1.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashabı dediler ki: "Ey Allah'ın Resûlü! Biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım)?" Bunun üzerine, Resûlüllah: "Ayrı ayrı yemekte olmayasınız?" diye sordu. "Evet" dediler. Resûlüllah da: "Öyleyse yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin), yemeğe Allah'ın ismini zikrederek (Bismillahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda mübarek kılınır.” (Ebu Davud, İbn-i Mace)
2.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Kişi evine döndüğü zaman içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avanelerine): "Size burada gecelemek de yok akşam yemeği de yok!" der. Ama kişi, eve girerken Allah'ı zikreder fakat akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avanelerine): "Akşam yemeğine kavuştunuz ama burada gecelemeniz mümkün değil!" der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken "Bismillah!" diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine): "Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!" der." (Müslim, Ebu Davud)
3.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Bereket yemeğin ortasına iner. Öyleyse kenarlardan yiyin, ortadan yemeyin." (Tirmizi, Ebu Davud)
4.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "İki kişinin yiyeceği üç kişiye de yeter. Üç kişinin yiyeceği de dört kişiye yeter." (Buhari, Müslim, Muvatta, Tirmizi)
5.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Âdemoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Âdemoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak [nefsinin galebesiyle] illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefesine (tahsis etsin, üçte birden fazlasına yemek koymasın)." (Tirmizi, İbn-i Mace)
6.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) hiçbir vakit herhangi bir yemeğe laf etmedi. İştah duyduğu bir yemekse yerdi, hoşuna gitmeyen bir yemekse terk ederdi (yemezdi). (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
7.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) kendisine, ilk çıkan turfanda meyve getirildiğinde, şöyle dua ederdi: "Allah'ım Medine'mizi bizim için mübarek kıl, meyvelerimizi, müdd'ümüzü, mübârek kıl, bereketlerini kat kat artır." Bu duadan sonra, getirilen meyveyi orada hazır bulunan çocukların en küçüğüne verirdi." (Müslim)
8.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) ailesine katık sormuştu. "Yanımızda sirkeden başka bir şey yok!" dediler. Aleyhissalâtu vesselâm onu istedi ve gelince yemeye başladı. Hem yiyor, hem de: "Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık! Sirke ne iyi katık!" diyordu. (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)
9.Resûlüllah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu ki: "Zeytinyağını yiyin ve onunla yağlanın. Zira o mübarek bir ağaçtandır." (Tirmizi)