Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı raporuna göre, hidrojenin, 2050'ye kadar nihai enerji tüketiminin yüzde 12'sini karşılayabileceği tahmin edilirken, ülkelerin enerji ticareti ve iş birliklerine yeni dinamikler getirebilir.
Hidrojen sektörü, petrol ve doğal gaz sektörüne oranla daha rekabetçi ve kazançlı olacak gibi görünüyor.
Dünya genelinde 30'dan fazla ülke ve bölge hidrojen stratejisi geliştiriyor. Geliştirilen stratejilerde hidrojenin ihraç edilmesi ve sınır ötesi hidrojen ticareti konuları ön plana çıkıyor.
Enerji sistemlerini fosil kaynaklardan arındırmak isteyen ülkelerin 80'i bu alanda hidrojeni güçlü bir alternatif olarak görüyor. Bu durumun, 2030'lu yıllara kadar sınır ötesi hidrojen taşımacılığını artırması bekleniyor.
Hangi alanlar öne çıkıyor?
Hidrojenin kullanılmak istendiği alanların başında rafineriler geliyor. Bunu çelik üretimi ve uluslararası taşımacılık faaliyetleri, uzun mesafeli uçuşlar, mevsimsel depolama ve çok yüksek sıcaklarda ısıtma gibi alanlar takip ediyor.
Hidrojenin taşınması hala maliyetli
Hidrojen üretiminde gerekli olan enerjinin büyük bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilecek, kalanı ise doğal gaz ve karbon yakalama ve depolama faaliyetlerinden elde edilecek.
Yenilenebilir enerji maliyetlerinde düşüş olmasına rağmen, hidrojenin taşınmasının hala maliyetli olduğu belirtilen rapora göre bu alanda iş birlikleri artacak.
Mevcutta bulunan doğal gaz hatları teknik modifikasyonlar ve yenileme sayesinde hidrojenin taşınması için uygun hale getirilebiliyor.
Özellikle yeşil hidrojenin üretiminde güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının yoğun olarak kullanıldığı alanlar öne çıkıyor. Tesislerin suyun kolay erişilebilir olduğu yerlerde bulunması yeşil hidrojen üretiminde avantaj sağlıyor.
AA