Eski kitaplarda Peygamber Efendimizle ilgili haberler mevcuttur. Eski kitapları da gönderen Allahu Teâlâ hazretleri olduğu için "İleride şu vasıflara sahip bir peygamber gelecek." Diye, eski kitapların içinde bir takım pasajlar vardır. O pasajlarda, o cümlelerde,o paragraflarda Peygamber Efendimiz bildirilir.
Kur'ân-ı Kerîm'de bu hususta Saff ve Fetih sûresinde ve daha başka sûrelerde bilgi var. Fakat Kur'ân-ı Kerîm'den ayrı Tevrat'ta ve İncil'de de bilgi var. Papazlar o eski kitapların, o âyetlerini kendileri gösteriyorlar. Biz Edebiyat Fakültesi'nde talebeyken, Pakistanlı Hintli profesör Hamidullah Bey o âyetleri, o cümleleri getirip bize okutmuştu. Sonra Zeki Velidi Beyin bir makalesi vardır. Kumran denilen Lut gölü kenarında bir mağarada Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe ait eski metinler bulundu. Çok eski kitaplar. Yakılmasın, Romalılar tahrip etmesin diye o mağaraya saklanmış. Bulunan bu metinlerin bir kısmını Amerika aldı. Bir kısmı Ürdün müzelerinde, bir kısmı Vatikan'da… Muhtelif yerlere alındı, incelendi. Buralarda Tevrat ve İncil'deki değişmeleri işaret eden, Kur'ân-ı Kerîm'in haklı olduğunu gösteren malzeme var. Ve Kur'ân-ı Kerîm'in tasdikçisi durumunda bulunan vesikalar.
Bazı büyük papazlar, hıristiyan ve yahudi alimleri, kendi kitaplarındaki müjdelerden dolayı, müslüman olmuşlardır. Peygamber Efendimiz gelmeden önce, şu evsafta bir peygamber gelecek diye beklemişlerdir. Peygamber Efendimiz geldiği zaman, ona tabi olmuşlardır.
Peygamber Efendimizin zamanından misal, Selmân-ül Fârisî hazretleridir. Selmân-ül Fârisî hazretleri, İranlı asil bir aileden, dünyaya geldikten sonra papazların yanında, çeşitli illerde, ülkelerde gezdikten sonra, âhir zaman peygamberi Hicaz'da zuhur edecek diye, onun gelmesini yakalamak, ona tabi olmak, onu tanımak için Hicaz'a gelmiştir.
Yine Medîne-i Münevvere'deki yahudi alimlerden Abdullah b. Selâm, Tevrat'taki bilgilerden dolayı Peygamber Efendimiz'in hak peygamber olduğunu anlayarak, müslüman olmuştur. Bu misaller, eski kitaplarda Peygamber Efendimizle ilgili malzemenin olmasına en büyük delildir. Çünkü eski kitapları da biz uydurmuş olamazdık ya! Eski kitaplar muhtelif kültür sahalarında, bizden önce mevcut. Hatta Pakistan'da Begum Ayşe Bavani Vakfı, İslâm Our Choice diye bir kitap neşretmiş. Bazı Hint kaynaklarından, eski Hint dinlerinin kitaplarından sayfa fotoğrafları veriyor. Orada Peygamber Efendimiz'in geleceğine dair cümleler var. Eski Hint kitaplarında, eski İran dinî metinlerinde, Hz. Peygamber'in yaşadığı çağlardan önce yeryüzünde mevcut bulunan dinlerin kitaplarında, onunla ilgili metinler, fotokopileri ve tercümeleri var.
Demek ki Tevrat'ta, İncil'de, eski İran ve Hint metinlerinde Peygamber Efendimiz'in geleceğine dair müjdeler var. Kur'ân-ı Kerîm'de de bunlara işaret ediliyor. Mesela,
“Ve iz kâle îsebnü Meryeme yâ benî isrâîle innî resûlullâhi ileyküm musaddikan limâ beyne yedeyye mine't-tevrâti ve mübeşşiran bi-resûlin ye'tî min ba'd ismuhû ahmed”.
İleride Ahmed adında bir peygamber gelecek, şeklinde İncil'de bir âyetin olduğunu, Hz. İsa'nın böyle buyurduğunu Saff sûresi beyan ediyor. Hakikaten de İncil'de öyle bir âyet vardır. Hamidullah Bey bize İncil'den getirip göstermişti. Bu âyet sebebiyle nice papazlar, o şahıs Peygamber Efendimiz’dir, Faraklit diye tercümesini yapmışlar. İncil'in indiği asıl metin elimizde değil, tercümeleri elimizdedir. Tercümelerde o asıl kelimenin mukabili olan, tercüme kelimeler var. Ama o kelimelerin de yine Peygamber Efendimiz'i gösterdiği, papazlar tarafından ifade edilmiş ve onların müslüman olmasını sağlamıştır.