Yaz-kış ellerinden kazmaları, orakları, sırtlarından da yünden örülen ve yük taşımada kullanılan dırmaçları eksik olmayan Karadenizli hanımlar, bugünlerde mısır hasadına yönelik işlerine yoğunlaştı.
Üretime nisan ayında tarla belleme ve ekim süreciyle başlanırken, belli aralıklarla yaptıkları seyrekleme ve ayıklama işleminin ardından eylül itibarıyla hasat için tarlalara girdiler.
İşe mısır saplarını biçerek başlanıyor. En az bir hafta tarlada kurumaya bırakılan yığınlar, daha sonra kesilerek, mısırlar saplarından ayrılıyor ve evlere taşınıyor.
Evlerde de imece usulü soyulan mısırlar, kuruma işlemi için bir süre serenderlere yerleştiriliyor. Bazen zeminde bazen de serenderlerin tavanına iple asılarak kurutulan mısırlar, sonrasında dövülerek tanelerine ayrılıyor.
Mısır taneleri, son olarak yemeklerde, çorbalarda ve ekmeklerde kullanılmak üzere asırlık su değirmenlerinde öğütülüyor ve un haline getiriliyor.
Mısır unu hazırlamak için yoğun mesai harcayan hanımlar, "Mısır unundan özellikle ekmek, lahana yemeği ve kuymak yapıyoruz. Severek tüketiyoruz ama tarladan buraya gelene kadar bu işler çok zor." diyor.
AA