HZ. ZEKERİYA (AS)
Yusuf 111
Elbette temiz/gerçek akıl sahipleri için onların hayat hikayelerinde (büyük birer) ibret vardır. (Bu Kur’an) uydurulan bir söz değildir. Ancak o, önceki (ilâhî kitapların asıllarını) doğrulayan, her şeyi açıklayan (bir kitaptır), iman eden bir toplum için de bir yol gösterici ve rahmettir.
Enbiya 89.
Zekeriya’yı da (hatırla!) Hani o Rabbine: “Rabbim! Beni tek başıma (evlatsız) bırakma. Gerçi (vermesen de) sen, vârislerin en hayırlısısın.” diye niyaz etmişti.
Meryem 4.
Demişti ki: “Rabbim hakikaten artık benim kemik(lerim) gevşedi/yaşlandım, saçım başım ağardı. Rabbim! Sana dua etmekle hiç bedbaht (ve mahrum) olmadım.”
Meryem 7.
(Allah şöyle buyurdu:) “Ey Zekeriya! Hakikaten biz sana bir oğul müjdeliyoruz. Onun adı Yahya’dır. Bundan önce ona hiçbir adaş yapmadık.”
Meryem 8.
(Zekeriya:) “Rabbim! Benim için bir oğul nereden olacak? Üstelik karım kısırdır, ben de ihtiyarlığın son haddine ulaştım.
Meryem 9.
“Hal böyledir.” dedi. (Fakat) Rabbin de buyurur ki: “O bana göre kolaydır. (Çünkü) bundan evvel sen hiçbir şey değilken de seni yaratmışımdır.”
Meryem 10.
(Zekeriya:) “Rabbim! (Öyle ise) bana bir işaret ver.” dedi. (Allah:) “Senin işaretin, sapasağlam olduğun halde üç (gün, üç) gece insanlarla konuşamaz hâle gelmendir.” (buyurdu).
Meryem 11.
Derken (Zekeriya) mâbetten kavminin karşısına çıkıp onlara: “Sabah akşam (Allah’ı) tesbih edin (namaz kılın).” diye işaretle bildirdi.
Enbiya 90.
Biz onun da duasını kabul edip ona Yahya’yı armağan ettik ve eşini de kendisi için (doğurmaya) elverişli kıldık. Gerçekten bunlar(ın hepsi) hayır işlerinde yarışırlar, umarak ve korkarak bize dua ederlerdi. Onlar (gerçekten) bize karşı derin saygı gösterenlerdi.
En’am 85.
Zekeriya’ya, Yahya’ya, İsa ve İlyas’a da (peygamberlik verdik), hepsi de iyilerdendi.
Meryem
12-13-14-15. “Ey Yahya! Kitab’a kuvvetle sarıl.” (dedik) ve daha çocukken ona hikmeti (ilmi, derin ve ince anlayışı) verdik. Tarafımızdan bir kalp yumuşaklığı ve (günahlardan) temizlik de (ihsan ettik). O, çok muttaki idi. Annesine babasına da itaatkâr (idi), âsîlik eden bir zorba değildi. Doğduğu gün de, öleceği gün de, dirileceği gün de, ona selam olsun!