Dünya’da 2010’da 145 milyon ton deniz ürünü avlanırken bu rakam 2021’de 178 milyon tona çıktı.
Dünya nüfusunu beslemekte zorlanan deniz ürünlerinin açığı çiftliklerde üretilen balıklarla kapatılmaya çalışılırken, av baskısı canlı türlerinin ve miktarlarının azalmasına neden oluyor.
Türkiye’de de durum dünyadan farklı değil. 2010’da 4800 ton avlanan lüfer 2020’de 3700 tona geriledi. Türk mutfağının vazgeçilmezi palamut ve hamsi de yıllar içinde dalgalanmalar gözükürken, Türk sularındaki balık çeşitliliği hızla azalıyor.
500 milyon kişi balıkçılıktan geçiniyor
Dünya nüfusunun yaklaşık 2.5 milyarı balık kaynaklı protein ile besleniyor. Ayrıca yaklaşık 600 milyon insan balıkçılık ve su ürünleri sektöründen geçiniyor.
Karadeniz öne çıkıyor
Türkiye’de gerek av miktarları gerekse filo büyüklüğü açısından en üst sırada Karadeniz yer alıyor. Endüstriyel, yarı endüstriyel ve küçük ölçekli balıkçılığın yoğun olarak uygulandığı Karadeniz için balıkçılık hem bir ticari faaliyet hem de kıyı toplumları için bir yaşam biçimi.
Karadeniz, barındırdığı ticari türlerin yanı sıra ticari olmayan ve ekosistem açısından önemli birçok farklı türe ev sahipliği yapmakta.
Denetim artmalı
Balıkçılıkta kota sisteminin olması gerektiğini belirten Su Ürünleri sektöründen Ramazan Özkaya, “Balıkçılığın sürdürülebilir olması gerçek hedef olmalı. Balıkçılıkta kota sistemini savunuyoruz. Çünkü aşırı avcılıkla mücadele etmenin tek yolu kota. Ülkemizde 4 milyon amatör balıkçı var. Amatör balıkçılığın da denetlenmesi ve satışın yapılmaması gerekli. 30 metreden büyük balıkçı teknesi olmaması ekosistemi korumak için önemli” dedi.
Milliyet