İlke ve Değerlerinden Ödün Vermeden
Özgür Yayın Platformu Olarak Kalsın Diye
İmsak04:37 Güneş06:10 Öğle13:08 İkindi16:53 Akşam19:54 Yatsı21:22
Hava - Hava durumuÇok Bulutlu 13°C Nem %84
Türkçe
11 Şevval 1445 19 Nisan 2024 Cuma
11 Şevval 1445
Yatsı
21:22
İmsak
04:37
Güneş
06:10
İşrak
06:50
Öğle
13:08
İkindi
16:53
Akşam
19:54
Giriş Yap

Gerçek sevgiye ulaşmanın yolları

Özel Haber
Özel Haber
02.06.2023    |

Sevgi ve muhabbet; Allah’ın biz insanların kalplerine doğuştan büyük bir ikram ve ihsanı.

Sevgi, insanları birbirine yaklaştıran, güven, dostluk, bağlanma, şefkat, merhamet gibi duyguların temelinde olan doğal bir ruhsal eğilim, etkin bir güç.

Sevgi, canlı-cansız tüm varlığı kapsar. Allah sevgisi, anne-baba sevgisi, eş sevgisi, çocuk sevgisi, arkadaş sevgisi, tabiat sevgisi bunların başında gelir.

İnsanlar arasında barış, uzlaşma, hoşgörü, yardımseverlik, fedakârlık gibi olumlu değer ve davranışların gelişmesine kaynak oluşturur.

Tüm sevgilerin ön şartı

Sevgi; imanın özü! Olgun bir imana erişmek ve imandan lezzet almak sevgi yoluyla mümkün oluyor. Resûlullah, insanın hakiki sevgilere gönlünde yer vererek imanın tadına varabileceğini şu şekilde ifade ediyor:

‘Şu üç özellik kimde bulunursa o kişi imanın tadına erer: Allah ve Resûlü’nü herkesten çok sevmek, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmek, İmanın tadına erebilmenin temel şartı Allah’ın sevgi ve hoşnutluğu olarak belirtiliyor. Bu ilke ‘Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, Peygamber olarak da Muhammed aleyhisselâm’dan râzı olmak’ (Müslim, Salât 13; Ebû Davud, Salât 36) şeklinde de ifade buluyor.

Gönlünü ve özünü sevgiliye adayan, O’ndan razı olan kişi, sevip benimsediği her şey gibi ibadetleri de güvenle, rahatlık ve kolaylıkla, zevk ve şevkle yerine getirebiliyor. Sevdiği her şeyde “Allah için” olma ön şartı arıyor. Yaptığı iyiliklere karşılığı kişiden değil Allah katından bekliyor.

Peygamber Efendimiz (SAS) şöyle dua ediyor: ‘Allah’ım, imanı bize sevdir. Kalblerimizi imanla süsle. Küfrü, fıskı ve isyânı bize çirkin göster. Bizi doğruyu bulanlardan kıl!’ (Ahmed İbni Hanbel, Müsned , III, 424).

Dâvûd (AS)’ın Allah sevgisini şöyle istediği bildiriliyor: ‘Allah’ım, senden seni sevmeyi, seni seven kişiyi sevmeyi, senin sevgine ulaştıran ameli isterim. Allah’ım, senin sevgini bana kendimden, ailemden ve soğuk sudan daha sevimli eyle’ (Tirmizî, Deavât, 72) ‘Allah’ım beni sevginle rızıklandır.’ (Tirmizî, Deavât, 73)

“Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammed (SAS)’siz muhabbetten ne hasıl?” mısralarında ifade edildiği gibi Peygamber Efendimiz (SAS)’in varlığı dahi bu sevginin bir işareti.

O (SAS)’in sünneti seniyyesinde ve hadisi şeriflerinde sevgi, dostluk ve muhabbet inananların gönüllerine ilmek ilmek nakşedilmekte.

Biz de muhabbete dair satırlamızı O’nunla (SAS) süslüyor; bu dosyamızda hadisi şerifler ışığında gerçek sevginin niteliği ve kalplere sevgi yerleştiren davranışlardan bahsediyoruz.

İnsan sevgisi

Sevgi, Allah’ın insan karakterine doğuştan yerleştirdiği bir nimet. Allah (cc) elçileri vasıtasıyla sevgiye dair mesajları bütün zaman ve mekânlara ulaştırıyor. Ortak bir gayede birleşen inananlar ayet-i kerimelerde birbirlerine kardeş olarak tanımlanıyor (Hucurât, 49/10)  ‘Allah’ın üzerinizdeki (İslâm) nimetini hatırlayın: ..(Allah) kalplerinizi (İslâm’da) birleştirdi. İşte onun (İslâm) nimetiyle (hepiniz) kardeş oldunuz.’ (Âl-i İmrân, 3/103)

Mü'minler arasında sevgi ve muhabbet

“Makbul, sevaplı ve kârlı olan sevgilerden birisi de İslâm'da arkadaş sevgisidir. Din yolunda Allah rızası için arkadaşlık etmek, birisiyle ahbap olmak.”

Kişinin mü’min kardeşlerinin arasını düzeltmesi ve Allah’ın emirlerine uygun yaşamaları Allah’ın rahmetine ermenin anahtarı. Mü’minler birbirinin derdine ortak olarak, yanlış yönlere sapmalarına engel olarak, hayırda yardımlaşarak, selamlaşarak, ziyaretleşerek, hediyeleşerek, birbirini koruyup dertlerine ilgi göstererek, vefa göstererek, kayıtsız kalmayıp Allah yolunda yürüyerek ve birlik olarak birbirlerine kardeşlik ifa ediyor.

Sevgi öyle değerli ki, Allah’ın varlığının delillerinden biri. İnsanın yüreğine anne-baba sevgisi, kardeş sevgisi, eş sevgisi, çocuk sevgisi de Allah tarafından yerleştiriliyor. 

‘Kaynaş(ıp huzura kavuş)manız için size kendi (cinsi)nizden zevceler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koyması O’nun (kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ (Rûm, 30/21) buyruluyor.

İnsanların birbirlerini sevmelerini imanın bir gereği olarak gören Allah’ın Elçisi, (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 56) sevgiyi devamlı kılmanın ve yüce bir değer hâline getirmenin yolunu da gösteriyor. Bütün hadis kaynaklarında yer alan bu temel ahlak ilkesi Rasulullah’ın mübarek dilinden şöyle dökülüyor:

“Sizden biriniz kendisi için sevip istediğini kardeşi için de istemedikçe hakkıyla iman etmiş sayılmaz" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 89; Buhârî, ‘Îmân’, 7; Müslim, Îmân, 71, 72)

Bu davranış olgunluğu, kâmil bir imanın göstergesi olduğu gibi kalıcı ve değerli sevgi ilişkileri sürdürmede de önemli bir rol oynuyor. Böylece bencillik ortadan kalkıyor; paylaşma, el ele verme ve sevdiğini kendine tercih etme gündeme geliyor.  

Selamı ve iyiliği yaymak

İletişim halinde olma, dertleşme, derdiyle dertlenme, sevincini paylaşma, sevgi ve ilgi gösterme pek tabi selamlaşma ile başlıyor. Tanışırken kişinin kendisini güvende hissetmesini sağlayan selâm; sıcak ilgi, sevgi ve kaynaşmaya götüren ilk adım. Selam; insanları aynı inanç çizgisinde birleştiren, kalbî duygularla bağlı olduklarını hissettiren bir kelime.

Peygamber Efendimiz (SAS) sevginin anahtarı ve muhabbet reçetesi olarak selamın yayılmasını tavsiye ediyor. İman sevgiden doğuyor, sevgi ile kemâl buluyor. Selâmlaşmak sevgi bağlarının kuvvetlenmesini sağlıyor. Peygamber Efendimiz (SAS) inanan ve birbirini seven kimselere, toplumlara Cenneti müjdeliyor.

Hadisi şerifler ışığında sevgiyi pekiştiren bir diğer yol, iyilik göstermek ve ikramda bulunmak. İyilik ve ikram hem sevgiyi ifade etme hem de sevgi kazanma biçimi olarak karşımıza çıkıyor. İnsanda doğuştan var olan özelliğin farkında olan Peygamber Efendimiz (SAS)’in hediye kabul ettiği ve hediye vermeyi sevdiği biliniyor (Buhârî, Büyû’, 31). O (SAS) ‘Birbirinize hediye verin, böylece birbirinizi seversiniz ve aranız ısınır.” Buyuruyor. (Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 4)

Anne babaya sevgi

Dinimizde sevgi ve saygı gösterilmesi emredilen varlıklar arasında anne ve babanın özel bir yere sahip olması dikkat çekici: “Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve anaya babaya ihsanı (iyiliği ve güzel davranmayı) emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlığa erişirlerse, onlara “öf” (bile) deme! Onları azarlama ve onlara çok nazik (ve tatlı) söz söyle”.(İsrâ, 17/23)

Allah için sevmek, sevilmek ve ziyaretleşmek

Ayet-i kerimelerde birbirlerinin kardeşleri olarak ilan edilen inançlı kimseleri (Hucurat, 10), Peygamber Efendimiz (SAS) sevgi ve bağlılıkları yönünden tek bir vücuda benzetiyor (Buhârî, Edeb, 27). Allah için birbirini seven ve bu sevgi sebebiyle bir araya gelen, buluşmaları da ayrılmaları da yalnız Allah için olan kimselerin mahşer gününde Allah’ın özel konukları olarak ağırlanan zümrede, O’nun himayesinde olacağı bildiriliyor (Buhâri, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91)

. Zira ‘İşlerin en üstünü Allah için sevmektir’ (Ebû Dâvûd, ‘Sünnet’, 2); 'Sevdiğini Allah için sevmek, yerdiğini de Allah için yermek imandandır’ (Buhârî, ‘Îmân’, 1). Yine bir kudsî hadiste Allah (cc) ‘Benim için birbirini sevenlere, benim için bir araya gelenlere muhabbetim vâcip olmuştur’ buyuruyor. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 386; V, 229, 233)

Allah’ın sevgisi

Hadisi şeriflerde Allah’ın sevdiği meziyetler arasında iyilik severlik, hoşgörü, yumuşak huyluluk, kolaylaştırıcı olma, kusurları örtme, utanma, alçak gönüllülük, kanaat ve güzel davranma yer alıyor.

Kullarını sevmek, Allah’ın büyük bir ihsanı. Allah’ın kullarına duyduğu sevgi ve şefkatin, bir annenin yavrularına duyduğundan çok daha fazla olduğu hadisi şeriflerde belirtiliyor (Müslim, Tevbe, 22)

Allah Teâlâ, kulunu sevdiği zaman, âdeta onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı gibi oluyor.(Buhârî, Rikak 38) Kendisinden istediği zaman ona ihsan ile verdiğini, Kendisine sığındığı zaman da kulunu koruduğunu, hakeza kullarını bağışlamayı da çok sevdiğini bildiriyor. (Müslim, Tevbe, 3)

Peygamber Efendimiz (SAS) Allah’ın sevgisini kazanmanın yollarından birinin samimi davranışlar ve ibadetler olduğunu bizlere haber veriyor. (Buhârî, Rikâk, 38). Allah’ın sevdiği kullarını nimetleriyle ödüllendireceğini, Cehennem ateşinden de koruyacağını müjdeliyor (Ahmed İbn Hanbel, I, 388; III, 236).

Allah tarafından sevilmenin bir işareti de, dünyada insanlar tarafından sevilmek. Peygamber Efendimiz (SAS): “Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrail’e, ‘Allah falan kulu seviyor, sen de onu sev!’ diye seslenir. Cebrail de o kulu sever. Sonra Cebrail gök halkı içinde, ‘Allah falanı seviyor, onu sizler de sevin!’ diye nida eder. Bunun üzerine o kulu gök ehli de sever. Sonra yeryüzündeki insanların gönlüne o kimsenin sevgisi yerleştirilir.” (Buhârî, Edeb, 41)

Aileye, çocuklara, varlıklara karşı sevgi

Peygamber Efendimiz (SAS) daima hanımlarına, ailesine sevgi ve nezaket ile davranmıştır. (Müslim, Fedâilü’s-sahâbe, 75) Ailesi ile vakit geçirmekten, sohbet etmekten memnuniyet duyuyor(Buhârî), sevgisini farklı zamanlarda ifade etmekten kaçınmıyor (Müslim, “Eşribe”, 139).

Sevgili Peygamberimiz, çocuklarına karşı her zaman oldukça ince ve zarif bir şekilde sevgisini ifade ediyor. Kızı Fâtıma (RA), yanına girdiği zaman onun için ayağa kalkar, elinden tutar, onu öper ve kendi yerine oturturdu. Hz. Fâtıma (RA) bu zarif sevgi gösterisini kendisine örnek edinir ve babasına aynı şekilde davranırdı. (Ebû Dâvûd, Edeb, 143-144) Aile ilişkilerinde sevgi ve saygının birlikte yer alması dikkat çekiyor.

Allah Resûlü, çocuklara karşı her zaman sevgi ve merhametle davranmaya yönlendiriyor. Onları öpüp yanaklarını okşadığı, sırtına bindirdiği, meşgulken bile kucağında taşıdığı biliniyor. (Müslim, Fedâil, 65, 67, 80) Rahmet Peygamberi, canlı cansız bütün varlıklara karşı sevgiyle yaklaşıyor; hayvanlara, bitkilere muhabbet nazarıyla bakıyor; dağlara, şehirlere duyduğu sevgiyi bile dile döküyor; Mekke, Medine, Uhud Dağı bunlardan bazıları (Buhârî, Meğâzî, 28).

Sevginin kontrolü ve ölçüsü

Sevginin yurdu olan kalp; güzellik, zarafet, asalet veya zenginlik gibi dünyevî değerlere eğilimli. Kalbimiz, farklı sevgilere yönelebiliyor ve dünya hayatının geçici zevklerinin çekimine kapılarak zayıflık gösterebiliyor. İnsanın dünya nimetlerine olan sevgisi tabiî olmakla birlikte, Allah ve Resûlü’nün sevgisini gölgede bırakacak veya asıl yaratılış amacını, varoluş gayesini unutturacak dereceye varmaması gerektiğine dair ayet-i kerimelerde uyarılar yer alıyor. Kişinin Allah’a duyduğu sevgi, iman sevgisi, mü'minler arasındaki sevgi gibi türlerinden övgüyle söz ediliyor, buna karşılık insanın dünyaya, mala mülke, geçici hazlara aşırı düşkünlüğü, hak etmediği halde övülmeye ve çirkin olan şeyleri ifşa etmeye yönelik sevgisi eleştiriliyor.

Kur’an’da insanların eşlerine, çocuklarına, altın ve gümüşe, dünya malına karşı düşkün oldukları, ancak tüm bu dünyevî sevgilerin geçici olduğu bildiriliyor (Âl-i İmrân, 3/14) ve bunların âhireti unutturmaması gerektiği şu şekilde hatırlatılıyor: ‘Doğrusu onlar, acele geçen (dünyay)ı severler de önlerindeki ağır günü bırakırlar.’ (İnsan, 76/27)

Sorumluluk ilk ve öncelikli olarak Allah’a karşı; tüm sevgi ve sorumluluk kaynakları O’nun ardından geliyor: ‘Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır.’ (Münâfikûn, 63/9).

Nitelikli ve kalıcı sevgi, Allah katında kıymetli olan hususlara değer verildiği sürece elde edilebiliyor. Böyle bir sevgi, kişiyi Allah’ı anmaktan alıkoymadığı gibi, hoşnutluğuna da mani değil.

Sevgi ve muhabbet nerede aranmalı?

­

 

 

 

© İzinsiz ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Kabe
Canlı Yayın
Şuan canlı Yayın
Canlı Yayın
AKRA CANLI
 / 
close icon close icon
AKRA CANLI
Canlı Yayın
Canlı Yayın Add Icon volume up
 / 
Canlı Yayın
fast rewind
fast forward
Playlist
Bu özelliği kullanabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir
  
Fikrini Paylaş
TAAHHÜTNAME

Hazırlamış olduğum ve sitenize gönderdiğim/ teslim ettiğim, tamamen orjinal ve bana ait olan, projemin/görüntü veya kaydımın, AKRA MEDİA tarafından kendisine ait kablolu/karasal/uydu, şifreli/şifresiz, free/paralı TV, video, DVD, VCD,VHS ,radyo, kaset, sinema ve sair mevcut yada ortaya çıkacak her türlü İşaret, ses ve /veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı ve tüm internet siteleri ve sosyal medya platformlarında yayınlamasına, çoğaltma hakkı, yayma hakkı, işleme hakkı ve temsil hakkının kullanılmasına süresiz olarak müsaade ediyorum.

Projemin/görüntü veya kaydımın, bant, CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player, dijital kayıt vb. tüm yollarla kayıt, çoğaltma ve dağıtım haklarını, bilişim veya iletişim ortamında görüntülenmesini, iletilmesini, okunmasını, izlenmesini, dinlenmesini vb. interaktif veya normal CD, VCD, DVD, GSM, MP3 Player vb. şekilde basılarak veya ses kayıtlarının metin haline getirilip kitap olarak piyasaya sunulmasını sağlayacak her türlü materyal üzerine kaydı ile çoğaltılması, kullanılması, işlenmesi, yeniden ve genişletilmiş şekilde sesli, yazılı ya da görüntülü yayın haklarını, bu suretle de çoğaltılarak kullanılması, dağıtılması, pazarlanması vb. fikri, mali ve manevi haklarımın tamamını, programda gerekli görülen değişiklikleri yapma haklarımı bila bedel olacak şekilde, AKRA.MEDİA sitesine ve bu site'nin yetkilisi ve sahiplerine devir ve temlik ettiğimi, beyan, kabul ve taahhüt ederim.

Şehir Seçin
Close