Farz namazların yanı sıra, Allah'a yakınlık kazanma niyetiyle kılınan namazlara "nafile namazlar" denilir. Tesbih namazı, hadis kaynaklarında yer alan ve ömürde bir kez dahi olsa kılınması tavsiye edilmiş nafile namazlardan biridir.
Tesbih namazı, kandil gecelerinin feyzinden istifade etmek için güzel bir vesile olarak tavsiye edilmiştir.
Tesbih namazı ne demektir?
"Tesbih" kelimesi, "Allah-u Tealâ’yı (C.C.) her türlü eksiklik ve noksanlıktan tenzih etme" anlamına gelir. Namaz içinde “subhânallah” zikrinin sürekli tekrarlanması dolayısıyla bu namaza “tesbih namazı” adı verilmiştir.
ibn Abbas R.a'dan rivayet ile Peygamber Efendimiz (SAS.), amcası Abbas’a tesbih namazının günahların affına vesile olacağını söyleyerek, bu namazın kılınış biçimini anlatmış; tesbih namazının mümkünse her gün, değilse her cuma yahut ayda, yılda bir veya hiç değilse hayatta bir defa kılınmasını tavsiye etmiş olduğu yer almaktadır. (Ebû Dâvûd, “Teṭavvuʿ”, 14; İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 190)
Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın anlattığına göre: “Kendisi ağaç dikerken yanına Rasulullah Aleyhissalâtu Vesselâm uğrar ve:
“Ey Ebu Hureyre! Şu diktiğin nedir?” der.
“Kendim için bir fidan dikiyorum!” cevabını verir.
Efendimiz: “Sana, senin için daha hayırlı bir dikilecek fidan göstereyim mi?” buyurur.
Ebu Hureyre: “Göster, Ey Allah’ın Resulü!” deyince, Peygamberimiz:
“Subhanallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber.
Allah bütün noksan sıfatlardan münezzehtir, bütün hamdler O’na mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur, Allah en büyüktür, de! Bunu söylersen her bir kelimesi için sana cennette bir ağaç dikilir.” buyurdu. (Kütüb-i Sitte/17098)
Bir başka rivayette de İbni Mesud (r.a.) şöyle anlatır:
“Peygamberimiz buyurdular ki: "Miraç sırasında Hz. İbrahim’le karşılaştım. Bana: Ey Muhammed! Ümmetine benden selam söyle ve haber ver ki, cennetin toprağı temiz, suyu tatlıdır. Burası (suyu tutacak şekilde) düz ve boştur. Oraya atılacak tohum da Subhanallahi velhamdülillahi ve lâ ilâhe illallahu vallahu ekber cümlesidir.” (Tirmizi, Daavat, 60)
Peygamberimizin (SAS.) tavsiye etmiş olduğu bu kıymetli tesbih, namaz ile taçlandırılır.
Tesbih namazı nasıl kılınır?
Tesbih namazı dört rekâttır. Her rekatte 75 defa
“Subhânellâhi ve’l-hamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber”
"سبحان الله والحمد لله ولا إله إلا الله والله أكبر"
denilir. Böylece bu tesbih 4 rekatte 300 defa söylenmiş olur.
* Namaza "Allah rızası için tesbih namazı kılmaya" niyetiyle başlanır. Subhaneke okunur.
* Ardından 15 defa “Subhânellâhi ve’l-hamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber” denilir.
* Sonra Fatiha ve bir sure okunur.
* Ardından 10 defa yine “Subhânellâhi ve’l-hamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber” denilir. Bu tesbih, rükûya varınca 10 kere, rükûdan doğrulunca 10 kere, birinci secdede 10 kere, secdeden kalkınca 10 kere, ikinci secdede 10 kere söylenir. Böylece bir rekat tamamlanmış olur.
* İkinci rekate kalkılınca yine önce 15 defa “Subhânellâhi ve’l-hamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber” denilir. Fatiha ve sure okunur. Ardından 10 defa “Subhânellâhi ve’l-hamdulillâhi velâ ilâhe illallahu vallahu ekber” denilir. Kalan rekatlar aynı şekilde tekrar edilir.
Tesbih namazının, tek başına kılınması ve kerahat vakitlerine denk getirilmemesi uygun görülmüştür.
Tesbih namazı gibi diğer nafile namaz ve ibadetlerin, kulu Allah’a yakınlaştıracağı bir hadis-i kudside şöyle müjdelenmiştir:
“Allah Teâlâ buyurdu ki: “Hiçbir kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir amelle yaklaşamaz. Nafile ibadetlerle de sürekli bana yakınlaşır, öyle ki sonunda ben onu severim; onu sevince de işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı olurum; benden bir şey isterse istediğini ona veririm, bana sığınırsa onu mutlaka korurum.” (Buhârî)
Hocamız, Gönül Dostumuz, Mürebbi'miz Mahmud Es’ad Coşan, nafile ibadetleri şöyle açıklamıştır:
"Kullar farz ibadetleri yaptılar mı Allah sever. Sabah, öğle, ikindi, akşam, yatsı namazlarını kıldı; farz, tamam. Allahu Teâlâ hazretlerinin sevdiği bir şey. Fakat farzların dışında nafile dediğimiz ibadetler vardır. Buradaki nafile, Türkçe'deki "nafile" mânasında değildir. Türkçe'deki nafile, boş demek. "Nafile yere uğraşma, senin sözünü dinlemeyeceğim. Boşuna ısrar etme, nafile yere ısrar etme; senin davet ettiğin yere gelmeyeceğim." deriz. Aslında oradaki de fazlalıktan ısrar etme demek ama Türkçe'de bu “boş” mânasına gelmiş.
Nafile ibadet demek, farzların yanı sıra fazladan yapılan sevaplı ibadetler demek. İşte insanı Allah'a yakın kılan, sevgili kul kılan ibadetler bunlardır. Ötekiler nasıl olsa farz, vazife; yapacak, onlar tamam.
Farzların dışındaki bu ibadetleri niye yapıyor? Sâdık kul olduğundan, âşık kul olduğundan, ibadeti sevdiğinden, iyi kul olduğundan yapıyor ve bunlardan dolayı sevabı çok oluyor."
Müjdelenen bu güzel vasıfları kazanmak ve Yaratıcı’nın özel koruması altına girmek niyetiyle Ramazan, Kandil, Cuma ve Bayram günleri gibi müstesna günlerde tesbih namazı kılmak için takvime önceden not alabilir, hatırlatıcılar kurulabilir.