Sözlerle kelimelerle iletişim sağlıyor; muhabbet bağı kuruyoruz; duygu, düşünce ve fikirlerimizi aktarıyoruz; varlıkları isimlendiriyor, tanımlıyor, kelimeler aracılığıyla ifade ediyoruz.
Kelime dağarcığımızın zenginliğiyle ve ifade kabiliyetimizle ilmi, fenni, kültürel alanda gelişiyor, dönüşüyoruz.
Kur’ân-ı Kerîm’de, “O çok merhametli (Allah), İnsanı yarattı. Ona beyanı öğret(mekle anlama, düşünme ve ifade yetisi ver)di.” (Rahmân 55/1-3-4) buyrularak; bir sözü, yerinde, yeterince ve zamanında ifade etme kabiliyetimizin Allah’ın bize doğuştan bir ikramı olduğu hatırlatılıyor.
Varlıklar arasında duygu ve düşüncelerini en açık ve en güzel şekilde anlatma kabiliyeti insanda bulunuyor.
Server-i Ser Efendimiz de (SAS.) az kelime ile çok anlam ifade etme kabiliyeti “cevamiul kelim” ile donatılmış. (Buhari, İtisam 1) Kelimelerini açık ve anlaşılır seçmeye her daim özen göstererek bizlere rehberlik ediyor. (Ebu Davud, Sünen Edeb, 21)
Kelimelerin gücünü “Muhakkak güzel sözde hikmetler vardır” hadisi şerifi ile vurguluyor. (Buhari, Sahih, Tıb, 51; Ebu Davud, Edeb 95, 5011; Tirmizi, Edeb, 63, 2848.
Sözlerin, kelimelerin etki alanı fazlası ile çok yönlü. Güzel ve samimi sözle atılan tohum; gönül arazisine kök salarak yeşeriyor; iman, akıl, hikmet, sabır ve merhametle sulanarak, ucu göklere uzanan görkemli bir ağaca dönüşüyor.
İnsanın zihinsel işleyişinde günlük dilde kullandığı kelimelerin etkisi büyük bir önem arz ediyor. Kelimelerin insan psikolojisi üzerinde de etkisi bulunuyor. Pek çok psikoterapi yaklaşımı günümüzde bilinçli kelime seçimleriyle faaliyet yürütüyor. Hatta bu konuyla ilgilenen bir psikoloji alt alanı mevcut: Psikodilbilim.
Günlük hayatta sürekli kullandığımız kelimelerin zihinsel şemamız içerisinde yer alan bazı saklı kelimeler olduğunu ve bazen de bizi, belki de kişiliğimizi yansıttığını biliyor muydunuz? Sürekli tekrar ettiğimiz kelimelerin zihnimize ve ruhumuza yerleşip, özümüze etkisi olan bir işlevi de bulunuyor.
Bir deneyde nezaketle ilgili sözlere maruz bırakılan insanlar sonraki dakikalarda daha kibar davranmaya başlıyor.
Medyayı takip ederken maruz kaldığımız kelimeler duygu durumumuzu etkileyebiliyor.
Tıpkı Mevlana’nın dediği gibi “İnsan her nefeste yeni biri olur ve her nefes, içini doldurduğumuz kelimelerle bilmediğimiz bir âleme yolculuk eder; sonra da oradan hediyelerle geri döner.”
Zihnimiz milyonlarca yolu olan büyük bir şehir gibi. Yollardan birinde başlangıç noktasını biz belirlediğimizde zihin yol boyunca o rotayı takip eden bir otomatik pilot işlevi üstleniyor.
Zihnimize başlangıç rotası belirlerken kelimelerin gücünü ihmal etmeyelim.
Zira her birimiz kelimelerden inançlara, inançlardan davranışlara, davranışlardan gerçekliklere uzanan upuzun bir yolculuktayız.
Bu yolculukta bizi iyiye ve güzele götüren kelimeleri seçmeye özen gösterelim. Konuşmalarımızda çok sık yer verdiğimiz olumsuz kelimeleri belirleyip onları yapıcı, olumlu ve anlayışlı ifadelere çevirelim.
Mesela, “daima”, “asla”, “zorundayım” gibi bizi baskı altına sokan, üstümüze yük bindiren kelimelerden kaçınmaya çalışalım. Yerlerine “mümkün”, “olabilir”, “denenebilir” gibi olumlu, teşvik edici ve kapsayıcı kelimeler yerleştirelim.
Kelime seçimiyle mana dünyamıza zenginlik katmak ve özümüzü hatırlamak da mümkün.
Bizi yaratan, bizi biz yapan, kendimiz olmamızı sağlayan Yüce Varlığı her daim hatırlamak; varoluş amacımıza ulaşmanın, huzuru yakalamanın da anahtarı!
Her işimizde ve anımızda Rabbimiz’e teşekkür etmek ve sığınmak muazzam bir güç ve motivasyon kaynağı. Bu aynı zamanda O’na karşı bir vefa borcu da.
Özümüzü temiz ve saf tutan; ruhumuzu ve gönlümüzü aydınlatan; bizi Varedeni hatırlamamızı sağlayacak bir yöntem, bilişsel anlamda zihnimizde sürekli Yaratıcıyı zikretmemizi de sağlayabilir.
Günlük dilde kullandığımız kelimeleri bize daima O’nu hatırlatan bir forma sokmaya ne dersiniz?
Mesela; “umarım” demek yerine “ancak bir şeyi O nasip ederse olur” algısına yönlendiren güçte “inşallah” diyebiliriz.
Beğendimiz bir şeye karşı “harika, çok güzel, muhteşem” gibi sıfatların önünde “bir şeyi güzel kılan güç Allah’tır” algısına yönlendiren “maşallah”ı getirebiliriz.
Keza “ne güzel” demek yerine “bir şeyin tek başına güzel olmayıp, ona güzellik katanın ve yaratanın Allah olduğu” algısına yönlendiren güçte “Allah ne güzel yaratmış” cümlesini tercih edebiliriz.
“Yolun açık olsun” yerine “yolunda ilerlemesinde önünü açacak gücün Allah olduğu”nu hatırlatan “Allah yolunu açık etsin” ifadesini kullanabiliriz.
“Kendine iyi bak” yerine “kendi dışında daha kudretli bir varlığa emanet etme” algısına yönlendiren “Allah’a emanet ol” tabirine yönelebiliriz.
“Nasılsın?” sorusuna cevap olarak “İyiyim” yükleminin önüne “Elhamdülillah” ekleyerek “İyi olmasını sağlayan güçlü bir varlık olduğu”nu hatırlayabiliriz.
Yapacağımız şey oldukça basit: Sadece istemek ve dilimize O’nu hatırlatıcı kelimelerin her birini tek tek eklemek… Sizce de konuşma biçimimiz böylece daha anlamlı hale gelmiyor mu?
Başta irademizi ve algımızı yönlendirdiğimiz takdirde, kelimelerimiz de zenginleşiyor ve bereketleniyor. Kelime seçerken bilinçli olmaya niyet ettiğimizde kelimelerin gizli gücünün bize sunduğu mana ile etkisini deneyimlememiz de mümkün oluyor. Kelimelerin gücünü keşfetmek, bizleri O’na götüren her harf ve kelimeyi özümsemek ve yolumuzu aydınlatacak kelimeleri dilimize ve gönlümüze yerleştirmek bizim elimizde.