Temizlediği havayı soluduğumuz, gölgesinde serinlediğimiz, odunuyla ısındığımız, hanesinde barındığımız, kağıdına yazdığımız, meyvesini yediğimiz, envai çeşit çiçeğiyle balıyla deva ve şifa bulduğumuz tabiat kaynağı ormanlar.
Ancak dikkatsizlik sebebiyle yangınlarda heba olan ormanlarımızı tedbirli davranarak korumak elimizde.
Tatlı suyu süzüyor, toprağı koruyor, su ve besin döngüsünü düzenliyorlar. İklimi yumuşatarak dengeliyor, sera gazlarını emerek hava kirliliğini düşürüyor, atmosferdeki gazların dengesinin koruyorlar. Havadaki karbondioksitten oksijen üreterek hava kalitesini artırıyorlar. Perde görevi üstlenerek gürültüyü azaltıyor, pek çok canlıya yaşam ortamı oluşturarak biyolojik çeşitliliğin korunmasını sağlıyorlar.
Atalarımızın ormansız yurdu vatan kabul etmeyerek değerini beyan ettiği ormanlar, ekonomik değeri bir yana, çevresel ve sosyal açıdan muazzam önem taşıyor; yeryüzündeki yaşamın sürekliliğine katkıda bulunuyorlar. Asırlık ömürleriyle kültürel mirasımızın parçası olan, bütün canlıların akciğeri ormanlar, yüksek koruma değerine sahip eşsiz birer yaşam alanı teşkil ediyorlar.
Orman türlerinin dağılımı
Yeryüzünde 1,31 milyar hektar, kara alanının üçte biri kadar, bütünlüğü bozulmamış orman alanı bulunuyor. Ormanların %47’sini tropik kuşak yağmur ormanları, %9’unu ılıman kuşak tropikal yağmur ormanları, %11’ini ılıman kuşak geniş yapraklı ormanlar ve %33’ünü tayga olarak da bilinen iğne yapraklı ormanlar oluşturuyor. Bu orman türlerinin hepsi hassas bir dengeye sahip. Doğal, asırlık ormanlar dünyanın birçok bölgesinde yüksek koruma değerine sahip eşsiz yaşam alanları. Dünya genelinde ormanlarda karadaki türlerin yarısından fazlası barınıyor. Ormanlar sadece belirli yükseklikteki ve büyüklükteki çeşitli ağaçlardan, çalılardan, otsu bitki topluluğundan ibaret değil. Diğer bitkiler, hayvanlar, mantarlar, mikroorganizmalar ve bir çok biyolojik zinciri içinde bulunduran, toprak, su, iklim gibi canlı ve cansız varlıkların birlikte oluşturduğu doğal bir bütünlük, bir ekosistem ormanlar.
Ağaçların ürettiği oksijen miktarı
Ormanlar, güneş ışığı yardımıyla suyu ve karbondioksidi fotosentez sonucu besine dönüştürürken atmosfere oksijen salıyorlar. Her bir yaprağın içinde bulunan, gözle görülemeyecek kadar küçük, çok sayıda gözenek olan stomalar, hali hazırda hava ile gaz alışverişi yapıyor. İşte bu sebeple onlar, dünyamızın minik akciğerleri.
Yetişkin bir çam ağacı 40 insanın bir saatte havaya verdiği karbondioksidi bir saatte oksijene dönüştürebiliyor. 1 hektar çam gibi iğne yapraklı orman yılda 30 ton, 1 hektar geniş yapraklı orman ise yılda 16 ton oksijen üretiyor.
25 metre boy ve 45 santimetre çapındaki bir ladin ağacı, yaşamı süresince havadan 1800 kilogram karbondioksit emiyor. 25 metre uzunluğunda bir kayın ağacı saatte 1,5 kg oksijen üretiyor.
Ağaç türlerinin dağılımı
Ülkemizdeki 78 milyon hektarlık yüz ölçümünün yaklaşık %30’unu (22,3 milyon hektar) oluşturan ormanlar zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip. 10 bine yakın bitki türünden 3 bin adedi endemik; yani yalnız bu topraklarda yetişiyor. Ülkemizin ormanlık alanlarının %33’ünü meşe, kayın, kızılağaç, kestane, gürgen gibi ağaç türlerinden oluşan yapraklı ormanlar, %48’ini kızılçam, karaçam, sarıçam, fıstık çamı, göknar, ladin, sedir gibi ağaç türlerinden oluşan iğne yapraklı ormanlar, %19’unu ise iğneli ve yapraklı karışık ormanlar kaplıyor. Çınar, servi, ardıç, porsuk, akçaağaç, dişbudak, huş, ıhlamur, sığla, kavak, kayın gibi pek çoğunun ömrü ortalama bir asır olan diğer ağaçların her biri orman zenginliğimizin ve kültürel mirasımızın bir parçası.
Ağaçların sel ve yağışlara etkisi
Ecdadımız ormanları “yağmur yuları”olarak nitelendirmiş, “Ağaçlı köyü sel basmaz” demişler.
Zira ormanlar sadece bulundukları bölgenin havasını temizlemekle kalmıyor, aynı zamanda su varlığını koruyor ve düzenliyor, sel ve erozyon gibi doğal afetleri önlüyorlar.
Ağaçlar, kar ve yağmur biçimindeki yağışı; yaprakları, dalları, gövdesi ve kökleri ile tutuyor. Tutulan su, bu yüzeylerde geçici olarak depolanıyor. Ağacın depolama potansiyeli dolduğunda su yere damlamaya başlıyor ya da buharlaşıyor. Yağışın şiddeti, ağaçların türleri, iklim, sıcaklık, nispi nem, net radyasyon ve rüzgar hızı gibi unsurlar depolanan yağışın depoda kalma süresini etkiliyor. Yaprak döken her bin ağacın, yaklaşık 4.5 milyon litre yağışı yavaşlattığı belirtiliyor. Ormanlar yağmur sularının yüzey akış hızını azaltıyor ve su kalitesini artırıyor.
Ormanlar, bitkiler ve hayvanlar için doğal bir su şebekesini andırıyor. Yetişkin bir kayın ağacı kökleriyle 10 ton su tutabiliyor. Ormanlar, yeraltı sularının oluşmasına yardım ediyor, yağmur sularını havzada tutarak koruyor, sel baskınlarını önlüyor, barajların ekonomik ömrünü uzatıyor. Ormanlardaki ağaçların kökleri toprağı tutarak bitki örtüsünü koruyor, oluşması 400 yılı bulan her 1 cm toprağı erozyondan koruyor.