Birkaç yıl öncesine kadar mülteciler için “Bu insanların Avrupa’ya gelmesini engelleyecek kadar yüksek tel örgü ya da duvar yok” mesajı veren AB’de fiziki engeller kural dışı göçe karşı en etkili araç olarak görülmeye başlandı.
Mülteci krizinin başladığı 2015’te sınırda fiziki önlem almaya karar veren Yunanistan’ı sert şekilde eleştirmekten çekinmeyen Brüksel, şimdi daha fazla sayıda ülkeden gelen “Sınırlara duvar öreceğiz, bunun maliyetini siz karşılayın” talepleriyle karşı karşıya.
Hürriyet'te yer alan habere göre, çoğu 2015 krizinden sonra olmak üzere, 1989’da yıkılan Berlin Duvarı’nın altı katı uzunluğuna karşılık gelen 1000 km’lik engeller inşa edildi bile. Duvarların dış sınırlarla sınırlı kalmayıp AB ülkeleri arasında da boy göstermeleri ise birliğin içeriden bölündüğü izlenimini veriyor.

Yeni duvarlar yükseliyor
Son dönemde Belarus ile Polonya arasında yaşanan “göçmen krizi”, 2015’te akını dışında kalan ülkelerde de tehdit algısına neden oldu. Belarus yönetimin göçmenleri baskı aracı olarak kullanması Polonya ve Litvanya’nın “duvar cephesi” içinde yer alması sonucunu doğurdu. Litvanya, 678 km’lik Belarus sınırının 502 km’sine bariyer planlıyor. Bu adımın maliyeti ise 152 milyon Euro olacak. Polonya da 353 milyon Euro harcayarak 400 km’lik Belarus sınırının 100 km’den fazlasına duvar dikme çalışmalarına önümüzdeki haftalarda başlayacak.

Sınırlar için devasa bütçeler
AB, dış sınırların idaresi ve korunması için 2014-2021 bütçesinde 2.4 milyar Euro ayırdı. Bu kaynakta tel örgülere ya da duvarlara yönelik herhangi bir özel vurgu yok. Yedi yıllık yeni bütçede ise sınırların kontrolü için 6.4 milyar Euro ayrıldı. Sınırlarına bariyer çekmek isteyen üye ülkeler kendi hazinelerinden karşılamak durumundalar.

Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum yönetimi, Avusturya, Danimarka, Macaristan, Bulgaristan, Çekya, Slovakya, Estonya, Litvanya, Letonya ve Polonya fonlamanın Birlik bütçesinden yapılmasından yana. Fransa ve Almanya ise bu ülkelerden gelen baskıyı göğüslüyor. AB Komisyonu da Birlik bütçesinden fonlamaya karşı.