İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
Yatsı19:12 İmsak06:25 Güneş07:54 İşrak08:36 Öğle12:55 İkindi15:25 Akşam17:48
Hava - Hava durumuAçık 17°C Nem %71
Türkçe
21 Cemaziyelevvel 1446 22 Kasım 2024 Cuma
21 Cemaziyelevvel 1446
İMSAK GÜNEŞ İŞRAK ÖĞLE İKİNDİ AKŞAM YATSI
06:25 07:54 08:36 12:55 15:25 17:48 19:12
Giriş Yap

Anadolu irfanında bayram gelenekleri

18.06.2024    |

Büyükşehirlerde yaşayanlar, geleneksel bayram alışkanlıklarını neredeyse unuttu. Ancak, Anadolu'nun belli başlı bölgelerinde bazı gelenekler yüzyıllardır sürdürülüyor.

Anadolu’nun pek çok yöresinde birbirinden ilginç bayram kutlamaları var. Kültürel bakımdan son derece zengin olan ülkemizde her yöre kendi adetleri ve kültürlerine göre bayram gelenekleri oluşturmuş ve bazıları bugüne kadar gelebilmiş. 

Aynı köyün ve aynı mahallenin halkının bir araya gelerek bayram yemeklerini imece usulü hazırlamaları veya evlerinde yaptıkları yemekleri bayram yerine getirerek topluca yemek yemeleri kuşkusuz önemli bir kültürel tutum. Bunun yanında “merkez köy”, “büyük köy”, “camili köy”, “mescitli” “cuma” ve benzeri adlar taşıyan köylerin Ramazan ve Kurban Bayramı gelenekleri daha farklı bir zenginlik olarak ortaya çıkıyor. Köy meydanı, cami avlusu veya mektep yanı ve benzeri adlar verilen açık alanlarda çevre köylerden gelenlere namaz sonrasında köy kadınlarının günlerce hazırlayıp pişirdikleri yemekler çıkarılır, misafirler ağırlanır ve bayramlaşmanın ardından misafirler köylerine uğurlanır.

İşte Anadolu’nun farklı yörelerinden bayram gelenekleri…

Kurban / Ordu

Ordu’nun Ünye ilçesine bağlı Aydıntepe köyünde her yıl Kurban Bayramı’nda “kurban” olarak adlandırılan bir gelenek icra edilir. Bayramın birinci günü bayram namazından sonra köylü caminin önünde toplanır. Cami imamı tarafından orada bulunan kalabalığa hitaben Kur’an okunur. Kur’an okunduktan sonra cami imamıyla birlikte hep bir ağızdan tekbir getirilerek herkes evine döner ve kurbanlar kesilir. Kurbanlar kesildikten sonra etler parçalanır, her evden birer parça et alınır ve cami önünde bir aşçı tarafından pişirilir. Aşçıya her evden bir kadın yardımcı olur. Herkesin bir arada olması sebebiyle şenlik havasında hazırlanan yemekler yendikten sonra cami imamıyla birlikte köy mezarlığına gidilir. Mezarlık ziyaretinin ardından köydeki yaşlı ve kimsesizlere bayram ziyaretine gidilir.

Ağırlama / Kastamonu

Ağırlama, Kastamonu ilinin Araç ilçesinin Ulucak Köyü’nde Kurban Bayramı’nda yapılan bir âdettir. Ulucak Köyü Kurban Bayramı’nda komşu köyden gelen misafirleri ağırlar. Bayram namazından çıkan cemaat, büyükten küçüğe doğru sıralanır ve bayramlaşır. Köy halkı gelen misafirleriyle birlikte köy konağına (köy odasına) geçer ve hep birlikte kahvaltı yapılır.

Öğle namazından önce köyün kadınları bir araya gelerek köy konağının mutfağında yemek yaparlar. Öğle namazından çıkan cemaat ilahiler söyleyerek öğlen yemeği için tekrar köy odasına gelirler. Misafirler akşama doğru yolcu edilir. Kurban Bayramı’nın ikinci günü ise, ilk konuk ağırlayan köy ahalisi karşı köye misafir olarak gider.

Aşure / Aydın

Aydın’ın Karacasu ilçesinde Ramazan ve Kurban Bayramı’nda aşure dağıtma geleneği gerçekleştirilmekte. Kurban Bayramı’nda kurban kesen herkes aşure dağıtmakta. Maddi durumu iyi olan bir aile tarafından aşure hazırlıkları başlar ve akşamdan su kaynatılır. Yakın komşular da yardıma gelir ve her evden bir malzeme toplanır. Aşurede en az yedi çeşit malzeme olması gerekir. Bir araya gelen komşular aşure hazırlarken dua da ederler. Tencereye her malzeme konuluşunda ağızlardan dualar, maniler dökülür. Bu dua ve manilerin bazıları şu şekildedir:

Ağzımız tatlı olsun

Gönlümüz şen olsun

Konumla komşumla

Yedirmek nasip olsun

Bereketini ver ya Rabbim,

Şifasını da ver ya Rabbim

Aşure piştikten sonra tabaklara koyulup üzerine ceviz ve susam serpilerek servise hazır duruma getirilir. Aşureye daldırılan ilk kaşığa bakla gelirse o senenin bereketli geçeceğine inanılır. İlk önce yaşlıların tattığı aşure sofrasına diğer kişiler de “siz de buyurun” denilerek davet edilir. Aşure hep birlikte yenilmeye başlanır. Yakın komşulara tabaklarla götürülürken daha uzaktaki evlere ise kovalara doldurularak kepçelerle ikram edilir. Kapı kapı dolaşan aşure dağıtıcısı komşusunu görünce şu maniyi söyler:

Etinizi yediniz

Tatlınızı da yiyiniz

Bir tabak veriniz de

Aşurenizi tadınız

Komşunun verdiği cevap ise şu şekildedir:

Etimizi yedik

Sıra tatlımızda

Allah kabul eylesin aşurenizi

Aşure dağıtıcısı da “afiyet olsun” der ve başka bir kapıyı çalar. Aşure dağıtımı bu şekilde karşılıklı mani söyleyerek devam eder. Aşure geleneği sayesinde komşuluk ilişkileri gelişmekte, birlik ve beraberlik güçlenmektedir. Bu da geleneklerin bir arada tutma, sosyalleşmeyi sağlama işlevlerini göstermektedir.

Yine Hatay, Antakya’da her yıl Kurban Bayramı’nda aile büyüğü tarafından aşure yapılır. Babadan oğla geçen bir gelenektir. Kurban kesildikten sonra kazan kurulur. Etler bu kazandaki suda pişirilir. Sonra etlere buğday eklenir. Piştikten sonra gelen misafirlere ekmekle birlikte ikram edilir. Daha sonra fakir ailelerin evlerine kadar gidilip aşure ve zekâtlar verilir. Bu görev yerine getirildikten sonra Kur’an-ı Kerîm okunur. Böylece Kurban Bayramı kutlanmış olunur.

Bayram Pişmaniyesi / Mersin

Bayram Pişmaniyesi, Mersin iline bağlı Erdemli ilçesinin bayram tatlısı geleneğidir. Ülkemizde, özellikle Kurban Bayramında her evin, gelen misafirlere ikram etmek üzere tatlı hazırlaması bilinen bir uygulamadır. Bu tatlılar genel olarak benzerlik arz eder ve baklava en çok tercih edilen tatlı çeşididir.

Erdemli halkı ise bayramda gelen misafirlerine pişmaniye ikram eder. Pişmaniye ikram etmelerinin temelinde zahmetli işlerin altından birlik içinde kalkmış olma sembolü etkilidir. Zira pişmaniye yağ, un, şeker her evin kolaylıkla bulabildiği temel gıda maddelerinden yapılır. Ramazan ve Kurban bayramlarının arife günü toplanan akrabalar, hep birlikte pişmaniye yapımında emek sarf ederler. Arife günü hazırlanan pişmaniyelerin bir kısmı o akşam hep birlikte yenir, kalanı ise ertesi gün bayramlaşma için gelen misafirlere ikram edilir.

Öğünlük / Erzurum

Öğünlük geleneği, Erzurum’un Oltu ilçesine bağlı Ünlükaya köyünde her yıl Kurban Bayramı’nın birinci günü öğleden sonra köy halkının belirli bir yerde toplanmasıyla gerçekleştirilir. Herkes kurban etinden bir parça getirir ve orada pişirilir. Pişen etle birlikte pilav ve ayran da ikram edilir. Bu geleneğin amacı: Kurban kesemeyenlerin et yemesini sağlamaktır. Böylece köy halkı birbiriyle kaynaşır. Yemekten sonra erkekler ayrı evde kadınlar ayrı evde bayramlaşır, çaylar içilir. Akşam olunca herkes evlerine dağılır.

Pişi / Konya

Pişi, Konya ilinin Beyşehir ilçesine bağlı Yazyurdu Köyünde uygulanan çocukları  sevindirmeye yönelik bir bayramlaşma geleneğidir. Ramazan ve Kurban bayramlarından 2-3 gün önce çocuklara bayramlıkları alınır, arife gecesi bu bayramlıkları giyen çocuklar arife suyu adı verilen, Pişi yapımında kullanılacak suyu doldurmaya çeşmeye giderler. Çocukların doldurup getirdiği Arife Suyu ile Pişi hamuru yoğrulur. Çocuklar da bayramda Pişilerini takacakları şişlerini yıkayıp temizlerler. Pişilerini takacakları şişler iğde ağacından yapılır ve uçları sivridir. Bayram sabahı erkekler namazdan çıktıktan sonra çocuklar da sokakta toplanıp kendi aralarında grup oluştururlar. Daha sonra çocuklar oluşturdukları grupla beraber ev ev dolaşıp “Pişi Tak” diye bağırarak Pişilerini toplarlar. Bütün köyü dolaştıktan sonra herkes kendi evine Pişilerini alarak giderler.

Yağ Kokutma / Muğla

Muğla’nın Ortaca ilçesine bağlı Yeşilyurt köyünde her yıl Kurban ve Ramazan Bayramı’nın arife gününde “yağ kokutma” ve “buhur yakma” gelenekleri gerçekleştirilmekte.

Yağ kokutma geleneğinin amacı; inek sütünden üretilen yağ ile börek ve çörek açmak, yağda lokma kızartmak, ana malzemesi süt ve mısır olan çildirme (akıtma) denilen hamur işi yiyecekleri yaparak, üretilen yağın kokusunu etrafa yaymaktır. Bu yiyeceklerin kokusunun alınması ile bayramın gelişi  müjdelenmektedir. Ayrıca yoğrulan hamurların içine karacaotu (çörek otu) ilave edilir. Yağ kokutma geleneği ölen yakınların hayrına yapılmaktadır. Bu nedenle yapılan hamur işleri komşulara dağıtılır.

Cami Önü Yemeği / Samsun

Samsun’un Salıpazarı ilçesine bağlı Konakören köyünde Ramazan ve Kurban Bayramları’nın ilk günü öğle namazından sonra cami önünde bayram yemeği  yenir.

Hemen her evden gelen yemekler önce cami bahçesinde son sini gelene kadar bekletilir. Ramazan bayramı için çıkarılan yemekte kalabalık daha fazla olup kurban bayramında çıkan yemek biraz daha az kişiyle yapılmaktadır. Bunun sebebi ise köylülerin kurbanlarını şehre inip kesmeleridir. Bayram yemeğine sadece erkekler katılmaktadır. Daha önceleri davullar çalınarak, güreşler yapılarak bir kutlama şeklinde gerçekleştirilen gelenek yetmişli yıllara kadar sürmüştür. Bugün ise sadece cami önünde bayram yemeğinin yenilmesi şeklinde gelenek sürdürülmektedir. Yemekte genellikle etli pilav, yoğurt, komposto verilir.

Çörek Üleşme / Kırıkkale

Ramazan ve Kurban bayramlarının bir gün öncesinde, arefe günü, Kırıkkale köylerinde, kuşluk vakti bütün çocuklar genişçe bir alanda toplanır. Çocuklar önlerine tabaklarını sıralarlar. Köydeki kadınlar “çörek üleşme” diye tabir ettikleri hediyeleri hazırlarlar. Genelde bu hediyeler çörek olur ama başka hediyeler de verilir. Köydeki çocuklara yetecek sayıda yapılan çörekler ya da diğer yiyecekler, tepsiler ile meydana getirilir. Çocuklara paylaştırılır. Çocuklar bu ikramlar sırasında şiirler, maniler söyleyip oyun oynarlar. Sonunda ise hediye getiren hane sahiplerini alkışlarlar.

Karakucak Güreşi / Bartın

Bartın’ın merkez köylerinden olan Yamaz Köyü’nde her yıl Kurban Bayramı’nda Karakucak güreş müsabakaları düzenlenir. Bayramın her günü düzenlenir.  Başpehlivan olan kaynak kişi gönüllü olarak Ramazan Bayramı’ndan itibaren güreş hazırlıklarına başlandığını bildirir. Başpehlivanlar gençlere Karakucak güreşini öğretir. Böylece geleneğin devamlılığı sağlanır. Üç dört ay eğitim gören gençler Kurban Bayram’ında güreşe tutuşurlar. Aldıkları derecelere göre hediyeler alırlar.

Köy Odası / Ankara

“Arefe” günü köy odasında yapılan bu toplantı Ankara’nın Kazan ilçesine bağlı İçören köyünde gerçekleştirilen bir bayram geleneğidir. On yıl öncesine kadar sık sık gerçekleştirilen bu gelenek günümüzde azalmıştır.

Kurban Bayramı’nın ilk günü veya Arife gününde köyde bulunan yaşlılar, gençler ve çocukların köy odasında bir araya gelmesiyle ve büyüklerin başlarından geçen olaylardan, kıssa ve hikâyelerden, köyle ilgili konulardan söz etmeleriyle başlar. Genel olarak kadınların bir araya gelerek yaptıkları gözleme, sarı burma tatlısı, et kavurması, tufalak (sulu köfte), yayla çorbası ve tatlılar toplantıya katılanlara ikram edilir.

Bayram namazından yaklaşık bir saat sonra köy odasında toplanılır. Kısa bir sohbetin ardından köyün kadınlarının yaptıkları yemekler köy odasına getiriler. Bu yemekleri, köy kadınları belli evlerde toplanarak yaparlar. Yemekler genellikle köyün en yaşlı, en tecrübeli, bilgelikleriyle köyde kendilerini kanıtlamış kadınların evlerinde, onların nezaretinde yapılmaktadır. Genellikle yemekleri yaşı ilerlemiş olanlar yaparken gençler ise onların çıraklığını yaparak yemek yapma konusunda uzmanlaşırlar. Odada yemekler yendikten sonra sohbetler başlar. Büyükler anlatırken küçükler dinler ayrıca başka şehirlerde oturan köylüler de bu toplantıya katılırlar. Odada öğlen vaktine kadar oturan köylüler bayram ziyaretine çıkarlar. Bayram ziyaretinin ardından kurbanlar kesilir. Kesilen kurban etinin bir kısmı köy odasındaki yemeklik kısmına bırakılır. Böylelikle kurban kesemeyenlerin ihtiyaçları karşılanır.

Mektep Yanı Toplantısı / Kastamonu

Mektep yanı toplantısı Kastamonu ili, Abana ilçesindeki Çayırcık mahallesinde Ramazan ve Kurban Bayramı’nda gerçekleştirilen bir gelenektir. Eskiden okul  olarak kullanılan bir bina yanındaki boş alanda bir araya gelinerek yapıldığı için mektep yanı toplantısı ismini almıştır. Çayırcık halkının tamamına yakını İstanbul’da yaşamaktadır. Mahalle muhtarı her bayram öncesi İstanbul’a giderek ekonomik durumu iyi olanlardan belli bir miktar para toplar. Daha sonra bu para ile pirinç, et, yağ, üzüm alınmaktadır. Bu malzemelerle etli pilav ve üzüm kompostosu yapılır. Bayramın birinci günü muhtar tarafından etli pilav hazırlanır. Bayram namazından sonra kısa bir bayramlaşmanın ardından mektep yanında bulunan boş alanda yemekler halka ikram edilir. Bu gelenek günümüzde de Çayırcık Mahallesi muhtarlığı tarafından yaptırılan pilav yeme yerinde devem ettirilmektedir.

Olsun Olsun / Denizli

Denizli’nin Çivril ilçesine bağlı Özdemirci kasabasında her yıl Ramazan ve Kurban Bayramları’nda “olsun olsun” geleneği gerçekleştirilir. Arife günü sabah ilk olarak çocuklar bakkalın önüne koşar, halk bakkallara koşan bu çocukları aldıkları çikolatalarla, şekerlerle sevindirirler. Arife günü öğlen saatlerinde ise mezar ziyareti gerçekleştirilmektedir. Çocuklar herkesten önce mezarlığa giderek şeker toplamaya başlar. Akşam saatlerinde ise torbalarını alan çocuklar sokağa fırlayıp, gruplar halinde evleri dolaşmaya başlarlar. Kendi aralarında gruplar oluşturan çocuklar ev ev gezip şeker toplamaya başlar. Bir evin kapısını çalan çocuk grubundan en büyüğü şu tekerlemeyi söyler:

Olsun olsun

Bir oğlu olsun

O da bize yoldaş olsun.

Âmin!

Ev sahibi bu sözden sonra çocukların torbalarına ya buğday ya da şeker koyar. Toplanan buğdaylar bakkala götürülür karşılığında ise çikolata, şeker ya da para alınır.

Ebebiş / Ankara-Kızılcahamam

Ankara Kızılcahamam'da çocuklar bayram namazı öncesi veya sonrasında bir araya gelir. Çocuklar kendi aralarında bir ebe belirler. Ebe eşliğindeki çocuklar, mahalledeki tüm evlerin kapılarını çalar ve hep bir ağızdan “Ebebiş ebebiş, vermeyen çürük diş” tekerlemesini söyler. Ev sahipleri çocuklara “Ebebiş” yani harçlık veya şekerleme verir.

Bayram Çıkarma / Kastamonu-Taşköprü

Kastamonu Taşköprü'ye bağlı Kızılcaören Köyü, bayram günleri adeta dolup taşıyor. Komşu köylerden birçok insan bayram namazı için Taşköprü'ye geliyor. Namaz çıkışında cami bahçesinde bir halka oluşturan erkekler öncelikle bayramlaşıyor. Taşköprülüler, köylerine gelen misafirlerden birkaçını evlerinde kahvaltıya davet ediyorlar. Kahvaltının ardından sohbetler ediliyor ve evin hanımları öğlen için yemekler pişiriyor. Hazırlanan yemekleri evin erkekleri cami bahçesine getiriyor ve kurulan masalarda ikramlar yapılıyor. Yemeğin ardındansa misafirler kendi köylerine geri dönüyor.

Bayram Konatı / Bartın

Bartın'da halk arasında siniye 'Konat' denir. Bartın'da erkekler bayram namazını kılıp, bayramlaşmaya başladıkları sırada cami hoparlöründen duyuru yapılır. Duyuruda, bayram için konat yapılacağı ve saat kaçta başlayacağı belirtilir. Erkekler eve döner ve hanımlarının konat için yemekler yapmasını bekler. Hazırlanan yemekler konatta yani sinide caminin misafirhanesine götürülür. Yöresel yemeklerin ağırlıkta olduğu konat, tüm köy halkı tarafından öğle namazının ardından yenir.

Çocuk Sevindirme / Elazığ-Maden

Arefe gününden bir gün önce çörekler ve şekerlemeler hazırlanır. Arefe sabahı ise hazırlanan çörek ve şekerlerle birlikte aileler kabir ziyaretleri yaparlar. Mezar başında dualar edilirken çocuklara getirilen ikramlardan dağıtılır. Aynı şekilde kabir ziyaretinin ardından da çocuklara şeker verilir.

Dede-Salıncak Kurma / Denizli-Çardak

Denizli'nin Çardak İlçesi'nde bayramların ikinci ve üçüncü günleri öğle namazının ardından gençler bir araya gelir. Köydekilerin “Dede” dediği ağaca salıncak kurulur. Salıncak kurulduktan sonra çocuklara şeker ve çikolata dağıtılır. Ardından salıncağa binen kişiyi diğerleri sallamaya başlar. Bu sırada ise maniler, tekerlemeler söylenerek eğlence arttırılır.

Helesa / Sinop

Helesa geleneğinin ortaya çıkmasıyla ilgili Sinop'ta yaygın olarak anlatılan bir efsane bulunuyor. Fırtınalı bir günde, bir gemi Sinop limanına demir atmış. Gemi haftalarca limanda kalmış ve erzakları tükenmiş. Geminin kaptanı yaşanan bu durumdan kurtulmak için bir şeyler düşünmeye başlamış. Gemiciler ellerinde fenerlerle kapı kapı gezip maniler söylemeye başlamış. Mani söyledikleri için de halk gemicilere para vermeye başlamış. Sinop'a bu gelenek halen yaşatılıyor. Ramazan ayında ve bayramda gençler fenerle kapı kapı dolaşır ve mani söylerler. Toplanan para ise bir hayır kurumuna bağışlanır.

Memecim Giliği / Sivas

Memecim Giliği, Sivas yöresine ait susamsız, tuzsuz bir simittir. Arefe günü, Sivaslılar bu simitten yaparlar. Bayram sabahı ise çocuklar ellerine bir sopa alır ve kapı kapı gezmeye başlar. Çocuklar kapılar açılır açılmaz “Memecimin havası, madelerin tavası, gökten rahmet, yerden bereket, amin amin bir gilik'' manisini söyler. Ev sahibi de sopaya simitten geçirir. Eğer evde simit yoksa çocuklara şeker ya da para verilir.

Ziyaret Yeri Toplantısı / Kastamonu-Araç

Kastamonu'nun Araç İlçesi'nde yapılan bayram geleneği çok eski yıllara dayanıyor. Arefe akşamı köy halkı, helva ve ekmekler hazırlar. Bayram sabahı ise köylüler topluca kabir ziyareti gerçekleştirir. Herkes vefat eden yakınlarına, komşularına vs. dua ettikten sonra mezarlığın en yüksek yerine topluca çıkılır. Burada yosun tutmuş ve üzerinde isim bulunmayan bir mezar bulunmakta. Köylüler bu mezarın etrafında bir halka oluşturur ve imam eşliğinde dua etmeye başlar. Bu sırada gençler ise helvaları ekmeklerin arasında yerleştirir. Mezarlık çıkışında herkes hazırlanan helvalı ekmeği yer. Söz konusu isimsiz, eski mezarın köye ilk yerleşenlerden kaldığı düşünülüyor.

Kahke / Gaziantep

Kahke; su, yağ ve unla yapılan bir tür yiyecektir. Gaziantepliler, arefe günü kahkelerini hazırlar. Hazırlanan kahkeler bayram ziyareti için gelenlere ikram edilir. Çocuklar da kapı kapı dolaşır kahke ve harçlık toplar.

Anadolu irfanının, kültürünün hayat içerisinde ne denli yerleştiğini ve iç içe girdiğini görüyoruz.

Daha pek çok yöremizde birbirinden farklı bayram geleneklerimiz de bulunuyor.

­

 

 

 

 

 

 

Kabe
Canlı Yayın
Şuan Canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
player image icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close