Ayların sultanı Ramazanı uğurlamanın hüznü ile bayramı karşılama sevincinin birlikte yoğrulduğu duyguları yaşıyorken bayram sevinciyle kültürümüzdeki bayram geleneklerini paylaşıyoruz.
İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuğba Aydeniz, AKRA’da katıldığı bir programda, bayramın önemi ile birlikte bu gelenekleri şöyle hatırlattı:
“Bayram”, Farsça bir kelime, Arapça ise ‘iyd’, âdet haline gelmiş bir araya gelme anlamındadır. Ramazan Bayramı, hicri ikinci yıldan beri kutlanmakta ve bu bayrama fıtr bayramı da denilmekte.
Şevval ayı ile bayram da başlıyor.
Ramazan ayı ibadetleri sonrası, Allah’ın rahmetine erme sevinci ve ümidi buna nail olma gayreti aynı zamanda bayram sevinci. Bayrama, Ramazan Bayramı namazı ile başlıyoruz. Tabi hazırlıklar çok daha öncesinden başlıyor.
Arefe günü
Ramazan temizliği gibi bayram öncesi hazırlık ve kapsamlı temizlikler yapılıyor
Evlerde eşyaların yerinin değiştirilmesi gibi bayrama özgü düzenlemeler yapılıyor.
Arefe günü, ev temizliği gibi gusül ile beden temizliği yapılıyor.
Bayram yiyecekleri, yöreye göre farklılık göstermekle birlikte benzer hazırlıklarla yapılır. Yaprak sarması börek ve tatlılar şerbetler en çok tercih edilenler arasınadır.
Bayramlık kıyafetler alınıyor. Özellikle çocuklar daha heyecanlı oluyorlar, yeni bayramlıklarıyla bayramı bekliyorlar.
Arefe günü mezarlıklar ziyaret edilir, dualar edilir. çocuklara burada şekerlemeler verilir
Arefe günü aynı zamanda davulcuların bahşiş topladıkları gündür
Bayram günü…
Bayram namazı için erkekler evden çıktıktan sonra evde kalanlar son hazırlıklarını yaparak kahvaltı hazırlarlar.
Anadolu’da hanımların bayram namazına gittikleri pek görülmemekle birlikte son yıllarda bu yönde bir teveccüh olduğu da görülüyor. Zira Peygamber Efendimiz (SAS.) hanımların bayram namazına gitmelerini teşvik etmiştir.
Ayrıca Hz. Peygamber (SAS.) Ramazan Bayramı namazı öncesi hurma gibi tatlı bir şey yiyerek namaza gitmişlerdir. Günümüzde de namaza gidenler bunu uygularlar.
Bayram kahvaltısı
Bayram kahvaltıları, aileleri bir araya getirir. Kahvaltı sonrası büyüklerin ziyareti başlar. Çocuklar şeker toplamaya çıkar. Hatta kapı zilleri neredeyse hiç susmaz.
Bayramlaşma…
Kahvaltının ardından evde sıraya girerek en büyükten başlayarak el öpülür, bayramlaşma yapılır.
Varsa küslerin barıştırılması, sarılması sağlanır.
Evdeki bayramlaşmaların ardından diğer komşular arasında küçüklerin büyükleri bunun ardından büyüklerin küçüğe giderek iade-i ziyarete bulunması, bayramlaşması geleneği vardır. Aynı gün içerisinde bayramlaşıldığı halde diğer haneye gidilerek misafir ağırlanması oldukça önemlidir.
İkramda bulunmak, evde misafir bereketini hissetmek, birlik beraberliği yaşamak, bayramın kıymetlerindendir.
Bayram çorbası
Bayram ziyaretlerinde yaygın olarak muhakkak yemek yedirilir. Hatta misafirin yemeği yememesi küskünlüğe sebep olur. Gelen misafir tok dahi olsa bir miktar yemek durumundadır. Bu yemekler arasında aşurenin benzeri olan bayram çorbası hazırlanarak ikram edilir.
Çocukların bayramı daha neşelidir…
Çocuklar, parklara eğlence yerlerine götürülür. Hediyeler verilir.
Sokaklar şenlenir.”
Aydeniz bayramın kaynaşma vesilesi ve toplumsal bir çimento vazifesi gördüğünü belirterek şunları vurguluyor: “Tatil de olsa bayram, bayram gibi geçirilmeli. Bayramda görmeyi murad ettiğimiz kimseleri belki tekrar görmeyebiliriz ya da bizi göremeyebilirler. O sebeple bayram, bayram gibi yaşanmalı.
Bu gelenekler hep sürmeli. Zira geleneklerimizi çocuklarımıza da yaşatırsak onlar da bunu sürdürebilirler.”
© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.