Peygamberlerin önderi, numune-i imtisal, ideal insan Hz. Muhammed (SAS.) Efendimizi övmek, fiziki, insani ve ahlâkî vasıflarını insanlara anlatmak için İslâm Edebiyatı’nda pek çok eser verilmiş ise de önce onu Allah (C.C.) Kur’an-ı Kerim’inde methetmiş ve “Âlemlere rahmet olarak gönderdiğini” (Enbiya Suresi 107) beyan etmiştir.
Kalem Suresi 4 ayeti kerimede “Şüphesiz sen büyük bir ahlâka sahipsindir.”; Ahzab Suresi 21.ayeti kerimede “Ey inananlar! Andolsun ki, sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok anan kimseler için Resulullah en güzel örnektir.” buyrulmaktadır
Hilye-i Şerif nedir?
Hilye-i Şerif, Hz. Peygamber (SAS.)’in eşkâlinin yazı ile anlatıldığı levhalardır. Bu eserlerde, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAS.)’in fizyonomisi, beden yapısı, karakteri, yaşayışı ve giyiniş tarzı, hususi hayatı, beşerî yönü, yaşama tarzı ve şahsî hayatı ile ilgili vasıflar dile getirilir.
El yazması Kur’an-ı Kerim’leri kaleme alanlar, surelerde yer alan ayeti kerime veya besmeleleri güzel yazıları ile birer levha haline getiren hattatlar, onun için yazılmış bu metinleri, yazının en güzeli olan “Hüsn-i hat” ile satırlara dizerek birbirinden güzel tablolar meydana getirdiler. Bir hattat için tıpkı Mushaf yazmak gibi, Hilye-i Şerif yazmak da önemli bir görev sayılmıştır.
Hilye kelimesi genellikle tamlamalı olarak karşımıza çıkar: “Hilye-i Şerif, Hilye-i Saadet, Hilye-i Nebi, Hilye-i Nebevî”
Hilye-i Şeriflerin muhtevası
Hilye-i Şerifleri bölümler olarak incelemek gerekirse şunlardan bahsedilebilir;
(1) Baş makam: Burada değişik yazı stilleri ile besmele yer alır. Bazı Hilyelerde ise besmelenin sağ ve solunda Lafza-ı celil ve İsmi Nebi yer alır.
(2) Orta kısım: Bu kısım bazı Hilyelerde yuvarlak, oval veya dikdörtgen biçimindedir. Burada Peygamber (SAS.) Efendimizin vasıf ve sıfatları yer alır. Allah’ın selam ve salatı onun üzerine olsun.
(3) Hilal: Peygamber (SAS.) Efendimizin güzelliği ve nurlu siması nedeniyle Hilyelerde Güneş ve Hilale yer verilmiştir.
(4-5-6-7) Halifelerin isimleri: Burada Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali’nin (Ra.) isimleri yer almaktadır.
(8) Ayeti Kerime: Burada genel olarak Enbiya suresi 107 ayeti yer almakta ise de Kalem 4, Fetih 28 ve 29, Saf 6 ayeti kerimeleri de yer alabilmektedir.
(9) Nihayet: Burada Hilyenin metni tamamlanırken sonunda hattatın ismi, imzası, dualar ve hilyenin yazıldığı tarih yer alır.
(10-11) Koltuk: Bu bölüm hilyenin nihayet bölümünü kuşatan iki boşluktur. Bazı hilyelerde bu bölüm tezhiple doldurulurken bazı hilyelerde “Levlâke Levlâk, Lemâ Halaktül Eflâk.” Kudsî hadisi şerifi yer almaktadır.
(12) İç pervaz.
Hilye tasarımı
Hilye-i Şerifleri süsleyen müzehhibler-tezhib sanatının uygulayıcıları hilye tezhibini yaparken kullanacağı renkleri gayet uyumlu bir şekilde seçerek yazının ön plana çıkmasına gayret etmişlerdir. Hilye tezhiplerinde zemin rengi olarak; altın, lacivert, kızıl kahverengi, bordo, zeytuni yeşil ve siyah kullanılır. Tezhip desenlerinde, çiçek motiflerinde, ara suları ve diğer yardımcı motiflerde çok sade, uçuk ve uyumlu renkler kullanılmıştır. Müzehhipler göz zevkini bozmamak amacıyla mümkün olduğunca canlı ve parlak renklerden kaçınmışlardır.
Hilyelerin orta kısmında bulunan ortak metnin kaynağı genel olarak, Hz. Ali (Ra.) veya Hz. Ümmü Ma‘bed’den (R.anha) nakledilen hadisi şeriflerdir. Bugün bilinen klâsik anlamdaki levha Hilye-i Şerifin tasarımı, ilk defa Hattat Hâfız Osman’da görülmüştür.
Hilye-i Şerif türünün en meşhur ve en önemli eseri Türk Edebiyatında 1598 yılında Hakanî Mehmed Efendi tarafından düzenlenmiştir.
Tasarım olarak birbirine benzer halde, hattat ustaları tarafından nakşedilen Hilye-i Şeriflerden farklı tasarımlarda, matbu Hilye-i Şeriflere de rastlanmaktadır.
Bunların en meşhurunda, tablonun en üstünde yer alan Tâc kısmında Mescidi Nebevi ve Medine gravürü nakşedilmiş, onun altında orta kısımda Peygamber Efendimiz (SAS.)’in şemaili, dört halifenin isimleri ve La İlahe İllallah, Muhammedîn Resulullah kelime-i tevhidinin yazılmış, sağ ve sol üst kısımlara ise Allah (C.C.) ve Muhammed (SAS.) isimleri yerleştirilmiş, bunların altında ise klasik eserlerde olduğu gibi besmele ve Enbiya 107. ayet-i kerime yer almıştır.
Hilye bulunan mekanlar
Herhangi bir dini kaynağı tespit edilememekle birlikte, içinde hilye bulunan mekânın felakete uğramayacağı ve üzerinde hilye taşıyan kişinin her türlü musibetten korunacağına inanılması, hilyenin önem kazanmasında önemli bir rol oynamıştır.
Şemail-i Şerif
Peygamber Efendimiz (SAS.) hakkında yazılan, fiziki ve ahlaki özelliklerinden bahseden eserlerin ortak adı Şemail-i Şerif’tir.
Sözlükte “huy, tabiat, seciye, ahlak” gibi manalara gelen Şemail kelimesi, hadis, siyer, tarih ve tasavvufa ait kadim eserlerde Peygamber Efendimiz (SAS.)’in dış görünüşü, özel hayatı ve ahlakını ifade eden bir terim halinde kullanılmıştır.
Resul-i Ekrem (SAS.) Efendimizin boyu ne aşırı derecede uzun ne de göze batacak kadar kısaydı, uzuna yakın orta boyluydu. Ancak uzun boylu biriyle yürüyecek olsa ondan daha uzun görünürdü. Göğsü ile iki omuzunun arası geniş gibiydi. Avuç içleri ile ayak tabanları geniş ve etlice, oldukça yumuşak idi. Başı büyükçe ve kemikleri iriceydi.
Boynu pek latif, gümüş gibi saf ve berraktı. Saçı ise çok dalgalı ve kıvırcık olmadığı gibi tamamen düz de değildi.
Şemaili Şerifleri kaleme alan hattatlar Hz. Ali’den (Ra.) Peygamber (SAS.) Efendimizi şöyle tarif eder:
“Ne tombul yüzlü ne de yumru yanaklı idi. Gözleri iri ve siyah, akı kırmızıya çalardı. Kirpikleri sık ve uzun, parmakları uzunca idi. Bir tarafa döneceğinde sadece başını çevirmez, bütün vücuduyla dönerdi. İnsanların en geniş kalplisi, en doğru konuşanı, en yumuşak huylusu ve en güzel geçineni idi. Etkili görünümü dolayısıyla, O’nu ilk defa gören kimsenin içinde bir ürperti meydana gelir, onunla bir süre kalıp O’nu tanıyınca gönüllerde derin bir muhabbet uyanırdı.”