koyunları) sulamanın ücretini vermek için babam seni çağırıyor” dedi. Bunun üzerine (Musa), onun (babasının) yanına gelip (başından geçen) hikayeyi anlatınca, o: “Korkma, o zalimler topluluğundan kurtuldun.” dedi.
Kasas 26.
O (kız)lardan biri: “Babacığım! Onu ücretli (çoban) tut. Çünkü ücretle tuttuklarının en hayırlısı, (bu) güçlü ve güvenilir olan (adam)dır.” dedi.
Kasas 27.
(Kızların babası Şuayb, Musa’ya:) “Bana sekiz yıl çalışmana karşılık, bu iki kızımdan birini sana nikâhlamayı arzu ediyorum. Eğer on (yıl)a tamamlarsan, o da senin tarafından (bir lütuf)tur. Ben sana zahmet vermek de istemem. İnşaallah beni iyilerden bulacaksın.” dedi.
Kasas 28.
(Musa:) “Bu, seninle benim aramda (bir ahit)tir. Bu iki müddetten hangisini bitirirsem, artık bana karşı hiçbir haksızlık yok (demek)tir. Allah söylediğimize vekildir.” dedi.
Kasas 29.
Musa, (aralarında konuşulan) müddeti bitirip ailesiyle (Mısır tarafına) yola çıkınca Tûr’un (sağ) tarafından bir ateş farketti. Ailesine: “Siz durup bekleyin, çünkü ben bir ateş gördüm. Belki oradan size bir haber veya (ocak yakıp) ısınırız diye bir parça kor getiririm.” dedi.
Kasas 30.
Derken oraya varınca, o mübarek bölgedeki vadinin sağ kıyısındaki ağaçtan şöyle seslenildi: “Ey Musa! Şüphesiz âlemlerin Rabbi (olan) Allah benim, ben!”
Kasas 31.
“Âsâ’nı (yere) bırak.” (Musa bıraktığı zaman) onun çevik bir yılan gibi titreyip hareket ettiğini görünce, arkasına dönüp bakmadan kaçtı. “Ey Musa! Buraya gel, korkma. Çünkü sen emniyette olanlardansın.” denildi.
Kasas 32.
“Elini koynuna sok, (o) kusursuz olarak bembeyaz (parlak bir halde) çıkacaktır. Korkudan dolayı (açılan) kollarını kendine kavuştur (ve kendini topla, kaçma). İşte bu iki (mucize), Firavun ve ileri gelenlerine (karşı) Rabbinden (sana verilen) iki kesin delildir…
Kasas 34.
“Kardeşim Harun’un ifadesi benden daha düzgündür. Bunun için onu da benimle beraber, beni tasdik eden (ve destekleyen) bir yardımcı olarak gönder. Doğrusu, beni yalanlamalarından korkuyorum.”
Kasas 35.
(Allah) buyurdu ki: “Senin pazunu (gücünü) kardeşinle pekiştireceğiz. İkinize de bir kudret (ve galibiyet) vereceğiz ki âyetlerimiz sayesinde asla size erişemezler. Siz ve size uyanlar galip geleceksiniz.”