Es-selâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh
Aziz ve sevgili Akra dinleyicileri;
Allah hepinizden razı olsun. Ramazanınız hayırlı, mübarek bitsin. Allah celle celâlüh bayrama sıhhat, selamet, âfiyet, huzur, kazanç, sevapla eriştirsin. Cümlenizi Kadir gecesini ihyâ edenler zümresine Allah dâhil eylesin. Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz Buhârî, Ebû Dâvud, Tirmizî, Neseî, Müslim gibi sahih hadis kaynaklarında Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten, Neseî'de de Hz. Âişe-i sıddîka validemizden (rıdvanullahi aleyhim ecmaîn) rivayet edildiğine göre bir hadîs-i şerîfte buyurmuş ki:
"Men kâme leylete'l-kadri îmânen ve'htisâben gufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî"
Kim inanmış bir insan olarak, imanla, sevabını Allah'tan bekleyerek "Hasbeten lillah"
Allah rızası için, Allah aşkına kalkıp ihya ederse; namaz kılarak, Kur'an okuyarak, zikir yaparak çeşitli şekillerde Kadir gecesini ihyâ ederse;
"Gufira lehû mâ tekaddeme min zenbihî"
Geçmiş olan günahlarının hepsi, ömrünün mâzisindeki o zamana kadar ki günahlarının hepsi afv u mağfiret olunur, bağışlanır diye bir müjde var.
Zaten Kur'ân-ı Kerîm'den biliyoruz ki Kadir gecesi bin aydan daha hayırlı bir gecedir. Bin ay da seksen küsur senelik bir ömür ediyor. Bir kısmında da çocuk olduğu için Allah kullarını sorumlu tutmuyor. Demek ki; Kadir gecesine erdiği zaman, aşağı yukarı doksan yaşındaki bir insanın bütün günahları afv u mağfiret oluyor.
Ve bir de hadîs-i şerîflerde müjdeler var:
"Bir kul müslüman olarak doksan yılı idrak etmişse (hatta seksen rivayeti de var) sorgu sual, hesap olmadan Allah onu cennetlik eder." diye. Demek ki mü'minlerin kurtuluşu için Kadir gecesi çok önemli bir gece. Allahu Teâlâ hazretleri bu geceyi yakalayıp ihyâ etmek, uyanık geçirmek, ibadetle geçirmek, Allah'ın rızasına uygun bir şekilde geçirmek nimetini cümlemize ihsan eylesin.
Kadir gecesi hakkında çok rivayetler var. Tabi hikmet dolayısıyla, (Rabbimizin her işi hikmetli olduğu için) Cenâb-ı Hak kesin olarak "şu gecedir."diye bildirmemiş. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz de ihtimalli olarak buyurmuş. Mesela Ahmed b. Hanbel (Hanbelî mezhebinin imamı, aynı zamanda bir hadis alimi, Müsned diye bir büyük, muhteşem, muazzam, hazine, hadis hazinesi kitabı var) Ebû Hüreyre radıyallahu anh'ten bir hadis kaydetmiş, rivayet etmiş ki;
"Leyletü'l kadri leyletün sâbiatün ev tâsiatün bi işrîne inne'l melâikete tilke'l-leylete fi'l ardı ekserü min adedi'l hasâ"
Kadir gecesi Ramazan'ın 27 yahut 29'undadır. Melekler o gecede yeryüzünde, yerdeki çakıl taşlarının sayısından daha fazladır. Çünkü Allah'ın emriyle kulları müjdelemek, mânevî mükâfatlara erdirmek için Cenâb-ı Hakk'ın buyruğu ile çok melekler iniyor. Âyet-i Kerîmede de;
"Tenezzelü'l melâiketü ve'r-rûhu fihâ bi izni Rabbihim min külli emrin. buyuruluyor. (Tenezzelü) "tefenezzelü"nün kısaltılmış şekli. Melekler iniyor ve er-rûh isimli melek iniyor. Er-Rûhu'l emîn (yani Cebrail aleyhisselam) çok muazzam bir melek diye hadis kitaplarında, tefsir kitaplarında ilim erbabı tarafından açıklanmış. Muazzam, muhteşem ve makamı yüksek melekler kalabalık olarak iniyorlar. Muhteşem bir gece. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz 27'si veya 29'u diye bir açıklama yapmış.
Başka açıklamalar da var. Tabi bunların sebebi; Kadir gecesinin Cenâb-ı Hakkın lütfuyla, seneden seneye biraz değişikliklerle başka günlere geçebiliyor olmasıdır. Mesela Bedir Harbi'nin olduğu zaman Kadir Gecesiymiş. Allahu Teâlâ hazretleri inen melekleriyle müslümanlara zafer ihsan eylemiş, 17 Ramazan. Demek ki; yıldan yıla değiştiği için bu rakamlarda da değişiklik oluyor.
Peygamber Efendimiz o senenin durumuyla ilgili bilgi verdiği için başka hadîs-i şerîflerde, başka rakamlarla karşılaşabiliyoruz. Ama en kuvvetlisi Ramazan'ın 27'si olduğu rivayeti. Ramazan'ın 26. gününü 27'sine bağlayan gece. Akşam namazından itibaren imsak kesilinceye kadar. Oruç tutmaya başladığı zamana kadar, o gece Kadir gecesi olmuş oluyor. Bunun acaba 27'si mi 29'u mu gibi tereddüdü olduğu gibi "Acaba Ramazan'a bizim memleketimiz mi doğru başladı. Yoksa komşu memleket bir gün önce başlamış o mu doğru başladı?" gibi sebepler de olabiliyor. Bundan dolayı Kadir gecesi hafifçe, yarı yarıya belli. Ramazan'ın içinde, Ramazanın son 10 gününde aranacak. Biraz da gizli. Cenâb-ı Hak kullarından gizlemiş, hangi gün olduğunu kesin olarak bildirmemiş. Bunun da çok hikmetleri var hatta âcizâne diyorum ki faydası var. Çünkü eğer bir kimse Kadir gecesine kesin olarak ulaştığını düşünürse belki ona güvenir de gevşer. Halbuki gevşemek doğru değil.
Allahu Teâlâ hazretleri ibadetin daimî olanını, gevşemeden olanını, muntazam, disiplinli, düzenli, yılmadan, bıkmadan, aşk ile şevk ile yapılanını seviyor. Öyle bir şımarma, şaşırma, gevşeme olmasın diye Cenâb-ı Hak bu geceyi saklamış. Tabi bunu yakalamanın çaresi itikâfa girmek. İnsan itikâfa girdiği zaman Ramazan'ın son 10 gününde evinden ayrılıyor. İbadethânede, camide yatıp kalkarak bütün zamanını ibadete ayırma imkânını bulmuş oluyor. Tüm geceleri ihyâ ettiği zaman o gecelerden birisi de muhakkak Kadir gecesi olacak. Belki de Allah bazı geceler gösterir; bilenler de, sezenler de olabilir. İtikâfa girerse bilerek, bilmeyerek Kadir gecesini yaşamış oluyor. Demek ki itikâf güzel bir ibadet. Yapanların Allah ibadetlerini kabul etsin, itikâflarını makbul eylesin, muradlarına nâil eylesin. Yapamayanlar da bu konuşmamla bunu duymuş olanlar da "İnşaallah bir dahaki seneye Ramazan gelince ben de itikâfa girerim." diye niyetlensinler. Cenâb-ı Hak yapamasa bile niyete de mükâfat veriyor. İnsan o niyeti taşıdığı zaman niyetten dolayı da sevaplar alıyor.