Yusuf-i Hemedâni Hazretleri der ki:
“Hayat, teselli olmaktır. Herkesin tesellisi ve huzuru farklı şekilde ve farklı şeylerdedir. Hayatın en alt rütbesi ve en aşağı derecesi dünya ile teselli olup, oyalanmaktır. Bu hayvanların hayatına ve yaşayışına benzer. İnsanoğlu dünya malı toplamaktan kaçınmalı, perhizkâr olmalıdır. Hak Tealaya kavuşmak için nefsiyle savaşmalıdır. Maddi hayatta yeteri kadarı ile yetinmek, insanı Hakka yönelişe hazırlayan sebeplerdendir. Bu, ilk adımdır.”
“İnsan olmak kuşkusuz şu üç şeyle mümkündür: Hırka, lokma ve mesken. Bunların üçü de temiz ve helal olunca bütün işleri iyi ve güzel olur."
Abdülhalık Gücdüvani Hazretleri der ki:
“Senin düşüncen çarpık ve sakat, çünkü tersten yine nefs kokuyor. Kulun irade ve ihtiyar ile ne işi var? Bize Hakk nereye git derse, biz oraya gideriz. Neyi yap derse onu yaparız. Kulluk ve nefse muhalefet böyle olur.”
Rabia-ül Adeviyye Hazretleri der ki:
“Rabbim eğer cehennemden korktuğum için sana tapıyorsam beni cehenneme at ve orada yak! Eğer cennete girme emeliyle ibadet ediyorsam, cennete girmeyi bana haram kıl! Yok eğer sırf Senin için Sana tapıyorsam, o zaman da Baki olan Cemalini benden diri etme!”
Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri der ki:
“Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil."
Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi Hazretleri der ki:
“Muhabbetin dört çeşidi vardır: Allah'ı sevmek, Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah için sevmek, Allah'la beraber sevebilmek. Aşk, bütün his, irâde ve düşüncelerden sıyrılarak yalnız Allah'a büyük bir iştiyakla yönelmek, mal, evlât, dünya ve her türlü alâkadan koparak, Hâlık'a hasret duymaktır.”