1.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "İki müslüman karşılaşıp musâfahada bulununca, ayrılmalarından önce (küçük günahları) mutlaka affedilir.” (Ebu Davud, Tirmizi)
2.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Musâfaha edin ki, kalblerdeki kin gitsin, hediyeleşin ki birbirinize sevgi doğsun ve aradaki düşmanlık bitsin.” (Muvatta)
3.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim bir hastayı akşam vakti ziyaret ederse onunla mutlaka yetmiş bin melek çıkar ve sabaha kadar onun için istiğfarda bulunur. Ona cennette bir bahçe hazırlanır. Kim de hastaya sabahleyin giderse, onunla birlikte yetmişbin melek çıkar, akşam oluncaya kadar ona istiğfarda bulunur. Ona cennette bir bahçe hazırlanır.” (Ebu Davud, Tirmizi, İbn-i Mace)
4.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hasta ziyaretinde bulunan kimse, ziyaretten dönünceye kadar cennet meyveleri arasındadır.” (Müslim, Tirmizi)
5.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim Allah rızası için bir arkadaşını ziyaret eder veya bir hastaya geçmiş olsun ziyaretinde bulunursa, bir münâdi ona şöyle nidâ eder: "Dünya ve âhirette hoş yaşayışa eresin. Bu gidişin de hoş oldu. Kendine cennette bir yer hazırladın.” (Tirmizi)
6.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kim eceli gelmeyen bir hastayı ziyaret eder ve yanında şu duayı yedi kere okursa, Allah ona bu hastalığından mutlaka şifa verir: Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan senin için şifa taleb ediyorum.” (Ebu Davud, Tirmizi)
7.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bir hastanın yanına girince, ona sağlık ve uzun ömür temennisiyle onu rahatlatın. Zira böyle yapmak onun gönlünü hoş eder.” (Tirmizi)
8.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Hz. Cebrâil aleyhisselâm bana komşu hakkında o kadar aralıksız tavsiyede bulundu ki, komşuyu vâris kılacağını zannettim.” (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
9.Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa misafirine ikrâm etsin. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve âhirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin.”
(Buhari, Müslim, Ebu Davud)
10.Hz. Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "(Bir gün), ey Allah'ın Resûlü! dedim, iki komşum var, hangisine (öncelikle) hediyede bulunayım?" "Sana kapı itibarıyla hangisi yakınsa ona!" cevabını verdi.” (Buhari, Ebu Davud)
11.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Komşu kadın komşu kadından gelen koyun parçasını bile küçük görmesin.” (Buhari, Müslim, Tirmizi)
12.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bir müslümana, kardeşine üç günden fazla küsmesi helâl değildir. Yani, bunlar karşılaşırlar da her biri diğerinden yüz çevirir. Bu ikisinden hayırlı olanı, birinci olarak selam verendir.” (Buhari, Müslim, Muvatta, Ebu Davud, Tirmizi)
13.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bir mü'minin diğer bir mü'mine üç günden fazla küsmesi helâl olmaz. Üzerinden üç gün geçince, ona kavuşup selam versin. Eğer o selama mukabele ederse ecirde her ikisi de ortaktır. Mukabele etmezse günah onda kalmıştır." (Ebu Davud)
14.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kişi dostunun dini üzeredir. Öyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracağına dikkat etsin.” (Ebu Davud, Tirmizi)
15.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Hediyeleşin, zira hediye, kalpteki kuşkuları giderir. Komşu kadın, komşusu kadından gelen (hediyeyi) hakir görmesin, bir koyun paçası parçası olsa bile." (Tirmizi)
16.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "İşittiği şeyin verdiği ezaya azîz ve celil olan Allah'tan daha sabırlı kimse yoktur. Çünkü O'na şirk koşulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara âfiyet ve rızık vermeye devam eder." (Buhari, Müslim)
17.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "İnsanlara karışıp onların ezalarına katlanan müslüman, onlara karışmayıp, ezâlarına katlanmayandan hayırlıdır.” (Tirmizi, İbni Mace)