Hızlı yaşam tarzı, bir şeylere ve bir yerlere yetişme telaşı bizi hep ayaküstü, hazır ve sağlıksız yiyeceklere yönlendirdi. Peki acaba sağlıklı beslenme adına tercih ettiğimiz meyve ve sebzeler sağlığımızı olumsuz etkiliyor olabilirler mi?
Sağlıklı bir atıştırmalık olarak elma tercih ettiniz. B ve C vitamini açısından zengin bu meyve size vitaminin yanında çoğu zaman parafin de sunabilir. Sebze ve meyvelerin dışını kaplamada kullanılan parafin, daha fazla verim almak için kullanılan kimyasal ilaçlar, yemek istediğimiz ürünlerde bizi bekliyor.
Peki bunu önlememiz mümkün mü? Organik tarım, kimyasal ilaçlamanın zararları, organik tarımda kullanılan sistemler ve tüketici olarak yapabileceklerimize değinelim.
Organik tarım nedir?
Organik tarım, ürün yetiştiriciliği sırasında kimyasal ilaç kullanmamaktır. Bu tarım şeklinde anahtar kavram “doğayla dost olmak”tır. Bozulan doğal döngünün yeniden düzelmesi ve en iyi şekilde devam ettirilebilmesine katkı sağlanır. Besin, hormon ve zehirli kimyasallardan uzak olarak yetiştirilir. Böylece genetiğiyle oynanmamış, güvenli gıdalar sofralarımızda yer alır.
Organik tarımda ürünün dikim aşamasından evlerimize girme aşamasında kadar her merhale sıkı bir denetime tabidir. Sağlıklı tohumlar elde etmek yani üründe kalite yakalanmak istenir. Daha fazla ürün/verim elde etmek için girişilen çaba doğaya zarar vermektedir. Onun yerine kaliteli ürün elde etmek diğer hasat dönemlerini de kapsayarak aslında gelecek nesilleri düşünmenin bir çeşididir denilebilir. Çeşitli yanlış uygulamalarla verimsizleşen toprağın yeniden canlanmasına, zehirli kalıntıların giderilmesine katkı sağlanır. Böylece toprak yeniden canlanır. Bu da biyolojik çeşitliliği tekrar canlandırır.
Tüm bu bahsedilen hususlar arkaik bir yapıda değil, yeni teknolojiler kullanılarak yapılmaktadır. Organik tarım demek eski yöntemleri kullanmaktan ziyade toprağın eski verimini kazanmasını sağlamaktır. Bu da günümüzde gelişen teknoloji ile daha başarılı şekilde gerçekleştirilmektedir.
Organik olmayan tarımın zararları
Bitkilerden çabuk verim alınması, zararlı haşeratın öldürülmesi, bitki hastalıklarını önlemek için ilaçlama yapılır. Bu da doğal dengeyi tahrip eder. Organik tarım yapılmadığı zaman meyve ve sebzelere zerk edilen kimyasallar kolayca toprağa karışarak toprağın verimini düşürmektedir. Her hasat zamanı daha fazla ürün elde etmek isteyen üretici ise bunun için daha fazla kimyasal kullanma yolunu seçer. Toprak florası böylelikle bozularak hem üretimi zorlaştıran bir toprak oluşur hem de ekolojik problemler baş gösterir. Yetiştirme ve hasat sırasında uygulanan doğal olmayan her müdahale ürünlerde görülen hastalıkları arttırır. Kullanılan kimyasallar toprağın bunları emmesiyle yer altı sularına karışır. Yani yanlış uygulamalar sınırlı su kaynaklarımız için de tehlike arz eder. Fakirleşen toprak üzerinde bulunan bitki örtüsünü bozar. Burada otlayan hayvanlar etkilenir. Dolayısıyla zincirleme bir etki oluşarak doğal denge bozulur.
Organik tarımda kullanılan yöntemler
Organik tarım denildiği zaman ilaçsız bir üretim süreci kastedildiği için kişiler iptidai tarım yöntemleri kullanıldığını düşünebilir. Ancak teknoloji tarım sektöründe de gelişmektedir. Üretimden tüketime her aşama büyük bir titizlikle kontrol edilir. Organik tarım yaparken kullanılan yöntemler aslında toprağı, ekilen ürünü ve ekim yapılan coğrafyayı tanımaktan geçiyor.
Ekim nöbeti, toprak muhafazası, solucan gübresi, organik gübre, yeşil gübre, kompost, münavebe doğru ekim-dikim metodu kullanılan yöntemlerdendir. Ayrıca hastalık ve zararlara karşı biyolojik kontrol, faydalı böceklerden yararlanma işlemi de uygulanır. Esas olan oprağa hiç müdahale etmeme değil, ekolojik olarak en faydalı şekilde toprağı ve ürünü korumaya çalışmak amaçlanır. Böylece toprak verimi arttırılır ve doğal döngüye katkı sağlanır.
Biz neler yapabiliriz?
Bireysel olarak yapabileceklerimiz oldukça fazladır. Öncelikle tüketici konumunda olduğumuz için arz talep zincirinin en önemli halkasını oluşturmaktayız. Tüketici arzına göre talepler şekillenmektedir. Bu yüzden organik tarımı bireysel olarak desteklemek çok önemli.
Tanıyıp bildiğimiz üreticilerden organik ürün almalı, büyük marketlerden, mağazalardan alacağımız üründe ise organik sertifikaya bakmalıyız. Bu konuda kendimizi bilinçlendirmeliyiz. Diğer “doğal” kelimelerin geçtiği ürünler sertifikalı olmamaktadır. Örneğin hakiki patates yahut köy ürünü gibi ibarelerin organik ürün sertifikası açısından bir geçerliliği yoktur.
Bölgenizdeki, şehrinizdeki organik tarıma destek veren projeleri araştırarak bunlara destek olabilirsiniz. Gerektiği kısımda bu projelerde gönüllü olarak yer alıp gezegene katkı sağlayabilirsiniz.
Bölgesel beslenmeye özen gösterin. Yörenizde yetişen ürünü kullanmak yerli üreticiyi teşvik edecektir. Bu da organik tarım yapan çiftçilere, organik ürünleri taşıyan dağıtıcılara ve organik ürün satan çeşitli yerlere destek verecektir.
Evinizde kompost yaparak yararlı organizmaları çöpe atmaktansa doğaya kazandırabilirsiniz. Elde ettiğiniz kompostu bitkilerinize gübre olarak kullanabilirsiniz. Eğer kullanabileceğinizden fazla kompost elde ediyorsanız bunları kompost atık toplayan yerlere verebilirsiniz. Günümüzde hem yerel yönetimler hem de gönüllülük esasıyla hareket eden pek çok yer kompost atıklarını kabul etmekte.
Sonuç olarak organik tarım zehirsiz besinlerin üretilmesini sağlar. Böylece birbirini tetikleyen tehlikeli durumlar ortadan kalkarak daha yaşanılabilir bir dünyaya sahip olabiliriz. Kaynaklarımızı doğru şekilde kullanmak bizlere bağlıdır. Bireysel olarak yapacağımız pek çok girişimle çevreyi koruyabiliriz.
İyilik Tasarım Merkezi